Türkiye’nin Avrupa Birliği ile ilişkileri ne durumda? Hala üye olmak istiyor muyuz? Göttingen Üniversitesi Türk Alman Akademisyenler Birliğinin (D-TAB) düzenlediği ‘Türkiye ve AB’ gündemli programında Duisburg Essen Üniversitesi’nden Prof. Dr. Ahmet Ünalan anlattı.
Geçen haftasonu Türkiye-Avrupa Birliği ilişkileri üzerine Göttingen Üniversitesi’nde düzenlenen ve Türkiye’nin Avrupa Birliği üyelik süreci tarihinin, Türkiye ve Avrupa Birliği’nin temel siyasal yapılanmasının ve çokuluslu ilişkilerde güncel sorunların ele alındığı konferansta, Avrupa Birliği’nin son dönemde Türkiye’ye dönük sergilediği siyasal stratejiler de ele alındı.
Çok sayıda dinleyicinin katıldığı konferansta konuşma yapan Duisburg Essen Üniversitesi’nden Prof. Dr. Ahmet Ünalan, Türkiye’nin jeostratejik önemini ve tarihsel süreç içinde Avrupa ile olan ilişiklerini değerlendirdi. Ünalan Türkiye’nin soğuk savaş sonrası bölgesel güç olmayı hedeflediğini vurgularken; “Türkiye’de Avrupa Birliği’ne karşı büyük bir hayal kırıklığı var” dedi. Ünalan şöyle devam etti:
“Özellikle temelde Avrupa yanlısı, genç, kentli, iyi eğitimli Türkler Avrupa Birliği’ne karşı büyük hayal kırıklığına uğradılar. Zira Türkiye’nin demokrasi ve ekonomik refahı öngörülebilir bir Avrupa Birliği perspektifiyle mümkündür. 2005 sonrası süreçte imtiyazlı ortaklık politikası Türkiye’deki demokratikleşme eğlimini zayıflattı.”
“AB genişleme cesaretini kaybetti”
Prof. Ünalan güçlü bir demokrasisi olan ve hukuk düzenini sağlayan bir Türkiye’nin bölge ve Avrupa güvenliği için de önemli olduğunu bildiklerini vurguladı ve ekledi:
‘Avrupa Birliği Brexit, Yunan ekonomik krizi, mülteci göçü ve eski Doğu Bloku ülkelerini hazmetme uğraşıyla, genişleme ve birliğin üst yapısını oluşturma cesaretini kaybettiğini gözlemliyoruz. Ancak AB karar vermeli ve vizyon geliştirmeli. Yanı başında sorunlu bir komşu mu istiyor, yoksa AB’ye tam üye olma sürecine girmiş, demokratik bir Türkiye mi?’
Ahmet Ünalan Türkiye Avrupa Birliği sürecini değerlendirdiği sunumunda; “Türkiye, 19. yüzyıl ortasından beri Avrupa ve modernizasyon politikası gütmektedir. Jeostratejik tercihleri, güvenlik tercihleri, ekonomik yapısı düşünüldüğünde ne Avrupa Birliği Türkiye’den ne de Türkiye Avrupa Birliği’nden vazgeçebilir” dedi.
“Avrupa ülkelerinin göç, kimlik, dil, din, kültür politikaları revize edilmeli”
Almanya ile Türkiye arasındaki güncel siyasal krize de değinen Ünalan Türkiye Avrupa ilişkilerinin popülist kaygılardan uzak ve bilimsel çerçevede değerlendirilmesi gerektiğini vurguladı:
“Benzer bir şekilde ikili ilişkiler boyutunda çözümlenemeyen sorunların Avrupalı Türkler’e yansıtılmasının kaçınılmaz ama bunun sağlıklı olmadığını da görüyoruz, Avrupalı Türklerin kolektif demokratik kimliğin aktif bir unsuru olma yolunda kazanılması gerekir. Bunun için başta Almanya ve Fransa olmak üzere bütün Avrupa ülkelerinin göç, kimlik, dil, din, kültür politikaları revize edilmeli ve Avrupa – Türkiye ilişkileri boyutunda bir paradigma değişimi ile küresel yarışa dahil olunmalıdır.”