Beyin neden sessizlik ve huzura ihtiyaç duyuyor?

Beyin, neden sessizlik ve huzura ihtiyaç duyuyor? Araştırmalara göre beynimizde de bilgisayardaki gibi bir varsayılan ağı modu var…

Beyin neden sessizlik ve huzura ihtiyaç duyuyor?
Beyin neden sessizlik ve huzura ihtiyaç duyuyor?

Birçoğumuz, yalnız başımıza vakit geçirmek ve “kendimizi dinlemek” için  kilometrelerce ötelere gidebiliriz. Bu “kaçışları” çoğunlukla bir terapi olarak görürüz. Ve haksız da sayılmayız. Çünkü biz insanlar yalnız kaldığımız zamanlara ihtiyaç duyarız ve bu durum hem beynimiz hem de vücudumuz için iyidir.

Yalnız kalmak ile kastettiğimiz elbette ki; tek başına bir odada oturup duvara bakarak diğer insanların ne kadar da eğlendiğini düşünmek değil. Örneğin; işten çıktıktan sonra eve geldiğiniz ve tek başınıza kaldığınız, dinlendiğiniz o zamanı kastediyoruz.


Ya da yorucu bir günün ardından kendi aracınızla eve dönüş yolu boyunca tek başınıza kaldığınız o zamanı… Evdeki herkesin gittiği ve müziği açtığınız o zamanı… Buna ihtiyacınız var çünkü, daha doğrusu beyniniz bunu ister.

Varsayılan (default) ağ modu

Peki ama yaptığınız hiçbir şeyin olmadığı bu sakin ortamda beyniniz ne yapar? “Partiye” geri dönmeden önce beyniniz, belirli bölgeleri arasındaki aktiviteye dair tamamen farklı bir örgüyü başlatır ve bu durum genel olarak varsayılan (default) ağ moduna dönmek olarak bilinir.

Birçok araştırma varsayılan ağı modunu daha iyi anlayabilmek için bu durumdaki aktiviteyi hem depresyon gibi hastalıklarda hem de sağlıklı anda izledi. Ve bilim insanları bu ağın; kişi ister dinleniyor olsun, ister hayaller aleminde olsun, ister geçmiş hakkında düşünüyor olsun ya da gelecekle ilgili plan yapıyor olsun aktif olduğu bulgusuna ulaştı.

Bir başka deyişle, herhangi bir görevle meşgul değilsek, beynimiz birlikte çalışan bölgeler arasındaki iletişim yollarını açık tutarak sürekli olarak kendisiyle “konuşur.” Bu durum şu anlama geliyor olabilir; dinlenme safhasındayken beyin aktivitesi bizi herhangi bir şeye hazır halde tutuyor böylece de yalnızlıktan çıktığımız anda doğru bir tutum geliştirebiliyoruz.

Yapılan diğer çalışmalarda ise düşünceler aleminde dolaşmanın yaratıcılığı güçlendirmeye yardımcı olabileceği bulgusuna ulaşıldı. Bu durum problem çözümünde yaratıcı çözümler geliştirmeye ve hatta sırf zaman geçirmek için yapılan küçük bir aktivitede bile yaratıcı olmaya sebep olabiliyor.

Diğer insanlarla bir arada olduğumuzda birden çok görevi gerçekleştiririz, yani sürekli olarak diğer kişinin ne düşündüğünü, söz konusu bir soruna dair nasıl bir çözüme ulaştığını, düşüncelerinin ve duygularının neler olduğunu tahmin etmeye çalışırız. Oysa yalnız kaldığımızda, beynimiz rahatlar ve odaklanır.

Bu yüzden, evet yalnız kalınan zamanlar iyidir, ancak bu durum yalnızlığa döndüğünde işte bu bir sorun haline gelir. Kendinizle baş başa kalmak tamamen özgürleştirici olabilir ve kendinizi tanımanız için harika bir fırsattır. Bu yüzden bu zamanı (yalnız kalınan zaman) seversiniz.


Yalnızlık erken ölüm riskini yüzde 25 artırıyor!

yalnızlık bakanlığı İngiltere ingiltere

Böylesi anlarda ortaya çıkabilecek yalnızlık halini engellemek için ise zevk aldığınız bir şeyi yapmaktır. 2015 Mart ayında yayımlanan bir çalışmada; yalnızlığın; erken ölüm riskini yaklaşık %25 lik bir oranda arttırdığı bulgusuna ulaşıldı. Yeni ister erkek, ister kadın olun, ister Avrupalı ister Amerikalı olun, fark etmiyor; yalnızlık hiç acımadan öldürüyor.

Öte yandan birçok insan yalnız vakit geçirmekten hoşlanmaz, çünkü bu durum bu insanların yalnız hissetmelerine sebep olur. Bu yüzden kendinizle tamamen izole olma duygusuna kapılmadan zaman geçirmenizi sağlayacak bazı tüyolar var.

