Davutoğlu: Terörle mücadele defterleri açılırsa insan yüzüne çıkamazlar

Eski Başbakan Ahmet Davutoğlu: Terörle mücadele defterleri açılırsa birçok kişi insan yüzüne çıkamaz; 7 Haziran ile 1 Kasım arası en kritik dönemlerden biri!

AKP’nin 18’inci kuruluş yıl dönümü programına davet edilmeyen eski Başbakan Ahmet Davutoğlu, AKP’nin yıl dönümü etkinlikleri sürerken Sakarya’da bir etkinlikte yaptığı konuşmada; “Biz ne zaman ihanet ettik? Söyleyin. Bu milletin davasına, vicdanına aykırı tek bir adımımız olduysa söyleyin. Meydan okuyoruz” dedi.

Davutoğlu terörle mücadele üzerinden kendisini eleştirenlere de yanıt vererek, “Terörle mücadele konusunda defterler açılırsa birçok insan insan yüzüne çıkamaz. Bizi bugün eleştirenler insan yüzüne çıkamazlar, açık söylüyorum” dedi.


Eski Başbakan Ahmet Davutoğlu, Dostlar Platformu etkinlikleri kapsamında Sakarya’ya geldi. Davutoğlu etkinlikte yaptığı konuşmada, 22 Nisan’da yayımladığı manifesto ile AKP’ye “bir dakika dur” dediklerini belirterek “O metni yayınladığımızda adını ‘itiraz süreci’ diye koyalım demiştik. Kim ne derse desin bu gidişe itirazımız var” dedi.

“Biz ne zaman ihanet ettik?”

Bu açıklama üzerine yapılan “hain”, ihanet” sözlerini eleştiren Davutoğlu şunları söyledi:

“Geride bıraktığımız makamları bilenler makam beklemeyeceğimizi bilirler. İtirazımıza itirazla karşılık verebilirlerdi. Ne dediler biliyor musunuz? Hain dediler. İhanetle tanımladılar söylediklerimizi. Milletin teveccühüyle göreve gelmiş, Başbakan olmuş birine kimse hain diyemez. Bütün selefim başbakanları rahmetle anıyorum. Hiçbiri hain değildi. Bu ülkede hain Başbakan olmadı. Bundan sonra da olmayacak. Bize dahi hain denirse bu partinin dışında olanlar kendilerini nasıl huzurlu hissedebilirler. Biz ne zaman ihanet ettik? Söyleyin. Bu milletin davasına, vicdanına aykırı tek bir adımımız olduysa söyleyin. Meydan okuyoruz.”

“Hz. Ömer’i anıyoruz diyenler önce Hz. Ömer’i hatırlamalı”

367 süreci, parti kapatma, “one minute”, 17-25 Aralık sürecinde aldıkları tavırları hatırlatan Davutoğlu, “Devlet yöneticilerinden hesap soranlar hain ilan ediyorsa biz Ömer arıyoruz diyenlerin önce Hz. Ömer’i hatırlaması lazım. Biz hesap sorulabilir bir düzen istiyoruz. Biz yeni bir siyasi anlayışla kimsenin kimseyi ihanetle suçlamadığı yeni bir siyasi söylem peşindeyiz. Bu söylemi mutlaka inşa edeceğiz” dedi.

“Ümmetten kastedilenler yayılarlarda oturanlarsa biz o topluluktan değiliz”

Davutoğlu, “ümmeti bölüyorsunuz” sözlerini siyasi hayatta dini kavramların yozlaştırılmasına karşı olduğunu belirterek eleştirdi.

Davutoğlu, “Ümmet evrensel bir inananlar topluluğuysa, Türkiye’de yaşayan 81 milyon kardeşimizin hepsi o ümmetin parçasıdır. Kimse o ümmetin dışında değildir. Kimse ümmeti tekeline alamaz. Kimse bu ümmet benim partimin tekelindedir diyemez. Ümmetten kastedilen yalılarda oturup Türkiye’yi dizayn etmeye çalışanlarsa biz o topluluktan değiliz” diye konuştu.


“Sandıkta bir milletin oylarıyla bir sonuç ortaya çıkmışsa buna saygı duyacaksınız”

Belediye başkanlarının görevden alınıp kayyım atanmasına dönük eleştirisi üzerinden kimsenin “teröre destek” suçlamasında bulunamayacağını belirten Davutoğlu şöyle devam etti:

“Bir ülkede seçim yapılıyor, sadık ortaya konuyorsa. O sandıkta bir milletin oylarıyla bir sonuç ortaya çıkmışsa buna saygı duyacaksınız. Bizim milli irade anlayışımız bu. O saygı belediye başkanlarına duyulan saygı değildir. Oraya gidip oy kullanan yüz binlerce vatandaşa duyulan saygıdır. Bu tavır asla teröre desteği mazur göstermez. Kim teröre destek veriyorsa en şiddetli şekilde cezalandırılmalıdır. Seçimden önce ceza aldılarsa YSK onları elemeliydi. Bu ülkenin demokrasisine gölge düşürmemeliydiler. Yok 31 Mart’tan sonra suç işlemişlerse öncelikle onlar mahkemeye götürülmeliydi. Mahkeme onları mahkum ettikten sonra görevden alınmalıydılar. Şu an bile haklarında bir dava açılmış görünmüyor. Eğer suçlularsa derhal cezalandırılmalılar.”

