Bülent Arınç: Cumhurbaşkanlığı Yüksek İstişare Kurulu üyeliğinden gelen maaşımın yarısını burs olarak dağıtacağım, diğer yarısını da KHK mağdurlarına vereceğim. KHK’lar ile işlerinden atılmış, beraat kararı almış, koğuşturmaya yer olmadığı kararı alınmış insanlar var.
Cumhurbaşkanlığı Yüksek İstişare Kurulu (YİK) üyesi Bülent Arınç, kurulu üyelerinin maaşına yapılan zam ve açıklamasıyla ilgili tepkileri değerlendirdi.
Habertürk TV’de Veyis Ateş’in sorularını yanıtlayan Bülent Arınç, konuyla ilgili açıklamasının sosyal medyada montajlanarak paylaşıldığını söyledi.
Bülent Arınç, “Yurt dışındaydım, gelir gelmez montajlarla kurgulanmış bir iftira karşısında açıklama yaptım. Yaptığım konuşmanın arkasındayım, çok açık konuşma. Çok açık söylüyorum, o programda dedim ki, bu bizim irademizle kurulmadı. Sayın Cumhurbaşkanımız millete ve devlete emeği olan kişileri davet ederek bunca tecrübeden istifade etmek istemiştir” diye konuştu.
“Maaşımı eleştirenlere edepsiz demedim”
Tepkilere yönelik açıklamasında kendilerini eleştirenleri kastetmediğini belirten Arınç; “Sosyal medyada inanın haysiyet cellatlığı yapıldı. Asla ve kat’a yeminle söylüyorum, bu maaş nedir, var mıdır, yok mudur, yüksek midir, alçak mıdır diye eleştiri yapan hiç kimseyi kastetmedim. Ben eleştiri hakkının kıymetini bileceğim, ama benim maaşımı eleştirdi diye bir kişiye edepsiz diyeceğim, bu mümkün değil” dedi.
“Maaşımın ne olduğunu bilmiyorum” diyen Bülent Arınç, şöyle devam etti:
“İlk toplantıda maaş konuşulmadı”
— Ben ya Bosna ya da Kosova’daydım. Telefon ettiler, ‘Sayın Cumhurbaşkanımız Japonya’ya gitmeden önce istişare kurulu ile görüşmek istiyor’ dediler. ‘Ben Bosna’dayım’ dedim. Sayın Cemil Çiçek’le konuştum. Sayın Cumhurbaşkanımız ‘Ne tavsiye ediyorsunuz, haftada bir mi, ayda bir mi’ diye sormuş. ‘Ne maaş artışı, ne maaş Allah için konuşulmadı’ dedi. 13 bin diyen de, 18 bin diyen de sosyal medya.
“İkinci maaşımı burs olarak dağıtıyorum”
— Ben Başbakan Yardımcısı iken bir emekli bir de milletvekili maaşım vardı. Ben ikinci maaşımın hemen hemen yarısını burs olarak dağıtıyordum, hanım da öyle yapıyordu. Bir kısmıyla da zekatımıza mahsus buradan dağıtıyorduk. Şimdi ben tek maaşa kaldım. Tek maaş yetmeyince arabuluculuk yapmaya başladım. Ofisimin masraflarını karşılıyor.
“Maaşımın yarısını KHK mağdurlarına dağıtacağım”
— Buradan gelecek olan para ne kadarsa yarısını burs, yarısını da KHK’larla mağdur olan binlerce kişi var. Daire başkanı adam, dava açılmamış, takipsizlik kararı alınmış, ama görevine iade edilmemiş. Bir kısmının eşi evlere temizliğe gidiyor, yumurta satıyor. KHK’larla işlerinden atılmış, beraat kararı almış, koğuşturmaya yer olmadığı kararı alınmış insanlar var. Benim çevremde, ailemden insanlar var. Yoksa ceza alanlarla ilgili bir şey demiyorum.
“Emeklinin, asgari ücretlinin yüzüne nasıl bakarım”
“Son toplantıda maaşına yüzde 40 zam yapan Bülent Arınç, bunu eleştirenlere edepsiz” dedi. Yok böyle bir şey, Allah için yok böyle bir şey. Ben o zaman emeklinin, asgari ücretlinin yüzüne nasıl bakarım. Ağzımdan çıkanı kulağım duyuyor. Birisi gelip bana Hz. Ömer’e dedikleri gibi ‘Seni ne dinler ne itaat ederiz, önce üzerindeki kumaşın hesabını ver’ misali. Ben hesabını vermediğim işin altına girmem. Ama edebin kenarından geçmemiş insanlara bu kelime hafif kalıyor. Belaltı vuruşların tek sebebi, Bülent Arınç’ın bugün bulunduğu Yüksek İstişare Kurulu’dur.