Türkiye Bankalar Birliği (TBB) raporuna göre; ilk 4 ayda borcu yüzünden 601 bin kişi yasal takibe düştü. Sadece nisan ayı içinde 103 bin kişi bankalara olan borcunu ödeyemedi. Devletin net borcu 1 yılda yüzde 134 arttı. Şirketlerin borcu da piyasadaki durgunluk nedeniyle artmaya devam ediyor. CHP, Borç Yapılandırma Fonu önerisi getirdi.
Türkiye Bankalar Birliği Risk Merkezi’nin nisan raporu Türkiye’nin borç gerçeğini yeniden ortaya serdi. Türkiye’de hem firmalar hem de 7’den 77’ye tüm gerçek kişiler borç batağında. Bunlara son aylarda devlet de eklendi. Rapora göre borç durgunluğa rağmen artmayı sürdürüyor. Ekonominin tüm kesimlerinin bankalara olan kredi borcu 2,7 trilyon TL’yi aşmış durumda. Buna rağmen enerji, inşaat gibi en riskli sektörlere kamu bankaları eliyle kredi verilmeye devam ediyor.
1- Tüm sektörler borç batağında!
Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu’nun (BDDK) mayıs ayı raporuna göre tüm sektörlerin borçluluğu geçen yıla göre artarken, sektörlerin gelirleri azalıyor. Sektörel borçlulukta kritik seviyelerde olan 2 sektör özellikle öne çıkıyor: İnşaat ve enerji.
İnşaat sektörünün 238 milyar TL nakdi kredi borcu bulunurken elektrik, gaz, su üretim ve dağıtım sektörünün ise 208 milyar TL nakdi kredi borcu bulunuyor.
Enerji sektörünün artan borçluluğu karşısında halkın omzuna elektrik faturaları yansıyor. İnşaat sektörü ise krizde olmasına rağmen bankalardan kredi bulmaya devam ediyor. Geçen nisan ayına göre ciro endeksi yüzde 14 gerileyen inşaat sektörünün borcu sadece 1 yılda yüzde 12,7 arttı.
2- Devlet borçları da artıyor!
Kamu kesiminin toplam brüt borcu 2019 Mart sonu itibariyle 1,2 trilyon lirayı aşmış durumda.Buna karşılık geçen yıl mart ayında kamu kesiminin brüt borcu 986 milyar liraydı. Böylece kamu kesimi borcu 1 yılda yüzde 28,2 artış göstermiş oldu. Artan borçta seçim ekonomisi ve yaşanan durgunluk sebebiyle oluşan bütçe açıkları etkili oldu.
Kamu kesimi brüt borcundan kamunun sahip olduğu varlıklar düşülerek kamu kesimi net borcu ortaya çıkıyor. Kamu kesimi net borcu geçtiğimiz 1 yıl içinde tam yüzde 134 arttı. 2018 yılının mart sonu itibariyle 264 milyar TL olan kamu kesimi net borcu bu yılın mart sonu itibariyle 619 milyar TL’ye yükseldi.
3- Vatandaşın borcu can yakıyor
2019 nisan ayı içinde 103 bin kişi bankalara olan kredi borcunu ödeyemedi. Geçen yıl nisan ayında bu sayı 84 bin kişiydi. Bireysel kredi veya bireysel kredi kartı borcundan dolayı yasal takibe intikal etmiş kişi sayısı, 2019 yılı ilk dört ayında 2018 yılının aynı dönemine göre yüzde 23 artarak 601 bin kişi oldu.
Aykut Erdoğdu: Sosyal patlamalar kaçınılmaz!
CHP Genel Başkan Yardımcısı Aykut Erdoğdu, bireysel kredi veya bireysel kredi kartı borcundan dolayı yasal takibe intikal etmiş kişi sayısının Nisan 2019’da geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 24 arttığını belirterek; “Hanelerin borç sorununa acilen el atılmazsa sosyal patlamalar kaçınılmaz olacak” dedi.
CHP’den Borç Yapılandırma Fonu önerisi
Türkiye Bankalar Birliği Risk Merkezi’nin, bireysel kredi kartı borçlularına ilişkin olarak yaptığı açıklamayı değerlendiren Erdoğdu, AKP iktidarında vatandaşların en temel ihtiyaçlarının dahi borçlanılarak karşılandığı bir kredi düzeni yaratıldığını söyledi.
