Dünya genelinde elektrikli otomobil sayısı, geçen yıl bir önceki yıla göre yüzde 66 artarak 5 milyonu aştı. Uluslararası Enerji Ajansı (IEA) “2019 Dünya Enerji Görünümü Raporu”na göre; yalnızca geçen yıl 2 milyondan fazla elektrikli araba satışı gerçekleşti.
Dünyada elektrikli otomobil satışının artmasında hükümetlerin izlediği çevreci politikalar, vergi indirimleri, üretimdeki maliyetlerin düşmeye başlaması etkili oldu. Enerji verimliliğini artırdığı için son yıllarda elektrikli araç kullanma eğilimi hız kazandı.
Yıllık elektrikli otomobil satışının ortalama 2 milyon artması halinde, dünyadaki elektrikli otomobil satışının 2025’e kadar yıllık 10 milyon, 2040 yılına kadar yıllık 30 milyona ulaşması bekleniyor.
Uluslararası Enerji Ajansı verilerine göre; geçen yıl dünyada elektrikli otomobil sayısının bir önceki yıla göre yüzde 66 artışla 5 milyon seviyesinde gerçekleştiğini gösteriyor.
Batarya teknolojisinin önemi artıyor
Elektrikli otomobil sayısının artışında batarya maliyetlerindeki düşüşün etkisine işaret edilirken, batarya teknolojisi 2020 ortalarına kadar gelişecek ve maliyetler kilovatsaat başına 100 doların altına inecek.
Bu miktar 5 yıl önce kilovatsaat başına 650 dolar seviyesindeydi.
Öte yandan, gelişmekte olan ülkelerde elektrikli taşıtlara yönelik talebin artmasına rağmen, elektrikli şarj istasyonlarının yetersizliği konusunda endişeler bulunuyor.
7 maddede elektrikli otomobil pazarı
Benzinli araçların günleri sayılı mı? Forbes dergisinden Tom Raftery, içten yanmalı motorların artık tarih olduğunu 7 madde ile anlatıyor. Raftery’ye göre içten yanmalı motorlardan elektrikli motorlara geçiş yeni başladı fakat beklenenden çok daha hızlı bir şekilde ilerleyecek. İşte bu öngörüyü destekleyen nedenler:
1. Çin Pazarı
Tom Raftery, dünyanın en büyük otomobil pazarı Çin’in geçirdiği yeni yasaya dikkat çekiyor. Yasaya göre, otomobil üreticilerinin 2019 yılında satışlarının en az yüzde 10’unu, elektrikli araçlardan oluşmalı. Bu oran 2020 yılında yüzde 12’ye, 2025 yılında ise yüzde 25’e yükselecek. Bu gelişmenin ardından tüm büyük petrol bazlı motor üreticileri kendilerini elektrikli araç dünyasında buldu. Tesla bu konuda öncü davranarak Amerika Birleşik Devletleri dışındaki ilk dev fabrikasını Çin’de açmak üzere Çin hükümeti ile anlaşma imzaladı.
2. Batarya Fiyatlarındaki Süregelen Düşüş
Raftery, 2010 yılında saatte 1 kilovat üreten lityum-iyon pillerin 1000 dolar civarında olduğunu, 2017 yılına gelindiğinde ise, bu fiyatın 200 dolara kadar düştüğünü belirterek düşüşün devam edeceğini ekliyor. Haziran ayında gerçekleşen, Tesla firmasının hissedarlar toplantısında Elon Musk, bu rakamın iki sene içerisinde 100 dolar seviyesine gerileyeceğini duyurdu. Bataryaların 100 dolar gibi bir maliyete sahip olması, içten yanmalı motorlara sahip araçlarla, elektrikli araçların fiyatlarının birbirlerine yaklaşacağı anlamı taşıyor. Yan, 2020 yılında, bataryaların fiyatları 10’da bire düşmüş olacak ve bu düşüş devam edecek.
3. Batarya Kapasitelerindeki Devam Eden Artış
Elektrikli araçların sahip oldukları menzil ile ilgili endişeler yavaş yavaş ortadan kalkıyor. Raftery bu durumu, her yıl yüzde 5 ile 8 arasında kapasiteleri artan ve daha yoğun enerji ile yüklenebilen lityum-iyon piller ile açıklıyor. 2020 yılında piyasaya sürülmesi beklenen Tesla Roadster modelinin, 1000 kilometre menzile sahip olacağı duyuruldu. Elektrikli araçların 1000 kilometre menzile sahip olmaları, asıl içten yanmalı motorlarda menzil problemi yaşanacağı anlamına geliyor. Günümüzde yollarda bulunan elektrikli araçların menzillerine göz attığımızda, eğer lider konumdaki araçlar hedeflenirse, bu araçların menzilleri daha da gelişecektir.
