Ergenekon’a karşı 1 milyon Euro dava açan üsteğmene bakanlık teklifi: 500 Euro verelim vazgeç

Eski üsteğmen Serdar Öztürk, Ergenekon davası kapsamında tutuklanarak 4 yıl 9 ay hapis yattı. Beraat edince AİHM’e gitti, ‘haksız tutukluluk’ gerekçesiyle 1 milyon euro tazminat talep etti. Adalet Bakanlığı 500 euro önererek Öztürk’ün davadan vazgeçmesini istedi.

Serdar Öztürk Ergenekon davasına karşı 1 milyon Euro dava açan üsteğmene bakanlık teklifi: 500 Euro verelim vazgeç

Hürriyet’ten Toygun Atilla’nın haberine göre Serdar Öztürk 1994’te Kuzey Irak sınırında yürütülen operasyon sırasında tuzaklanmış mayına bastığında üsteğmen rütbesindeydi. İki hafta komada kaldı, iki yıl tedavi gördü. Bakanlar Kurulu kararıyla Cumhurbaşkanı tarafından Devlet Övünç Madalyası ve beratıyla ödüllendirildi.

Öztürk daha sonra hukuk fakültesini bitirdi, avukat oldu. Ergenekon soruşturmaları sırasında tutuklanan emekli Albay Levent Göktaş’ın avukatıydı. Müvekkilinin haklarını savunurken kamuoyuna da ‘bu operasyonların kumpas olduğunu, Fetullahçı polis ve yargı mensuplarınca yürütüldüğünü’ söylüyordu.


Madalyalarını iade etti

Haziran 2009’da Serdar Öztürk de gözaltına alındı. ‘Ergenekon Terör Örgütü üyesi’ olduğu iddia ediliyordu. Tutuklandığında ilk yaptığı, kendisine verilen Devlet Övünç Madalyası’nı ve beratını Cumhurbaşkanlığı’na iade etmek oldu. Dönemin Cumhurbaşkanı, Abdullah Gül’dü.

Eski Üsteğmen Serdat Öztürk şu notu yazmıştı:

“Bir insan, hem devletinin övüncüne mazhar olmuş bir kahraman, hem de terör örgütü üyesi olamaz. Yaptığım hizmet, feda ettiğim gençliğim ve sağlığım devletime helaldir. Ancak bu çelişkinin giderilmesi maksadı ile Sayın Cumhurbaşkanlığı’nca tarafıma verilen övünç madalyasını makamınıza iade etmek zorunluluğu doğmuştur.”

İlk başvuru Silivri’den

Serdar Öztürk, Silivri Cezaevi’nde 2 yılı tek başına hücrede olmak üzere 4 yıl 9 ay tutuklu kaldı. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne de ilk başvurusunu cezaevindeki ilk yılında, 2010’da yaptı. O gün avukatı Demet Reçber aracılığı ile yaptığı başvuruda şöyle dedi:


“Emniyet İstihbarat teşkilatı ve yargı içerisinde yapılanmış kökten dinci bir oluşum (Fetullahçılar) kökten dinci polisler, bazı kökten dinci savcılarla işbirliği yapmaktadır. Muhalif olan ve hedef seçilen kişilerin ev ve işyerlerinin aranması esnasında, bu mahallere içeriği suç teşkil eden dijital veri depolama aygıtları bırakılarak veya el konulan dijital veri depolama aygıtlarının kopyaları kanuna aykırı olarak teknik yetersizlik gerekçesi ile şüphelilere verilmeyip sonradan içeriğine konusu suç teşkil eden veri yüklenmek sureti ile bu muhalif ve laik yapıları ile tanınan aydın kişilerin tutuklanmaları sağlanmaktadır.”

Ergenekon’un FETÖ kumpası olduğu ortaya çıkınca beraat etti

Serdar Öztürk 2014’te tahliye edildi. Ergenekon soruşturmaları için “FETÖ kumpası” dendi ve sonrasında da beraat etti.

Avukat Serdar Öztürk, 2016’da Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne tekrar başvurdu. Bu başvurusunda da cezaevinde geçirdiği 4 yıl 9 aylık ‘haksız tutukluluğunun tazmini’ için Türkiye’den 500 bin euro maddi, 500 bin euro manevi tazminat istedi.

500 Euro’luk lütuf hakkı


Adalet Bakanlığı İnsan Hakları Daire Başkanı Dr. Hacı Ali Açıkgül imzası ile Türkiye’nin cevap yazısı Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ndeki dosyaya girdi. Türkiye, barışçıl bir çözüme gidilmesini istedi. Öztürk’e, ‘lütuf hakkı’ kapsamında davasından vazgeçmesi için 500 euro önerildi. Öztürk, bu teklifi kabul etmeyeceklerini söyledi.

İstanbul Valiliği, Suriyeliler için tarih verdi: 20 Ağustos!


Editor
Haber Merkezi ▪ İndigo Dergisi, 19 yıldır yayın hayatında olan bağımsız bir medya kuruluşudur. İlkelerinden ödün vermeden tarafsız yayıncılık anlayışı ile çalışmaktadır. Amacı; gidişatı ve tabuları sorgulayarak, kamuoyu oluşturarak farkındalık yaratmaktır. Vizyonu; okuyucularında sosyal sorumluluk bilinci geliştirerek toplumun olumlu yönde değişimine katkıda bulunmaktır. Temel değerleri; dürüst, sağduyulu, barışçıl ve sosyal sorumluluklarının bilincinde olmaktır. İndigo Dergisi, Türkiye’nin saygın İnternet yayınlarından biri olarak; iletişim özgürlüğünü halkın gerçekleri öğrenme hakkı olarak kabul etmekte; Basın Meslek İlkeleri ve Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’ne uymayı taahhüt eder. Ayrıca İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ni benimsemekte ve yayın içeriğinde de bu bildiriyi göz önünde bulundurmaktadır. Buradan hareketle herkesin ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasi veya diğer herhangi bir milli veya içtimai menşe, servet, doğuş veya herhangi diğer bir fark gözetilmeksizin eşitliğine ve özgürlüğüne inanmaktadır. İndigo Dergisi, Türkiye Cumhuriyeti çıkarlarına ters düşen; milli haysiyetimizi ve değerlerimizi karalayan, küçümseyen ya da bunlara zarar verebilecek nitelikte hiçbir yazıya yer vermez. İndigo Dergisi herhangi bir çıkar grubu, ideolojik veya politik hiçbir oluşumun parçası değildir.