Araştırma: Türkiye corona virüsü salgınıyla ilgili ne düşünüyor?

Barem’den corona virüsü toplumsal algı araştırması: Gençler, eğitimliler ve kadınlar daha çok korkuyor; risk altındaki grup korkmuyor. ABD, salgının bir numaralı şüphesi olarak görülüyor. Halkın yüzde 70’i Sağlık Bakanlığı’nın salgını çok iyi yönettiğini ve çalışmalarına güven duyduğunu belirtiyor.

Araştırma: Türkiye corona virüsü ile ilgili ne düşünüyor?

Barem, ülkemizde de görülmesiyle birlikte halkı adeta paniğe sürükleyen corona virüsü salgını üzerine bir kamuoyu araştırması gerçekleştirdi.

Çin’de başlayarak kısa bir süre içerisinde tüm dünyada birçok insanı etkileyen korona virüsü, Türkiye’de ilk vakanın görülmesiyle birlikte korkuya sebep oldu. Aniden gündeme oturan bu konu, kimini eve kapatıp ekran başında virüs haberlerini izlemeye kitlerken kimini çok da fazla etkilemedi, hatta bazıları konunun abartıldığını düşündü.


Korona virüsü salgınıyla ilgili Barem tarafından gerçekleştirilen araştırma, Türk halkının neler hissettiğini somut olarak ortaya koyuyor. İşte araştırmadan çıkan ilginç sonuçlar:

Öne çıkanlar:

• Araştırmaya göre; gençler, eğitimliler ve kadınlar daha çok korkuyor. Halkın yarısından fazlası salgının abartıldığını düşünürken, her şeye rağmen önlem almayı da ihmal etmiyor.

• Araştırmaya göre salgının bir numaralı şüphelisi ABD olarak görülürken, Nisan ayında bu virüsün tamamen ortadan kalkacağına inanılıyor.

• Türk halkının yaklaşık yüzde 70’i Sağlık Bakanlığı’nın korona virüsü salgınını çok iyi yönettiğini ve çalışmalarına güven duyduğunu iletiyor.

• Yüzde 52’si salgın tehdidin abartıldığını düşünürken, yüzde 43’lük bir kesim abartılmadığını ve riskin oldukça yüksek olduğu görüşünde.

Corona virüsü 3 kişiden 2’sini korkutuyor

Araştırmada görüşülen kişilere yöneltilen ilk soru, kendilerinin veya ailelerinden birinin bu virüse yakalanmaktan korkup korkmadıkları oldu. İnsanların yüzde 67’sinde bu korku var. Corona virüsünden korkmadıklarını dile getiren kişilerin oranı ise yüzde 31. Yani, araştırmaya katılan her 3 kişiden 2’si korku içinde.

Virüs; gençleri, eğitimlileri ve kadınları daha çok endişelendiriyor

Yapılan araştırma verileri gösteriyor ki, yaş arttıkça corona virüsü konusunda duyulan endişe azalıyor. 24 yaş ve altı kişilerde yüzde 72 olan korku, 65 yaş ve üzeri kişilerde  yüzde 57’ye düşüyor. Oysa uzmanlar, en riskli gruplardan biri olarak 60 yaş üstünü işaret ediyorlar.

Cinsiyete göre ayrıştırıldığında ise korku ve endişe durumu yüzde 71 oranla kadınlarda daha çok görülüyor. Kendisinin veya ailesinin virüs kapmasından “kesinlikle” korkanların oranı, lise ve altı eğitimli kişilerde  yüzde 13 iken, üniversite ve üzeri eğitimlilerde bu oran  yüzde 23’e çıkıyor.


Sağlık Bakanlığı’na güvenimiz yüksek

Araştırma verilerine göre, Sağlık Bakanlığı’nın virus salgınını iyi yönettiği düşünülüyor. Görüşülen kişilerin yüzde 69’u bu fikri savunuyor. Erkekler (yüzde 74) ve 55 yaş üzeri kişilerde (yüzde 75) bu oran daha da yüksek.

Corona virüsü abartılıyor mu?

Görüşülen kişilerin yüzde 52’si salgın tehdidin abartıldığını düşünürken, yüzde 43’lük bir kesim abartılmadığını ve riskin oldukça yüksek olduğu görüşünde. Bu nedenle görüşülen 4 kişiden 3’ü, virüsün yayılmasını önleyecekse, seyahat ve benzeri bazı haklarından vazgeçmeye hazır olduğunu söylüyor. Lise ve üzeri eğitimli kişilerde bunu dile getirenlerin oranı yüzde 80’in üzerinde çıkıyor.

Önümüzdeki ay corona virüsü yenmiş olacağımızdan umutluyuz

Önümüzdeki ay salgın konusunda daha iyi bir durumda olacağımızı düşünenlerin oranı oldukça yüksek (yüzde 64). Yaş arttıkça umut da artıyor. 24 yaş altı gençlerin yalnızca yarısı bu düşünceye katılırken, 65 yaş ve üzeri kişilerin yüzde 78’i önümüzdeki ay corona virüsü salgında daha iyi bir noktada olacağımız kanısında.

