Şirketler fiyat baskısını giderek daha çok hissediyor!

Global Fiyatlandırma Araştırması 2019 sonuçlarına göre CEO’ların çoğunluğu için, fiyat artışı planların arasında ve şirketlerin yüzde 78’inin planlarında bu yıl fiyat artışı yer alıyor. Araştırmanın ortaya koyduğu en önemi nokta ise, güçlü bir fiyatlama stratejisinin potansiyelinin hala hafife alındığı yönünde.

Şirketler fiyat baskısını giderek daha çok hissediyor!
Şirketler fiyat baskısını giderek daha çok hissediyor!

Şirketlerin büyüme ve kar hedeflerini, TopLine Power® stratejisi sayesinde kanıta dayalı başarılı sonuçlarla gerçekleştirmelerini sağlayan Simon-Kucher & Partners tarafından gerçekleştirilen Global Pricing Survey (GPS) – Global Fiyatlandırma Araştırması 2019’un temel bulgularına göre; şirketlerin yaklaşık üçte ikisi satış hacmindeki artışı, gelecekteki kar büyümesinin en büyük itici gücü olarak görüyor.

Araştırmaya göre şirketlerin yüzde 22’si maliyet düşürmeye yönelirken, yalnızca yüzde 12’si fiyatlarda düzenleme yaparak karlarını artırabileceğine inanıyor.


Simon-Kucher Yönetici Ortağı Mert Terzioğlu araştırma ile ilgili yaptığı açıklamada, “Sonuçlar, şirketlerin, kâr sağlamada en önemli faktör olan ‘fiyatı’ hala hafife aldığını gösteriyor.” dedi.

Simon-Kucher & Partners Yönetici Ortağı Mert Terzioğlu, içinde Türkiye’den de önemli şirketlerin bulunduğu tüm dünyadan yaklaşık 1.650 şirketin katıldığı Global Fiyatlandırma Araştırması ile ilgili olarak, soruların sadece fiyatlandırma değil fiyatlandırmayı etkileyen dış faktörleri de ele alarak tasarlandığını, pazarın dinamiklerine göre fiyat etkisini anlama konusunda önemli bir gösterge olduğunu belirtti.

Fiyat artışının uzun vadede nasıl etki ettiği sonuçlara yansıdı

Global Fiyatlandırma Araştırması 2019 sonuçlarına göre CEO’ların çoğunluğu için, fiyat artışı planların arasında ve şirketlerin yüzde 78’inin planlarında bu yıl fiyat artışı yer alıyor.

Araştırmaya katılan şirketlerin yarısı enflasyona paralel fiyat yükseltmek hedefinde olduğunu belirtirken, yalnızca yüzde 13’ünün enflasyon ötesine geçmeyi hedefledikleri tespit edildi.

Fiyat artışlarının uygulanması ile birlikte düşük başarı oranları göz önünde bulundurulduğunda, bu hedeflerin uzun vadede yeterince kârlı kalacak kadar yüksek olmadığı ortaya çıkıyor. Araştırmaya göre, katılımcıların üçte ikisi geçen yıl planlanan fiyat artışlarının yarısından daha azını başardı.


2 yıl öncesine göre daha büyük fiyat savaşları var

Araştırmaya katılan şirketlerin üçte ikisinden fazlası, son iki yılda daha fazla fiyat baskısı yaşadığını belirtirken, şu anda bir fiyat savaşında bulunduğunu söyleyen şirket oranı 2 yıl öncesine göre yüzde 10 artarak yüzde 57’ye ulaştı. Şirketlerin yüzde 77si, 2017’de yapılan araştırmada fiyat savaşını rakiplerinin başlattığını söylerken, bu yıl bu oran yüzde 44’e düştü ve üçte biri fiyat savaşını kendilerinin başlattığını söylüyor.

Fiyat savaşlarını dijital dünyanın getirdiği şeffaflık ile hız kazandığını belirten Terzioğlu, “İç süreçlerin verimini geliştirmek, müşteri/tüketici deneyimlerini odak alan iş modelleri kurmanın fiyat savaşlarında şirketleri öne çıkaran önemli bir unsur olacağını ve bu süreç şirketlerin değer zinciri içerisinde nerede bulunduklarını değerlendirmelerinin önemini” belirtiyor. Terzioğlu, şirketler için önemli çözümün sektör ve kendi koşullarını avantaja çevirecek fiyatlandırma stratejilerinden geçtiğinin altını çiziyor.