4. Uzun Ömürlü Bataryalar
Çoğu kişinin iddia ettiğinin aksine, bataryaların kullanıldıkça ömürlerinin tükendiği bilgisi gerçeği yansıtmıyor. Aşağıdaki grafik, Tesla’nın Model S ve MOdel X araçlarına ait. 270 bin kilometre yol katetmiş elektrikli aracın bataryasını gösteren grafik, pilin kapasitesinin halen yüzde 91’ini kullandığını gösteriyor. Kısacası, her 30 bin kilometrede bataryada yüzde birlik kapasite düşüşü yaşanıyor. Bu da demek oluyor ki, elektrikli araçların alımı sırasında ödenen para, kendini amorti etmekte zorlanmıyor. Üstelik bu alanda geliştirme çalışmaları da sürüyor. Öte yandan, aşağıdaki grafiğin sadece Tesla’ya ait olduğunu, diğer üreticilerin verilerinin net olmadığını belirtmekte fayda var.
5. Elektrikli Araçların Daha Güvenilir Olması
Elektrikli araçları bir adım öne taşıyan bir diğer faktör de, bu otomobillerin çok daha güvenilir olmaları. Hareket halindeki içten yanmalı motora sahip bir otomobilde, 2 binin üzerinde hareketli parça bulunurken, elektrikli araçlarda yaklaşık 20 hareketli parça vardır. Yapılan araştırmalarda, en fazla tamir ihtiyacı olan parçalar arasında elektrikli araçlarda kullanılan sadece bir parça bulunuyor. Yani elektrikli araç kullandıktan sonra benzinli otomobile geri dönmek oldukça acı verici olabilir.
6. Elektrikli Araçların Daha Ucuz Olması
Raftery’ye göre; eğer benzinin çok ucuz, elektriği ise aşırı pahalı olduğu bir yerde yaşamıyorsanız, elektrikli araçlar bariz bir şekilde çok daha az masraflıdır. Son zamanlarda yaşanan petrol fiyatlarındaki büyük artışlar da, böyle bir yerin var olma olasılığını düşürüyor.
7. İçten Yanmalı Motora Sahip Araçların İkinci El Fiyatlarının Çok Daha Düşük Olması
Özellikle Amerika Birleşik Devletleri’nde, elektrikli araçlar ve hibrit araçlar en hızlı satılan otomobiller konumuna geldi. Raftery’ye göre bu durum sürerse, içten yanmalı motora sahip araçların ikinci el fiyatı çok büyük bir düşüş ile karşı karşıya kalacak. Düşünün, eğer 3, 4 yıl içerisinde ikinci el fiyatı çok büyük oranda düşecekse, neden bugün içten yanmalı motora sahip bir otomobil alasınız? Kimse almaz. İnsanlar da bu durumun farkına varmaya başladıklarında, bu pazar çökecektir. Üstelik bu çöküş, çoğunun beklediğinden daha hızlı ve daha erken yaşanacak.
Bu yedi etken, geleceğin otomotiv sektöründe emisyona yer olmadığını gösteriyor. Dahası, dizel araçları yasaklayan şehir ve ülkelerin sayısı her geçen gün artıyor. Tom Raftery, elektrikli araçları kullananların sayısı arttıkça, içten yanmalı motora sahip araç şoförlerine, bugünkü sigara içen insanlara bakıldığı gibi bakılacağını düşünüyor.
Elektrikli araçlar hayatımıza günden güne daha fazla girdiği şu dönemde, neye göre seçim yapacağız? Bir diğer nokta da, sadece elektrik ile çalışan otomobillerin halen küçük bir pazar payına sahip olması. Kullanıcılar tüm gelişmelere rağmen halen menzil endişesi taşıyor ve bu nedenle hibrit araçlara yöneliyor.
Petrol ürünleri ile çalışan otomobiller gibi, elektrikli araçlar da birbirinden oldukça farklı. Ayrıca, otomobili kullandığınız güzergahta ya da kalkış ve varış noktalarında bataryayı şarj edebilmelisiniz. Zira alt yapı olmadan bu otomobilleri kullanmanıza imkan yok.