Salgına karşı önlem alanlar yaklaşık 3 farklı önlemden bahsediyor

Araştırma kapsamında görüşülen kişilere, corona virüsü tehdidine karşı önlem alıp almadıkları sorulduğunda, görüşülen kişilerin yüzde 31’i herhangi bir önlem almadığını söylüyor. Önlem aldığını belirten kişiler (yüzde 69), yaklaşık 3 çeşit önlem aldıklarından  bahsediyor. Alınan önlemlerde ilk sırayı elleri daha sık yıkamak alıyor.

Evden daha az çıkmak ikinci, el dezenfektanı kullanmak üçüncü, kişisel teması kesmek dördüncü, maske takmak beşinci, kolonya kullanmak ise altıncı sırada bulunuyor. Görüşülen kişilerin yüzde 43’ü salgın riskinden dolayı elini daha sık yıkadığını belirtiyor.

Onu yüzde 15 ile evden daha az çıkmak ve sosyal etkileşimi azaltmak takip ediyor. El dezantektanı kullanmak yüzde 15, kişisel teması kesmek (tokalaşmamak, öpüşmemek, sarılmamak) yüzde 12, maske takmak yüzde 10, kolonya ve sirke kullanmak yüzde 8 ile virüs salgınına karşı alınan en popüler önlemler arasında.

Türk halkına göre virüs salgının sorumlusu ABD

Araştırma kapsamında görüşülen kişilerin yüzde 38’i, virüsün doğal bir oluşum olduğunu düşünürken; daha büyük bir kitle (yüzde 43) virüsün bu kadar hızla yayılmasının arkasında bilinmeyen bir güç olduğundan şüpheleniyor. Türk halkının aklına gelen zanlıların başında yüzde 24 oranla ABD bulunuyor.

Virüsü yaydığından şüphe duyulan ikinci ülke ise yüzde 10 ile Çin. Onu yüzde 5 ile İsrail takip ediyor. Daha az sayıda bahsedilen ülkeler arasında Rusya, Almanya, İngiltere, Japonya, İran, Güney Kore ve Suriye var. “Emperyalistler”, “büyük güçler”, ilaç sektörünün güçlü olduğu ülkeler, anti virusü/ aşıyı bulacak olan ülkeler de şüpheliler arasında.

Barem Genel Müdürü Sencer Binyıldız “Araştırmamızda Türkiye’de corona virüsü bilincinin oldukça yüksek olduğunu, bu konuda yetkililere güvenildiğini, önerilerine büyük ölçüde uyulduğunu ve kısa sürede atlatılacağına dair umudu gördük. Bilincin ve önlemlerin riskli gruplar da dahil daha da yayılmasıyla biz de en kısa sürede virüsün üstesinden geleceğimizi umuyoruz.” ifadelerini kullandı.


Araştırma Künyesi: Araştırma 15 yaş ve üzeri Türkiye temsili 1000 kişi ile CATI (Bilgisayar Destekli Telefon Görüşmesi) yöntemiyle 10-12 Mart 2020 tarihleri arasında gerçekleştirildi.

COVID-19 ile ortaya çıkan sosyal etiketlenme ile başa çıkma


Editor
Haber Merkezi ▪ İndigo Dergisi, 19 yıldır yayın hayatında olan bağımsız bir medya kuruluşudur. İlkelerinden ödün vermeden tarafsız yayıncılık anlayışı ile çalışmaktadır. Amacı; gidişatı ve tabuları sorgulayarak, kamuoyu oluşturarak farkındalık yaratmaktır. Vizyonu; okuyucularında sosyal sorumluluk bilinci geliştirerek toplumun olumlu yönde değişimine katkıda bulunmaktır. Temel değerleri; dürüst, sağduyulu, barışçıl ve sosyal sorumluluklarının bilincinde olmaktır. İndigo Dergisi, Türkiye’nin saygın İnternet yayınlarından biri olarak; iletişim özgürlüğünü halkın gerçekleri öğrenme hakkı olarak kabul etmekte; Basın Meslek İlkeleri ve Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’ne uymayı taahhüt eder. Ayrıca İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ni benimsemekte ve yayın içeriğinde de bu bildiriyi göz önünde bulundurmaktadır. Buradan hareketle herkesin ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasi veya diğer herhangi bir milli veya içtimai menşe, servet, doğuş veya herhangi diğer bir fark gözetilmeksizin eşitliğine ve özgürlüğüne inanmaktadır. İndigo Dergisi, Türkiye Cumhuriyeti çıkarlarına ters düşen; milli haysiyetimizi ve değerlerimizi karalayan, küçümseyen ya da bunlara zarar verebilecek nitelikte hiçbir yazıya yer vermez. İndigo Dergisi herhangi bir çıkar grubu, ideolojik veya politik hiçbir oluşumun parçası değildir.