Ahmet Hakan: Ekonomide olumsuz tablo yok, hatta tam tersine

Hürriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ahmet Hakan, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın katıldığı canlı yayında ekonomide olumsuz bir tablo olmadığını savundu.

Ahmet Hakan: Ekonomide olumsuz tablo yok

Ahmet Hakan: Ekonomide olumsuz tablo yok hatta tem tersine…

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın katıldığı Kanal D – CNN Türk orta yayında Hürriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ahmet Hakan’ın ekonomideki son durumu ile ilgili söyledikleri dikkat çekti.


Ahmet Hakan, Merkez Bankası eski Başkanı Murat Çetinkaya’nın faizleri indirmemek için direndiği belirterek, ekonomide şu anda olumsuz bir tablonun olmadığını savundu.

Hürriyet gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ahmet Hakan ifadeleri şöyle:

Ahmet Hakan: Ekonomide herhangi olumsuz bir tablo yok hatta tam tersine

“Siz çıktığınız her konuşmada faiz inmeli dediniz , bunun enflasyonu indireceğini söylediniz. Bütün ekonomi uzmanları bunun için feveran ettiler, gerçekten felaket senaryoları yazdılar. Bundan ben de etkilenmiştim. Hatta Merkez Bankası başkanı direniyordu indirmemek için. Hakikaten faiz indi enflasyon da iniyor ekonomide de olumsuz tablo yok…”

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın öne çıkan açıklamaları:

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan CNN TURK ve Kanal D ortak yayınında gazetecilerin sorularını yanıtladı. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıklamalarından satır başları şöyle:

ABD’nin, İranlı General Süleymani’yi Irak’ta öldürmesini nasıl değerlendiriyorsunuz? Bir tarafta müttefikimiz ABD, diğer yanda komşumuz ve Astana’da aynı masada oturduğumuz İran var bölgeyi ve dünyayı bundan sonra ne bekliyor? 

– Öncelikle sadece Irak’ta meydana gelen olay değil, bölge şu an ciddi sıkıntılar yaşıyor. Bir taraftan bizler Suriye’de belli sıkıntıları yaşıyoruz. Öbür tarafta Libya ile ilgili gelişmeler. Bütün bunlarla uğraşırken bu sorunun patlak vermesi düşündürücü. Bu olay nereye gider gibi birçok düşünceler var. Şunu tespit etmemiz lazım; ABD, İran arasındaki gerilim zaman zaman tırmanıyor. Bu gerginliğin kontrol altında tutulması için bugüne kadar biz Türkiye olarak gayretler gösterdik. Tüm gayretlere rağmen ABD İran gerginliğin çözüme kavuşması sağlanamadı. Yerinde Irak olarak olarak seçilmiş olması manidar. Bölgemizin barış ve istikrarına zarar vereceğin taraflara vurguladık.

– Irak’taki bazı ABD hedeflerine yapılan saldırıyla başlayan gerginlik Kasım Süleymani’nin de öldüğü kritik bir aşamaya geldi. Biz her zaman dış müdahalelere karşı durduk. BU saldırıyı da bu şekilde değerlendirdik. Dün kendileriyle yaptığım toplantıda Cumhurbaşkanı olarak açıklamamı yaptım. Süleymani’nin Bağdat’ta öldürülmesi başta olmak üzere bölgemizin huzur ve istikrara yarattığı tehlikeyi kaygıyla izliyorum. Tüm tarafların zarar görmeyeceği bir şekile gelmeden kontrol altına alınması lazım.

– Bu konu ile olarak Batı ülkeleri ile yaptığımı gelişmeler var. Serin kanlı hareket edilmesi konusunda dileklerimizi iletiyoruz. ABD-İran gerginliğinin çözüme kavuşturulması maalesef bu zamana kadar mümkün olmadı. Irak üzerinden krizin tırmandığını gördük.

– Astana sürecinde İran ve Rusya ile hareket ediyoruz. Bütün bunlarla beraber Irak ile ilişkilerimiz tarihi itibariyle ortaya koymamak mümkün değil.

