Etiyopya’da büyük keşif: 2016 yılında 3,8 milyon yıl önce yaşamış ilk insana ait kafatası bulunmuştu. Bilim insanları, kaftasını inceleyerek ilk insanın neye benzediğini modelledi.
Bilim dünyası 2016 yılında Etiyopya’da bulunan bir kafatasını incelemeyi tamamladı. Uzmanlar 3.8 milyon yıl önceden kaldığı tahmin edilen kafatasını incelerken, ilk insanın neye benzediğini de modelledi.
Bilim dünyası Etiyopya’daki Woranso-Mille bölgesinde bulunan bir kafatasını inceleyerek, “ilk insan”ın neye benzediğini modelledi. MRD olarak bilinen ve Etiyopya’nın Afar bölgesinde bulunan kafatasının çok iyi durumda olduğunu belirten yetkililer, “4.1 milyon ile 3.6 milyon yıl arasında olduğu tahmin ediliyor” dedi.
İnsanın büyük büyük atası olduğu tahmin edilen kafatasını modelleyen uzmanlar bunun nasıl görüntülendiğini gözler önüne serdi.
İlk defa 4,2 milyon yıl önce ortaya çıkan Australopithecus ananmensis türüne ait olan ve MRD adı verilen fosilin modern insanın evrim sürecinde çok önemli bir döneme ışık tutması bekleniyor.
Etiyopya‘nın başkenti Addis Ababa‘nın 550 kilometre kuzeydoğusunda keşfedilen kafatasının önden arkaya uzunluğu yaklaşık 20 santimetre, genişliği ise 11,5 santimetre.
Daha önceki çalışmalar bu türün boyunun yaklaşık 1,5 metre uzunluğunda olduğunu ortaya koymuştu; ancak bu kafatasının ait olduğu erkeğin boyuna ilişkin bilim insanları henüz bir tahmin bildirmedi.
MRD’nin ait olduğu türün iki ayaklı olduğu ancak ağaçlar arasında gezebildiği ve modern insandan daha küçük olduğu sanılıyor.
Lucy’nin atası
Bulunan türün 1974 yılında keşif yapılan yerin yaklaşık 56 kilometre yakınındaki Afar bölgesinde gün yüzüne çıkarılan ve Lucy adı verilen iskelet kalıntılarının atası olduğu tahmin ediliyor. Lucy‘nin 3,2 milyon yıl önce yaşadığı tespit edilmişti.
Kafatası, ait olduğu türün nasıl beslendiğinden, beyninin büyüklüğüne ve yüz şekline kadar birçok önemli bilgi edinmek için büyük bir fırsat sunuyor. Bu nedenle araştırma ekibinin başındaki Cleveland Doğa tarihi Müzesi’nden paleoantropolog Yohannes Haile-Selassie; bulunan kafatasının hayatta bir kez yapılabilecek bir keşif olduğunu belirtiyor.