“Hareket kendini tasfiyeye başlamıştır”

Davutoğlu, AKP’nin kuruluş yıl dönümü için hazırlanan grafikte başbakanlığında gidilen iki seçimin yer almamasını da, “Her şeyi beklerdim de tarihin hafızasını silmek suretiyle insanları unutturabileceklerini zannetme çocukluğunu beklemezdim” sözleriyle eleştirdi.

Davutoğlu, “Bir hareket kendi tarihini reddetmeye başlamışsa kendi kendini tasfiye etmeye başlamıştır. Beğenirsiniz ya da beğenmezsiniz ama tarihi değiştiremezseniz. Diyorlar ki ‘Sayın Başbakan bir televizyona çıksanız’. Değil televizyona çıkmak, benim adımın telaffuz edilmesi bile yasaklandı 3 yıldır. 18’inci yıl videosundaki yokluğumuz bazı arkadaşlarımızı üzdü ama beni üzmedi, şaşırtmadı da” ifadelerini kullandı.

“Eski defterler açılırsa birçok insan insan yüzüne çıkamaz”

Davutoğlu, “Terörle mücadele konusunda defterler açılırsa birçok insan insan yüzüne çıkamaz. Bizi bugün eleştirenler insan yüzüne çıkamazlar, açık söylüyorum. Neden mi? Gelin hafızanızı bir yoklayın. İleride bir gün Türkiye Cumhuriyeti tarihi yazıldığı zaman eminim en kritik dönemlerden biri 7 Haziran-1 Kasım arasındaki dönem olarak yazılacaktır. Başbakanlık görevini aldığım zaman -bunu izah etmek zorundayım, kampanya dolayısıyla bu soruları aldığım için- 6-8 Ekim olayları oldu, takriben 40 gün sonra. O olaylar esnasında çözüm süreci adı altında Türkiye’nin kamu düzeninin nasıl yerle bir edildiğini görme imkanı bulduk” diye konuştu.

“Yeni bir hali, yeni bir yola bağlayalım”

İstanbul seçimlerini yenileme kararının AKP’ye verilen en büyük zarar olduğunu söyleyen Davutoğlu sözlerini şöyle tamamladı:


“Eğer bugün konuşuyorsak buna ihtiyaç var. Biz bir ümit rüzgarı estirmeye yeni bir gelecek inşa etmeye geliyoruz. Bu milletin üzerine çökmüş karamsarlık bulutlarını dağıtmaya geliyoruz. Konya’da yeni bir hal dedik. Yeni bir hali yeni bir yola bağlayalım. Bu yol küskünlerin yolu değil hiç kimseye küsmeyenlerin yoludur. Allah yolumuzu açık etsin.”

Avukatlardan üç bakana ‘İzmir yangınında ihmalleri var’ suçlaması


Editor
Haber Merkezi ▪ İndigo Dergisi, 19 yıldır yayın hayatında olan bağımsız bir medya kuruluşudur. İlkelerinden ödün vermeden tarafsız yayıncılık anlayışı ile çalışmaktadır. Amacı; gidişatı ve tabuları sorgulayarak, kamuoyu oluşturarak farkındalık yaratmaktır. Vizyonu; okuyucularında sosyal sorumluluk bilinci geliştirerek toplumun olumlu yönde değişimine katkıda bulunmaktır. Temel değerleri; dürüst, sağduyulu, barışçıl ve sosyal sorumluluklarının bilincinde olmaktır. İndigo Dergisi, Türkiye’nin saygın İnternet yayınlarından biri olarak; iletişim özgürlüğünü halkın gerçekleri öğrenme hakkı olarak kabul etmekte; Basın Meslek İlkeleri ve Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’ne uymayı taahhüt eder. Ayrıca İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ni benimsemekte ve yayın içeriğinde de bu bildiriyi göz önünde bulundurmaktadır. Buradan hareketle herkesin ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasi veya diğer herhangi bir milli veya içtimai menşe, servet, doğuş veya herhangi diğer bir fark gözetilmeksizin eşitliğine ve özgürlüğüne inanmaktadır. İndigo Dergisi, Türkiye Cumhuriyeti çıkarlarına ters düşen; milli haysiyetimizi ve değerlerimizi karalayan, küçümseyen ya da bunlara zarar verebilecek nitelikte hiçbir yazıya yer vermez. İndigo Dergisi herhangi bir çıkar grubu, ideolojik veya politik hiçbir oluşumun parçası değildir.