“Orta Doğu çok yoruldu, kan gölüne dönmesi için elinden geleni yaptılar, yapıyorlar”

– Türkiye olarak biz dış müdahalelere karşı durduk. Hemen arkadaşlarımı toparladım ve gerekli açıklamaları yaptık. Hamaney’in yapmış olduğu açıklamayı kenara atamamayız. “Trump’ın 50 küsür noktayı tespit ettik. Herhangi bir şey olması halinde biz her türlü vuruşu yaparız” açıklaması yaptı. İki tarafta benzer açıklamalar yaptı. Bu gerilimin kontrol altına alınması lazım. Orta Doğu çok yoruldu. Kan gölüne dönmesi için elinden geleni yaptılar, yapıyorlar.

Görüşmelerde liderlerin nasıl bir tavrı var? İran’daki gelişmeler endişeleri çok artırdı. Biz zor bir coğrafyadayız. En kötü senaryo ne olabilir?

– Bütün bu bölgeyi bilen bir insandı. Bir insanı durup dururken yükseltmezler. Burada bu tür bir insanın seçilmesi… Tabii bazı benzetmeler yapılıyor. DEAŞ’ın başındaki kişiyle benzetmeler… Şimdi Kasım Süleymani aslında olayın onların heveslendiği gibi halifelik şeyinde olan bir insan değildi. Oranın o makamında olacak kişi bellidir. Kasım Süleymani kendini ispat etmiş ve Hamaney tarafından kendisine değer verilmiş bir kişi. Böyle bir noktada ABD’nin onu seçmiş olması özellikle bölgede gerginliklerin artmasına sebep olmuştur. Bir ülkenin, bir devletin en üst kademesindeki bir komutanını öldürmek herhalde karşılıksız bırakılmaz diye düşünüyorum. Buradaki seçicilik isabetli olmamıştır. Bölgedeki gerginliği artıran bir bakış olmuştur. Trump görüşmemizden 4-5 saat sonra oldu. Ben Trump’a İran ile gerilimin tırmandırılmamasını tavsiyesinde bulundum.

– Türkiye bölgenin sadece istikrar adası değil adeta bölgedeki istikrar temindir. Bu bilinç ile davranıyoruz ve diplomasiyi öne çıkarıyoruz

Siz Süleymani’nin fonksiyonlarından bağımsız olarak bölgedeki istikrar üzerinde duruyorsunuz…

– Bu istikrar bozulduğu an İran Irak Türkiye zarar görür. Zaten şu anda sen İran’a yaptırım uyguluyorsun. Zaten böyle bir zarar söz konusu. Bize yaptırım uygulamıyor diyebilir miyiz. F-35’ler konusunda vermeyeceğiz diyorlar. Trump’ın bir direnmesi var ama F-35’lerimiz alamıyoruz. Peki bunu ilişkilerde ticaretlerde nereye yerleştireceğiz. Bu doğru ve dürüst bir yaklaşım mı? Görüşmelerimizde söylenen şey Biz Türkiye’yi seviyoruz yoluna girecek. S-400 konusu bahane edilerek işler nerelere geldi.

– İdlib gibi bir yerde 300 bini aşkın insan sınırlarımıza yükleniyor. Biz şimdi ne yapacağız. O insanları orada tutmak için elimizden geleni yapıyoruz. İnsani ve vicdani her türlü adımı bu zaman kadar attık. Bugün yine İdlib’de 10’u aşkın sivil öldürüldü. Ruhani’ye itidal tavsiye ettim. Irak Başbakanı, Ruhani ve batı ülkelerle yaptığımız görüşmeler gerçekleştirdik. 8’inde sayın Putin buraya geliyor. Bütün bu konuları bölgesel ve TürkAkım ile ilgili konuları masaya yatıracağız.