Dijitalleşme yatırımı etki yaratıyor

Araştırmaya katılan şirketlerin yaklaşık dörtte üçü, son üç yılda dijitalleşme girişimlerine yatırım yaptıklarını söylerken, yüzde 61’i ise dijitalleşme ile gelen gelir artışının en önemli motivasyonlardan biri olduğunu belirtiyor. Şirketlerin yüzde 40’ı dijitalleştirme girişimlerinin; gelir artışı, maliyet indirimi ve verimlilik artışı sayesinde şirket yönetimlerini etkileyeceğini umduğunu ifade ediyor.

Araştırmaya katılan şirketlerin yarısı, dijitalleşme girişimlerinin gelir üzerinde olumlu etkiler yarattığını söylerken, 2017 yılında gerçekleştirilen araştırmada bu durum belirgin bir şekilde farklıydı.

2017’de yapılan araştırma sonuçlarına göre, şirketlerin dörtte birinden daha azı olumlu gelir etkilerini fark etmişti. Bu durumun farkındalığı teşvik ettiğini belirten Terzioğlu, “Şirketler artık bir plan yapmadan işlerini sürdürebilme beklentisi içinde değiller ve dijitalleşme konusunu sistematik olarak ele almaya başladılar. Dijitalleşme uğruna, belirli amaçları olan net, hedefli dijitalleşme projeleri uyguluyorlar.” dedi.

Global Fiyatlandırma Araştırması 2019’un öne çıkan bulguları:


Araştırmaya katılan şirketlerin;

  • %65’i, son iki senede yüksek fiyat baskısını daha fazla hissettiğini
  • %57’si fiyat savaşlarına dahil olduğunu, ancak sadece %44’ü bu savaşı ‘diğer’ şirketlerin başlattığını
  • %63’ü en önemli büyüme etkeninin ‘hacim’; sadece %12’si ‘fiyat’ olduğunu
  • %78’i sene içinde fiyat artışı planladığını, ancak yalnızca %28’i bu fiyat artışını gerçekleştirdiğini
  • %74’ü dijitalleşme girişimlerine yatırım yaptığını ve %61’i bu yatırımı gelirlerini artırmak için gerçekleştirdiğini
  • %49’u ise dijitalleşme yatırımlarının somut sonuçlarını gözlemlediğini belirtti.

Dolar kurunda ani dalgalanma: 6.40’ı gördü!


Editor
İndigo Dergisi Haber Merkezi | İndigo Dergisi, 18 yıldır yayın hayatında olan bağımsız bir medya kuruluşudur. İlkelerinden ödün vermeden tarafsız yayıncılık anlayışı ile çalışmaktadır. 2005 yılında kurulan İndigo Dergisi, indigodergisi.com web sitesi üzerinden tamamen dijital ortamda günlük yayın yapmaktadır. Aynı zamanda Türkiye’nin ilk internet haber dergisi olmakla birlikte, tüm yayın kadrosu ve okurlarıyla birlikte sürekli gelişmektedir. İndigo Dergisi’nin amacı; gidişatı ve tabuları sorgulayarak, kamuoyu oluşturarak farkındalık yaratmaktır. Vizyonu; okuyucularında sosyal sorumluluk bilinci geliştirerek toplumun olumlu yönde değişimine katkıda bulunmaktır. Temel değerleri; dürüst, sağduyulu, barışçıl ve sosyal sorumluluklarının bilincinde olmaktır. İndigo Dergisi, Türkiye’nin saygın İnternet yayınlarından biri olarak; iletişim özgürlüğünü halkın gerçekleri öğrenme hakkı olarak kabul etmekte; Basın Meslek İlkeleri ve Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’ne uymayı taahhüt eder. İlaveten İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ni benimsemekte ve yayın içeriğinde de bu bildiriyi göz önünde bulundurmaktadır. Buradan hareketle herkesin ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasi veya diğer herhangi bir milli veya içtimai menşe, servet, doğuş veya herhangi diğer bir fark gözetilmeksizin eşitliğine ve özgürlüğüne inanmaktadır. İndigo Dergisi, Türkiye Cumhuriyeti çıkarlarına ters düşen; milli haysiyetimizi ve değerlerimizi karalayan, küçümseyen ya da bunlara zarar verebilecek nitelikte hiçbir yazıya yer vermez. İlkelerinden ödün vermeyen şeffaf yayıncılık anlayışını desteklemektedir. Herhangi bir çıkar grubu, örgüt, ideoloji, politik veya dini; hiçbir oluşumun parçası değildir. Köşe yazarlarımızın yazdıkları fikirler, kendi özgür düşünceleridir; İndigo Dergisi yayın politikası dahilinde değerlendirilir ve yayın ilkeleri ile çelişmediği müddetçe, düşünce ve ifade özgürlüğünü teşvik ederek yayına alınır. İndigo Dergisi, sunduğu tüm bilgilerin doğruluğunu teyit ve kontrol eder; bu bilgilerin geçerliliğine son derece önem verir.