Reel ücretlerin enflasyona yenildiği bir ekonomide, insanların geçinebilmek için zorunlu olarak krediye yöneldiğine dikkat çeken Erdoğdu; bu durumun her geçen yıl hane halkı borçlarını artırdığını ifade ederek şöyle devam etti:
— Bu borçlar vatandaşların yeterli geliri olmamasından dolayı ödenememiş icraya düşmüş ve nihayetinde varlık yönetim şirketlerinin eline düşmüş durumda.
— Tüketici kredileri ve bireysel kredi kartlarındaki tahsili gecikmiş alacak miktarı 5 Temmuz 2019 itibarıyla 19,7 milyar TL’yi geçti. Bu insanların hayata yeniden başlayabilmesini sağlamak için vatandaşın ödeyemediği kredi borcunu; varlık yönetim şirketlerinin bankalardan aldığı fiyattan alacak ve anapara ödemesini belli bir takvime yayarak tahsil edecek bir ‘Borç Yapılandırma Fonu’ kurulması gerekli.
Faizler nedeniyle borcu ödeyemiyorlar
Amacın borçların silinmesi ya da affedilmesi değil, vatandaşın ödeyebileceği seviyelere çekerek tahsil etmek olduğunu vurgulayan CHP Milletvekili Erdoğdu şunları söyledi:
— BDDK verilerine göre, tasfiye olunacak alacak miktarı oranı, toplam bireysel kredilerde son bir yıl içinde, yani Mayıs 2018’den Mayıs 2019’a kadar yüzde 3,3’ten yüzde 3,8’e yükseldi. İhtiyaç kredileri kategorisinde de tasfiye olunacak batık kredilerin oranı aynı dönemde yüzde 4,7’den yüzde 5,3’e çıktı. Bireysel kredi kartı kaynaklı tasfiye olunacak alacakların oranı Mayıs 2019’da yüzde 6,15’e yükseldi.
— Risk Merkezi ve BDDK verileri hem sektörlerde batık kredi oranlarının hızla artmış olduğunu gösteriyor hem de vatandaşın daha fazla borcu olduğunu ve borcunu ödemekte zorlandığına işaret ediyor. Enflasyon karşısında maaşları eriyen vatandaş ister istemez kredi kartına yöneliyor. Ama faizlerin geldiği seviye nedeniyle de borçlarını ödeyemiyor. Krizin en sert biçimde etkilediği bu kesimin borç sorununa acilen el atılmazsa sosyal patlamalar kaçınılmaz olacak.
CHP olarak artan borç çevrimi sorununa karşı, düşük gelirli haneleri rahatlatmak amacıyla 2018 seçimlerine giderken seçim bildirgesinde ‘Borç Yapılandırma Fonu’ kurulmasını vaat ettiklerini hatırlatan Erdoğdu, borç yapılandırmanın devlete getireceği maliyeti düşürmenin mümkün olduğunu bildirerek şöyle dedi:
— Maliyeti düşürmenin esas yolu bankaların takibe düşmüş kredi kartı ve tüketici kredisi borçlarını sektör ortalaması rakamlarından fona satmasının sağlanması olacak. 5-10 yıllık ticari ve takipteki kredi portföylerini yüzde 1-2 ortalamayla varlık yönetim şirketlerine satan bankaların, tahsili gecikmiş bireysel ve kredi kartı alacaklarını fahiş oranlarla fona devretmesi engellenmeli, ellerinde tuttukları bireysel ve kredi kartı borçlarını bankalardan aldıkları oranların cüzi bir miktar fazlasıyla fona devretmesi sağlanmalıdır.
Örtülü ödenek harcamasından fazla değil!
Toplumsal adalet duygusunun zedelenmemesi amacıyla borç yapılandırmasına başvurabilecek olanlar için aylık gelir limitinin asgari ücretin iki katına kadar belirlenebileceğine işaret eden Aykut Erdoğdu şu görüşleri dile getirdi:
— Kurulan fon, piyasadan devlet tahvili faiziyle borçlanarak yapılandırmayı finanse edebilir. Faiz oranlarında değişim, tahsili gecikmiş alacak miktarının son aylarda fırlaması, yapılandırma başvurusunda bulunacakların kesin sayısının bilinememesi gibi nedenlerden kesin maliyet hesabı mümkün değil. Ancak faiz silme ve yapılandırma maliyetinin
— Cumhurbaşkanlığının son 10 yılda kullandığı 12,8 milyar TL örtülü ödenek parasının enflasyonla bugüne getirilmesi ile ortaya çıkan 20,4 milyar TL’lik harcama rakamından daha fazla olmayacağı ve milyonlarca emekçiyi rahatlatacağı açıktır. Borcunu ödeyemeyen bu yoksul kesimin sorununa acilen bu çözüm getirilmelidir.