“Süleymani haberini alınca şok olduk”

– Süleymani kendini ispat etmiş bir isimdi. Şu anda bir ülkenin bir devletin en üst kademesindeki bir komutanını tabii ki öldürmek herhalde karşılıksız bırakılmaz diye düşünüyorum. Bu bölgedeki gerginliği maalesef arttıran bir adım olmuştur. Bizler hep Suriye’de anlattık, konuştuk.

– Biz o akşam Trump ile bir görüşme yaptık, 4-5 saat sonra bu olay patlak verdi. Demek ki mesele planlanmıştı. Haberi alınca şok olduk. Ben özellikle kendisine İran’la gerilimin tırmandırılmaması telkininde bulundum. Türkiye sadece bölgenin istikrar adası değil bölgedeki istikrarın da teminatıdır. Bu bilinçle davranıyoruz, özellikle sürekli diplomasiye dikkat çekiyoruz. Diplomasiyi öne çıkarmamız lazım. Uluslararası ilişkilerde, ticarette biz bunu nereye yerleştireceğiz. Görüşmelerimizde söylenen şeyde; Biz Türkiye’yi seviyoruz. Her şey yoluna girecek.


“Anlaşma yaptığımız yere uluslararası şirketleri yanımıza alabiliriz”

Türkiye, Libya ile Akdeniz Mutabakatına imza attı. BU anlaşmanın sonuçları sizin açınızdan neler? Bu anlaşma doğru bir anlaşma oldu mu? Siz nasıl bakıyorsunuz?

– Biz bu işte dersimizi çok çalıştık. Bu işin süreci Başbakanlık sürecime dayanır. Oradan kıta sahanlığı dahil, büyün Libya ile yaptığımız anlaşmanın adımını Kaddafi döneminde attık. Orada bu karışıklıklar var. Şu anda bizim anlaşma yaptığımız yere uluslararası şirketleri yanımıza alabiliriz. Bu anlaşma buna mani değil.

– Girit’te kıta sahanlığına girmeden hemen onun doğusundan kendi sahilimize , Akdeniz’de en fazla kıta sahanlığı olan biziz. İçeride kimler rahatsız oluyor? Bu önemli. Geçmişte Yunan ve Rumların bizi Akdeniz’e hapsetme planları bozuldu. NATO zirvesinde, Yunan Başkanıyla görüşme yapma şansı bulduk. “Biz şuanda devletle anlaşma yaptık. Siz Hafter’le işbirliği yapıyorsunuz” dedik. Hafter kim?

– Sayın Bahçeli ve heyetine ortaya koydukları tavır sebebiyle çok teşekkür ediyorum. Ana muhalefet partisi, Türk askerine ‘lejyoner’ diyecek kadar alçalıyor. Bizim askerimiz oraya lejyoner sıfatıyla gitmiyor. Gazi Mustafa Kemal Atatürk, Trablusgarp’a gitti mi? Gitti. O farklı bir süreçti bunu yaşadı mı? yaşadı. Gazi Mustafa Kemal için bunu yakıştırmak mümkün mü?

“Askerlerimiz Libya’ya peyderpey gidiyor şu anda”

Doğu Akdeniz”de petrol aramamız için illa Libya’ya asker göndermemiz gerekiyor mu?

– Bizim askerimizin oradaki görevi koordinasyondur. Oradaki hareket merkezinde süreci ilerletecek. Askerlerimiz peyderpey şu anda gidiyor. Muhalif güç olarak bizim orada farklı ekiplerimiz olacak.

– Ana muhalefet lideri bir taraftan “Doğu Akdeniz’de şu var bu var” deyip “Türkiye yok diyor” Türkiye’nin orada olması için neden tezkereye destek vermiyorsun? Ana muhalefetin söyleminde çelişki var. Tarihte Trablusgarp’taki haklarımızı elde etmek için girmiştik. Talep var, talep karşısında oraya gidiyoruz. Meşru hükümet güçlü hale getirilmeli.

– Şu anda bu bölgede çalışmalarımız başlamadı. Türk yetki alanında çalışmalar sürüyor.

