Öğretmene karakolda şiddet: S… öğretmenleri siz kendinizi ne sanıyorsunuz!

Öğretmene karakolda şiddet! Osmaniye’de bir lisenin bahçesinde öğrencisiyle tartışan öğretmen Mustafa Alparslan Akıcı önce okul polisi tarafından itildi, sonra da okulun karşısındaki karakolun polisleri tarafından yaka paça gözaltına alındı. Kolunu kıvıran polislerin küfürlerine maruz kalan 25 yıllık öğretmen acıdan bayıldı. Sorgu odasında tokatlanan öğretmen çaresiz kalınca 155’i arayarak yardım istedi!

Öğretmene karakolda şiddet!.. Olay geçen hafta Osmaniye Anadolu Teknik Lisesi’nde meydana geldi. Bahçe nöbeti tutan öğretmen Mustafa Alparslan Akıcı ile okuldan tasdiknamesi verilen bir öğrenci arasında tartışma yaşandı.

Tartışmaya müdahil olan bir okul polisi, öğretmen Akıcı’yı iterek, “Git hocam ya, senle mi uğraşacağım. Ne biçim öğretmensin” dedi.


Akıcı da “Bana işimi öğretme. Birine işini öğreteceksen, git kendi arkadaşlarına öğret. Bak öğretmen saldırıya uğruyor oradan seyrediyorlar” şeklinde yanıt verdi.

Öğretmeni ittirerek karakola götürdüler

Okulun tam karşısında bulunan Şehit Mehmet Çatal Polis Merkezi’nde görevli 6-7 polis memuru, okul polisi ile öğretmenin tartışmasını görünce koşarak bahçeye geldi. Bir memur, Mustafa Alparslan Akıcı’ya, hakkında şikayet olduğunu, merkeze gelmesi gerektiğini söyledi. Akıcı ise “Okul müdürünü arayın, geleyim” dedi.

Polisler bunun üzerine  öğretmenin kolunu sert bir şekilde tersten büküp, ittirerek karakola götürdü. Karakolda darp edildiğini iddia eden 25 yıllık öğretmen Mustafa Alparslan Akıcı, şikayetçi oldu. Osmaniye Cumhuriyet Başsavcılığı’nda görevli Savcı Canan Aşan olayla ilgili soruşturma açtı. Akıcı, savcılık ifadesinde başından geçenleri şöyle anlattı:

“Canımın acısından bayılmışım”

— Hakkımda hiçbir şikayet yokken yaka paça gözaltına aldılar. Canımın acıdığını söyledikçe, kolumu daha çok kıvırdılar. Polis, “Kolumu acıtıyorsun” dediğimde, olanca gücüyle çevirip başımın üstüne getirdi. Gözlerim karardı. Canımın acısından bayılmışım. Gözümü açtığımda, karakolda sorgu odasındaydım. Odada üç kişiydik. Bir polis memuru beni bu kez dolaba doğru ittirerek, tokatladı. “Sen ne biçim bir öğretmensin. S….. öğretmenleri siz kendinizi ne sanıyorsunuz” diye bağırdı.

öğretmene karakolda polis şiddeti darp

“Telefonumu elimden aldılar”

— Daha sonra başka bir odaya götürdüler. Kırmızı gömlekli polis, beni oturtmalarını söyledi. Sandalyeye oturunca, “Öğretmensin, haddini bileceksin. Polisin karşısında ayak ayak üstüne atmayacaksın. Birazdan haddini öğreneceksin” dedi. Avukat olan kardeşimi aramak istedim, telefonumu elimden aldılar. Biri diğerine, “Haddini öğreninceye kadar burada beklesin. Haddini öğrensin, sonra avukatını aratırız” dedi. Kendimi kötü bir şey olacağına hazırladım. Bir süre sonra telefonumu verdiler. Avukatımı aradım.


“155’ten yardım istedim, karakola şikayet et dediler”

— Karakolda şiddet gördüğüm için avukatım gelene kadar 155’i arayarak yardım istedim. Polis bulunduğum yerin karakol olduğunu, karakola şikayette bulunmam gerektiğini söyledi. Tüm karakol polisinin bana tavırlı olduğunu, üstelik şikayetçi olduğum kişilere gidip, “Sizden şikayetçiyim” demeyeceğimi, böyle bir mantık olmadığını söyledim.

“İsterse beni aşama aşama dövebilirmiş”

— Sonrasında, avukatım ve karakol amiri yanma geldi. Beni karakol amirinin odasına götürdüler. Odada kolumu kıvıran ve tokatlayan polis, Milli Eğitim Şube Müdürü Osman Şevket İyi ve Okul Müdür Vekili Hasan Gülay da vardı. Şikayetimden vazgeçmem, olayı kapatmam istendi. * Bu esnada kolumu kıvıran ve tokatlayan polis, yetkilerinin sadece bir kısmını kullandığını, isterse beni sınıftan aşama aşama döverek, kol kıvırarak hatta gerekirse silah zoruyla dahi alabileceğini söyledi. Yerin okul olmasının ya da benim öğretmen olmamın bir önemi olmadığını belirtti.

