Cumhurbaşkanı Erdoğan: İnek eti yedikleri için kırbaçlanan Müslüman gençlerin haklarını nasıl savunur hale geleceğiz? Ülkemizde domuz eti yiyenler var, müdahale etmedik, etmeyiz.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, New York’ta Türkiye ve Pakistan ortak ev sahipliğinde düzenlenen ‘Nefret Söylemiyle Mücadele’ temalı yüksek düzeyli yan etkinlikte konuştu.
Azad Keşmir’in adeta bir açık hava hapishanesine döndürülmüş vaziyette olduğunu belirten Erdoğan, şunları söyledi:
“Bütün devlet kurumlarına bu konuda önemli görevler düşüyor. Hem devletlerarası hem de bölgesel ve küresel nitelikli uluslararası örgütler nezdinde gerçekleştirilen somut girişimler daha etkin hale getirilmelidir.”
“Barış dini olan İslam’ı terörle bir araya getirmek, çok büyük bir iftiradır, ahlaksızlıktır. Böyle bir şey kabul edilemez” diyen Erdoğan, “Türkiye olarak yükselen İslam düşmanlığı, ırkçılık, nefret söylemiyle etkin mücadele yönündeki çabalara öncülük etmeye devam edeceğiz” ifadelerini kullandı.
Erdoğan’ın açıklamalarından satır başları şöyle:
Nefret söylemi, fikir özgürlüğü parantezine asla alınmamalı
Nefret söylemleri, günün her saatinde sosyal medyada, TV programlarında normalleştiriliyor. Günümüzde nefret söylemine, kutsal değerlere hakarete en fazla maruz kalanlar Müslümanlardır. Müslüman kadınlar sırf başörtüsü taktıkları için sokakta, çarşıda, işyerlerinde tacize uğruyor. Nefret söylemi, fikir özgürlüğü parantezine asla alınmamalıdır.
Herkesin vejetaryen olması beklenemez, biz de inek eti yiyoruz
Şu anda Azad Keşmir adeta bir açık hava hapishanesine döndürülmüş vaziyettedir. Orada sadece inek eti yedikleri için kırbaçlanan hatta palalarla dövülen, ölüme mahkum edilen Müslüman gençlerin haklarını nasıl savunur hale geleceğiz? Herkesin vejeteryan olması beklenemez. ‘Sen nasıl inek eti yersin?’ Böyle bir saçmalık olabilir mi? Biz de inek eti yiyoruz.
Bir taraftan inanç özgürlüğü diyeceksiniz, benim inancımın gereği bu değil. Ben senin inancına saygı duyuyorum. Sen benim inancıma niye saygı duymuyorsun? Bizim ülkemizde domuz eti yiyenler var biz bunlara müdahale etmedik, etmeyiz. Onun inancının gereği odur yiyebilir bizi çok da ilgilendirmez.
BM’de nefret söylemine ilişkin veri tabanı oluşturulması fikrini destekliyoruz.
Bütün devlet kurumlarına bu konuda (Azad Keşmir) önemli görevler düşüyor. Hem devletlerarası hem de bölgesel ve küresel nitelikli uluslararası örgütler nezdinde gerçekleştirilen somut girişimler daha etkin hale getirilmelidir.
Barış dini İslam’ı terörle bir araya getirmek ahlaksızlıktır
Barış dini olan İslam’ı terörle bir araya getirmek, çok büyük bir iftiradır, ahlaksızlıktır. Böyle bir şey kabul edilemez. Türkiye olarak yükselen İslam düşmanlığı, ırkçılık, nefret söylemiyle etkin mücadele yönündeki çabalara öncülük etmeye devam edeceğiz.
Ben Başbakan olarak İsrail’e gittim. İsrail’den Filistin tarafına geçerken eşimle arabada yarım saat sınırda bekletildim. Niye bekletildiğimi anlayamadım. Resmi ziyaret için Tel Aviv’deyim. Oraya geçerken başıma bu olay geldi. İşte İsrail’in devlet liderlerine yaklaşımı budur. Kimi beğeniyorlarsa onun için kapılar açıktır, beğenmiyorlarsa kapılar kapalıdır. Hiçbir zaman samimi değildirler.
Yeni Zelanda’daki terör saldırısı sonrası gerekli adımları atmak zorundayız.