– Suudi Arabistan’ın bizi kınamasından rahatsız olmayız, tam aksine biz onu kınıyoruz ve kınamasını da asla kale almıyoruz.

“Putin ile ateşkesi görüşeceğiz”

– Suriye’de Rusya ile olan mutabakatımız çok daha farklı. Dün olan olay. 40 tane fidan İHA tarafından vuruldu. Vuran Hafter. O bir cani. Putin ile yaptığımız mutabakatta burada sivil öldürülmesine izin vermeyeceğiz. Rejim, sivil katliamını devam ettiriyor. Suriye’deki insanları bırakamayız. “Gelin bir plan yapalım ve burada ateşkesi sağlayalım” dedik. Sayın Putin ile bunu görüşeceğiz. Temennim o dur ki ateşkesi sağlayalım ve bombalar sivillerin üzerine inmesin.

– Şu ana kadar yaptığımız harekatlar neticesinde, Suriye’de 8 bin 200 kilometrekare alandan fazlasını terörden arındırdık.

– Yarın Merkel ile görüşmem var. Yarın Merkel ile yapacağım görüşmede İran, Irak bu olayı konuşacağız. Berlin sürecinde Libya’yı masaya yatıracağız. Bizim biliyorsunuz dörtlü zirvemiz vardı. Putin de katılmıştı. Şimdi yeni bir aktör Boris Johnson. Şubat ayı içerisinde dörtlü zirveyi İstanbul’da yapacağız.

‘Bu petrol kaliteli değil’

– Onlar sözlerinde dursaydılar Resuylan’dan Irak sınırına kadar bölgeyi temizlemiş olacaktık. Tel Abyad’dan Rusya sınırına kadar temizleyecektik. Cerablus şu anda tertemiz. Münbiç meselesinde de ABD’den bunun sözünü almıştık. Münbiç’i temizleyecek ve oradaki Arap aşiretlere teslim edeceğiz. Ama başaramadı. Biz de Rusya ile yaptığımız görüşmeyle sabırla orayı takip ediyoruz. Cerablus’a her türlü desteği veriyoruz. El Bab’da aynı şekilde. Deyr-i Zor ve Kamışlı petrol yataklarının olduğu yer. Peki bu petrol kaliteli mi? Hayır. Kim bundan istifade ediyordu. Aşağıda bunlardan PKK’nın yan kuruluşları istifade ediyor. Bunu zaman zaman alıp sattıkları rejim. Kamışlı’nın petrolü yine aynı. Benim de sayın Putin’e söylediğim şu. Kamışlı petrolünü kaliteli hale getirelim ve burayı biz Güvenli Bölge’de yapacağımız konutlarda kullanalım.

– Zor bir dönemden geçtiğimizi inkar edemeyiz. Trump ile güzel telefon görüşmeleri yapıyoruz. Umutlanıyoruz ama sonra bu umut boşa çıkıyor. Sadece bölgesel değil, küresel ilişkileri de sık sık görüşüyoruz. Sayın Trump alehinde, kongrede Azil süreci yürütülüyor. Türkiye’yi hedef tahtasına oturtan beyhude hedeflerini reddediyoruz. ABD içinde uzlaşmaz tutumlar var. Son yaptığımız telefon görüşmesinde aynı temennisini yine söyledi. “Biz bunları çözeceğiz. Nasıl mücadele verdiğimi biliyosun.” dedi. Kongrede yaptırım adımlarına teşebbüs ederse karşılığını veririz.

‘Yerli otomobilin içinde bir rahatlık, konfor var. Boyuma rağmen içinde rahat oturuyorum’

