Dario Moreno; talihsizlikler içinde doğan, efsane sesiyle dünya çapında şöhret yakalayan ve çok erken söndürülen bir yıldız.
Asıl adı Davi Arugete Moreno olan Dario Moreno, 3 Nisan 1921 tarihinde Aydın’da Yahudi bir Türk ailesinde dünyaya gözlerini açtı.
Hayatı boyunca trajedilerle karşı karşıya kalacak Moreno’nun ilk büyük talihsizliği babasının vurularak öldürülmesiyle başladı. 5 çocuğa bakmak için çare üretemeyen annesi onu 4 yaşına kadar yetimhaneye bırakmak zorunda kaldı.
Çocukluğunun ve gençliğinin geçtiği İzmir’e karşı derin bir sevgi besliyordu. Birçok farklı iş denemiş olsa da, gitar çalmak ve şarkı söylemek arzusu galip çıktı.
Deniz ve Mehtap şarkısının içli yorumuyla gönüllerde taht kuran şarkıcı Dario Moreno, yurtdışında da büyük başarılar elde etti. Özellikle Fransa’da Fransızca söylediği şarkılarla hatırı sayılır bir tanınırlık elde etti.
Sahne ve albüm çalışmalarının yanı sıra filmlerde ve müzikallerde de rol aldı. Her ne kadar Fransa’daki kariyerinde yükselişe geçse de, Türkiye’den kopamadı. Ancak bu bağlılık, son derece genç bir yaşta hayata gözlerini yummasında büyük rol oynadı.
47 yaşında ölüme sürüklenişi
Tarih, 30 Kasım 1968’i gösteriyordu. Kilo problemi ve çeşitli sağlık sorunları olan Dario Moreno, Paris uçuşu için havaalanına geldiğinde geç kaldığını fark etti.
Bu uçuşta yer alması onun için oldukça önemliydi. Zira uçağa binemezse, kendisinin de rol aldığı oyunun galasına yetişmesi mümkün olmayacaktı.
Derdini anlatmaya çalıştığı görevli, yardım etmek yerine kendisiyle tartışmaya başlayınca hipertansiyon hastası Moreno fenalaşıp yere yığıldı.
Trajedilerle dolu 47 senelik yaşamın son buluşu da isyan edilecek cinsten oldu. Yere yığılan Moreno’nun çevresine hemen bir kalabalık toplandı ve yardım etmek için harekete geçti. Kalabalık tarafından yerden kaldırılıp taşındı.
Kargaşa ve bilinçsiz hareket edilmesi nedeniyle merdivenlerde yere düşürüldü. Başı yarıldı ve kanlar içerisinde kaldı. Cerrahpaşa Hastanesi’ne götürüldü. Sağ tarafı felç olmuştu. Doktorlar beyin kanaması teşhisi koydu.
Dario Moreno, ertesi gün yani 1 Aralık 1968’de vefat etti. Vasiyeti, çok sevdiği İzmir’e gömülmek olsa da, annesi onu İsrail’de defnetti.
Görevliler anlayışlı davransa, yardım etmeye çalışan insanlar bilinçli yaklaşsaydı belki de o gün orada ölmeyecek ve unutulmaz sesiyle yeni eserlere ve çalışmalara imza atacaktı.