Özel bir aktivite geliştirin

Beyin hücrelerinizi çalıştırın, örneğin;  kitap okuyun, yazı yazın, resim yapın ya da kendinize yeni bir yetenek öğretin. Böylece yalnız ve sıkılmış hissetmek yerine dürtülenmiş ve başarılı olmuş hissedersiniz.

Ter dökün

Egzersiz yapın, doğada yürüyüşe çıkın ya da kalkın ve dans edin. Bu durumlar endorfin salgınızı artırır. Böylelikle de daha motive hissedersiniz.

Tüylü bir arkadaş bulun

Evcil hayvanlar iyi birer yalnızlık ilacıdır. Onlarla konuşabilir, oynayabilir ve hatta eğer isterseniz oturup beraber bir akşam yemeği bile yiyebilirsiniz. Yani etrafta bir evcil hayvan olduğunda asla yalnız hissetmezsiniz.

Yaratıcı olun

Bütün bir günü tamamen eğlendiğiniz şeyleri yapmak için ayarlayın. Böylece yalnızlık hissine kapılmayacak, belki de günün sonunda gururla sergileyebileceğiniz bir projeyi bitirmiş olacaksınız.

Meditasyon yapın

Meditasyonun farkındalığı arttırıp, endişeyi azaltarak bir denge yarattığı daha önceki çalışmalarda gösterilmişti. 15 dakika deneyin ve nasıl hissettiğinizi gözlemleyin.

Orijinal yazı: Gürkan Akçay – bilimfili.com 


Kaynaklar:

  • Billock, J. “Why Your Brain Needs Some Peace and Quiet.” Braindecoder.   (Retrieved on 2016, June 17) https://braindecoder.com/post/why-your-brain-needs-some-peace-and-quiet-1584308916
  • McGovern, M, K. “The Effects of Exercise on the Brain.” Serendip.  (Retrieved on 2016, June 17) http://serendip.brynmawr.edu/bb/neuro/neuro05/web2/mmcgovern.html
  • Smith, K. “Neuroscience: Idle minds.” Nature.   (Retrieved on 2016, June 17) http://www.nature.com/news/neuroscience-idle-minds-1.11440
  • Buckner, Randy L., Jessica R. Andrews‐Hanna, and Daniel L. Schacter. “The brain’s default network.” Annals of the New York Academy of Sciences1124, no. 1 (2008): 1-38.  http://onlinelibrary.wiley.com/doi/10.1196/annals.1440.011/abstract
  • Baird, Benjamin, Jonathan Smallwood, Michael D. Mrazek, Julia WY Kam, Michael S. Franklin, and Jonathan W. Schooler. “Inspired by distraction mind wandering facilitates creative incubation.” Psychological Science (2012): 0956797612446024.  http://pss.sagepub.com/content/23/10/1117
  • Wilson, Timothy D., David A. Reinhard, Erin C. Westgate, Daniel T. Gilbert, Nicole Ellerbeck, Cheryl Hahn, Casey L. Brown, and Adi Shaked. “Just think: The challenges of the disengaged mind.” Science 345, no. 6192 (2014): 75-77.  http://science.sciencemag.org/content/345/6192/75.full

80 yıl sonra mutluluğun sırrı açıklandı: Güçlü ilişkiler!


Editor
Haber Merkezi ▪ İndigo Dergisi, 19 yıldır yayın hayatında olan bağımsız bir medya kuruluşudur. İlkelerinden ödün vermeden tarafsız yayıncılık anlayışı ile çalışmaktadır. Amacı; gidişatı ve tabuları sorgulayarak, kamuoyu oluşturarak farkındalık yaratmaktır. Vizyonu; okuyucularında sosyal sorumluluk bilinci geliştirerek toplumun olumlu yönde değişimine katkıda bulunmaktır. Temel değerleri; dürüst, sağduyulu, barışçıl ve sosyal sorumluluklarının bilincinde olmaktır. İndigo Dergisi, Türkiye’nin saygın İnternet yayınlarından biri olarak; iletişim özgürlüğünü halkın gerçekleri öğrenme hakkı olarak kabul etmekte; Basın Meslek İlkeleri ve Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’ne uymayı taahhüt eder. Ayrıca İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ni benimsemekte ve yayın içeriğinde de bu bildiriyi göz önünde bulundurmaktadır. Buradan hareketle herkesin ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasi veya diğer herhangi bir milli veya içtimai menşe, servet, doğuş veya herhangi diğer bir fark gözetilmeksizin eşitliğine ve özgürlüğüne inanmaktadır. İndigo Dergisi, Türkiye Cumhuriyeti çıkarlarına ters düşen; milli haysiyetimizi ve değerlerimizi karalayan, küçümseyen ya da bunlara zarar verebilecek nitelikte hiçbir yazıya yer vermez. İndigo Dergisi herhangi bir çıkar grubu, ideolojik veya politik hiçbir oluşumun parçası değildir.