– İlk arkadaşlar tasırımını getirdiği zaman. Bana ayrı bir heyecan vermişti. 5 Babayiğit bu işe girdi ve atılan adımda CEO arkadaşımız kendisini yurt dışında ispatlamış biridir. 3 tasarım ortaya çıkmış vaziyette. İçinde bir rahatlık, konfor var. Boyuma rağmen içinde rahat oturuyorum. Tam manasıyla testler bittiğinde hız noktasında mesafe alabiliyor. Bu yılın sonu itibariyle teste büyük adım atmış olucaklar ama. Fabrikanın yerini belirledik. 1 milyon metrekarelik bir alan üzerinde Gemlik’te deniz kenarında bir yer veriyoruz. Çünkü ticarette ulaşım önemli. İhracat altyapısı da iyi olursa hem kazandıracak hem de dünyada otomobiliniz iyi bir yer edinecek. Halkımızın rahatlıkla alabileceği bir fiyatta olacak diye düşünüyorum. O olmazsa sürümden kazanma felsefesi işlemez. Biz elektrikli bir otomobil yapıyoruz.

Babacan’a yanıt: Talimatı IMF’den alıyorlardı

“2008 ekonomik krizi olduğu zaman ben o zaman bir çıkış yapmıştım, bu kriz bizi teğet geçer demiştim” şeklinde konuşan Erdoğan, Ali Babacan’ı işaret ederek “Şu anda parti kurma çalışması yapan bazı arkadaşlar, benim yanımda olanlar karşı çıkmışlardı. Çünkü talimatı IMF’den alıyorlardı” dedi.

Erdoğan şöyle konuştu: “2008 ekonomik krizi olduğu zaman ben o zaman bir çıkış yapmıştım, bu kriz bizi teğet geçer demiştim. Şu anda parti kurma çalışması yapan bazı arkadaşlar benim yanımda olanlar karşı çıkmışlardı. Çünkü talimatı IMF’den alıyorlardı. Ve inandığımı ben de kararlı bir şekilde sürdürdüm. Bunlar faizciydi. Ben faizlerin devamlı düşürülmesini istiyorum. Faiz sebeptir, enflasyon neticedir ve doğru orantılıdır. Faizi düşürdükçe enflasyon da düşer. Faiz de enflasyon da tek haneli olacak.”

Ahmet Hakan: Ekonomide herhangi olumsuz bir tablo yok hatta tam tersine


Erdoğan’a sorularını yönelten gazeteci Ahmet Hakan’ın “Ekonomide de herhangi olumsuz bir tablo yok hatta tam tersine” ifadeleri sosyal medyada ilgi çeken başlıklar arasında yer aldı.

İstanbul Üniversitesi tepki çeken yemekhane kararını geri çekti: Bütçe kısıtlığı nedeniyle yapmıştık


Editor
Haber Merkezi ▪ İndigo Dergisi, 19 yıldır yayın hayatında olan bağımsız bir medya kuruluşudur. İlkelerinden ödün vermeden tarafsız yayıncılık anlayışı ile çalışmaktadır. Amacı; gidişatı ve tabuları sorgulayarak, kamuoyu oluşturarak farkındalık yaratmaktır. Vizyonu; okuyucularında sosyal sorumluluk bilinci geliştirerek toplumun olumlu yönde değişimine katkıda bulunmaktır. Temel değerleri; dürüst, sağduyulu, barışçıl ve sosyal sorumluluklarının bilincinde olmaktır. İndigo Dergisi, Türkiye’nin saygın İnternet yayınlarından biri olarak; iletişim özgürlüğünü halkın gerçekleri öğrenme hakkı olarak kabul etmekte; Basın Meslek İlkeleri ve Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’ne uymayı taahhüt eder. Ayrıca İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ni benimsemekte ve yayın içeriğinde de bu bildiriyi göz önünde bulundurmaktadır. Buradan hareketle herkesin ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasi veya diğer herhangi bir milli veya içtimai menşe, servet, doğuş veya herhangi diğer bir fark gözetilmeksizin eşitliğine ve özgürlüğüne inanmaktadır. İndigo Dergisi, Türkiye Cumhuriyeti çıkarlarına ters düşen; milli haysiyetimizi ve değerlerimizi karalayan, küçümseyen ya da bunlara zarar verebilecek nitelikte hiçbir yazıya yer vermez. İndigo Dergisi herhangi bir çıkar grubu, ideolojik veya politik hiçbir oluşumun parçası değildir.