—  Sadece karakol amiri medeni davrandı. Kolumu kıvıran ve tokatlayan polis, okul müdürüne “Konuşma, sen sus lan” diye bağırdı. Amir benden özür diledi. Olaya karışan tüm karakol polislerinden şikayetçi oldum.

“İki yanağı kıpkırmızıydı”

Öğretmenin avukatı Selçuk Akıcı, polislerin mesleki dayanışma yaparak müvekkili öğretmene saldırdıklarını, kolunu kıvırdıktan sonra kafaya kaldırmalarının kolu kırmaya dönük bir davranış olduğunu savundu.

Olay yerine gittiğinde öğretmenin iki yanağının da kıpkırmızı olduğunu gördüğünü belirten Akıcı, hem karakol polislerinden hem de olaya müdahale etmeyen 155’den şikayetçi oldu.

Polise göre olumsuz bir durum yok!

Öte yandan olay yerinden alınan üç kare fotoğrafla ilgili polislerce hazırlanan karakol görüntü inceleme tutanağında, kameranın ses kaydı yapmadığı, Mustafa Alpaslan Akıcı’nın polis merkezi girişindeki koruma kalkanına tutunarak direnç gösterdiği, binanın sol tarafına geçtikleri, 22 dakikalık karakol içi görüntülerde olumsuz bir duruma rastlanmadığı, İ.A ve A.B adlı polis memurlarınca tutanak altına alındı.

Türk Eğitim Sen: Hukuki sürecin takipçisi olacağız


Türk Eğitim Sen Osmaniye İl Başkanı Ahmet Kandemir savcılığa da intikal eden olayla ilgili şunları söyledi: “Öğretmenlerin motivasyonuna, itibarına, sağlığına ve hatta canına kast eden şiddet vakaları, artık eğitimin en hayati problemlerinden birisidir. Öğretmenler, veli ve öğrenci şiddetine maruz kalıyordu. Şimdi bazı polis memurlarının şiddetine maruz kaldı. Okul bahçesinden kolu kıvrılarak yaka paça alınıp, karakola götürülüyor. Tokatlanıp hakaret ediliyor. Kamera kayıtlarında tüm bunlar görülüyor. Hukuki sürecin takipçisi olacağız.”

Akademik tez borsası: 7 bin 500 liraya tez 300 liraya ödev


Editor
İndigo Dergisi Haber Merkezi | İndigo Dergisi, 18 yıldır yayın hayatında olan bağımsız bir medya kuruluşudur. İlkelerinden ödün vermeden tarafsız yayıncılık anlayışı ile çalışmaktadır. 2005 yılında kurulan İndigo Dergisi, indigodergisi.com web sitesi üzerinden tamamen dijital ortamda günlük yayın yapmaktadır. Aynı zamanda Türkiye’nin ilk internet haber dergisi olmakla birlikte, tüm yayın kadrosu ve okurlarıyla birlikte sürekli gelişmektedir. İndigo Dergisi’nin amacı; gidişatı ve tabuları sorgulayarak, kamuoyu oluşturarak farkındalık yaratmaktır. Vizyonu; okuyucularında sosyal sorumluluk bilinci geliştirerek toplumun olumlu yönde değişimine katkıda bulunmaktır. Temel değerleri; dürüst, sağduyulu, barışçıl ve sosyal sorumluluklarının bilincinde olmaktır. İndigo Dergisi, Türkiye’nin saygın İnternet yayınlarından biri olarak; iletişim özgürlüğünü halkın gerçekleri öğrenme hakkı olarak kabul etmekte; Basın Meslek İlkeleri ve Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’ne uymayı taahhüt eder. İlaveten İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ni benimsemekte ve yayın içeriğinde de bu bildiriyi göz önünde bulundurmaktadır. Buradan hareketle herkesin ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasi veya diğer herhangi bir milli veya içtimai menşe, servet, doğuş veya herhangi diğer bir fark gözetilmeksizin eşitliğine ve özgürlüğüne inanmaktadır. İndigo Dergisi, Türkiye Cumhuriyeti çıkarlarına ters düşen; milli haysiyetimizi ve değerlerimizi karalayan, küçümseyen ya da bunlara zarar verebilecek nitelikte hiçbir yazıya yer vermez. İlkelerinden ödün vermeyen şeffaf yayıncılık anlayışını desteklemektedir. Herhangi bir çıkar grubu, örgüt, ideoloji, politik veya dini; hiçbir oluşumun parçası değildir. Köşe yazarlarımızın yazdıkları fikirler, kendi özgür düşünceleridir; İndigo Dergisi yayın politikası dahilinde değerlendirilir ve yayın ilkeleri ile çelişmediği müddetçe, düşünce ve ifade özgürlüğünü teşvik ederek yayına alınır. İndigo Dergisi, sunduğu tüm bilgilerin doğruluğunu teyit ve kontrol eder; bu bilgilerin geçerliliğine son derece önem verir.