Corona virüsünün Türkiye’de yayılımına dair 3 senaryo!

Econix Araştırma, Türkiye’de corona virüsünün bugüne kadarki yayılım verileri ve tıp literatüründen hareketle alınan önlemler ile vaka sayısının değişimine dair 3 senaryo hazırladı. Sosyal izolasyonun yeterli düzeyde sağlanmaması durumunda vaka sayısının Haziran ayı sonunda 3 milyonu aşabileceği tahmin ediliyor.

Corona virüsünün Türkiye yayılımı 3 senaryo!
Corona virüsünün Türkiye’de yayılımına dair 3 senaryo!

Corona virüsünün Türkiye’de yayılımına dair 3 senaryo!

Türkiye’de corona virisüne (Covid-19) virüsüne dair ilk vakanın açıklandığı 11 Mart 2020 tarihinden bu yana 2.433 vaka tespit edilirken virüs nedeniyle 59 can kaybı yaşandı. İlk vakanın görülmesinden sonra arttırılan önlemler ile sosyal izolasyon sağlanırken vaka sayısında artış belirli bir oranda gerçekleşmeye devam ediyor.


Sosyal izolasyon tedbirlerine uygun olarak salgının yayılımına dair bir öngörüde bulunmak amacıyla sağlık ekonomisi ve sağlık çıktıları alanında araştırmalar ve analizler yapan Econix Araştırma, sağlık uzmanları eşliğinde hazırlanan “Türkiye COVID-19 Kaynaklı Muhtemel Vaka Sayıları ve Sağlık Hizmeti İhtiyaç Analiz Raporu”nu açıkladı.

Corona virüsünün Türkiye’de yayılımına dair 3 senaryo:

Analiz kapsamında Türkiye’de Sağlık Bakanlığı tarafından 11-23 Mart 2020 tarihleri arasında açıklanan veriler, salgının dünya genelindeki gidişatı, sağlık sisteminin mevcut kaynakları ve tıp literatüründeki verilerden hareketle vaka sayısının değişimine dair muhtemel 3 senaryo hazırlandı. Her üç senaryo da 30 Haziran 2020 tarihine kadar sürdürülerek modellendi. Türkiye özelinde modellenen senaryolarda temel değişkenin sosyal izolasyon olduğu görülüyor.

1. Senaryo: Sosyal izolasyona uyulmayan senaryoda Haziran sonunda vaka sayısı 3,5 milyonu aşabilir 

1. Senaryo sosyal izolasyon tedbirlerine uyulmadığı ve vaka artış hızının ise yavaş bir şekilde düşeceği öngörüsüyle hazırlandı. Yeni vaka sayısının artış hızının Mart ayı sonuna kadar mevcut artış oranında, Nisan, Mayıs ve Haziran aylarında azalarak vaka sayısının artacağı öngörüsü ile tahmin edildi.

I. Senaryo varsayımına göre; Türkiye’de 30 Haziran 2020 tarihine kadar 3.705.555 vaka ve 184.213 ölüm gözlenebilir ve Haziran sonu itibari ile halen vaka artışının kontrol altına alınamayabileceği söylenebilir.

Gözlenen vakaların zirve zamanında yoğun bakım yatak ihtiyacı 47.891, nitelikli yatak ihtiyacı 222.421 olarak hesaplanmıştır. Söz konusu öngörüye göre, yoğun bakım ve nitelikli yatak ihtiyacı kapsamında Türkiye ‘deki sağlık sisteminin kapasite aşımına uğrayacağı belirtiliyor.

2. Senaryo: Kısıtlı tedbirler neticesinde vaka sayısı 183 bine ulaşabilir

2. Senaryo ise sosyal izolasyonun kısıtlı uygulandığı ve günlük muhtemel vaka artış oranının düzenli bir şekilde azaldığı varsayımına göre planlandı.

Senaryo, yeni vaka sayısının artış hızının Mart ayı dahil Nisan, Mayıs ve Haziran aylarında  daha hızlı azalacağı ve vaka sayısının daha kontrollü artacağı öngörüsüyle modellendi.

II. Senaryoya göre; Türkiye’de Haziran ayı sonuna kadar 183.922 vaka ve 9.143 ölüm yaşanabileceği belirtiliyor. Sosyal izolasyonun kısıtlı olsa bile yapılması ile Mayıs sonunda vaka artışı kontrol altına alınabilir ve vaka sayısı platoya ulaşabilir. Bu senaryoda vakaların zirve yaptığı dönemde yoğun bakım yatak ihtiyacı 2.586, nitelikli yatak ihtiyacı ise 12.008 olarak ortaya çıkıyor. Bu ihtiyaçlar kapsamında vakaların ülke genelinde nüfus oranında dağılması durumunda sağlık sisteminin kapasite aşımına uğramayabileceği belirtiliyor.

3. Senaryo: Salgınla etkin mücadele yürütülürse vaka sayısı en fazla 52 binde kalabilir

Sosyal izolasyonun etkin yapıldığı varsayımı üzerine kurgulanan 3. Senaryo ise, yeni vaka sayısının artış hızının Mart ayı itibari ile hızlı düşüş göstererek vaka sayısının azalan bir ivme ile artacağı yönünde tahminlendi.


Salgınla yoğun mücadelenin öngörüldüğü bu varsayımda Türkiye’de 30 Haziran 2020 tarihine kadar 52.614 vaka ve 2.616 ölüm gözlenebileceği belirtildi. Etkin önlemlerin devam ettirmesi ile vaka artışının Nisan sonunda kontrol altına alınabileceği ve vaka sayısının platoya ulaşabileceği belirtildi.

III. Senaryoda salgının en hızlı yayıldığı zaman diliminde yoğun bakım yatak ihtiyacının 856, nitelikli yatak ihtiyacının ise 3.975 olacağı öngörülüyor. Türkiye’nin mevcut sağlık altyapısının kapsamında vakaların ülke genelinde nüfus oranında dağılması durumunda bu ihtiyaca cevap verebileceği tahmin ediliyor.

Tüm senaryolarda yeni hasta hızı azalıyor. Ancak azalma hızları arasında çok az bir fark olsa bile muhtemel vaka sayılarında ciddi farklılaşmalar ortaya çıkıyor. Bu durum önlem almanın ve özellikle erken adım atmanun önemini ortaya koyuyor.

Tedbirler azami düzeyde uygulanırsa Nisan – Mayıs ayında kontrol altına alınabilir

Araştırma ekibinin başında yer alan Econix Ortağı ve Yöneticisi, Dr. Güvenç Koçkaya, alınacak önlemlerin düzeyine bağlı olarak Türkiye’nin koronavirüsü en az zararla atlatabilmesi için vatandaşlara ciddi sorumluluk düştünü vurguladı. Koçkaya, “Elimizde bulunan veriler ışığında varsaydığımız üç senaryo arasında en olumlu tabloya yaklaşmak ve daha az vakanın olabilmesi için T.C. Sağlık Bakanlığı’nca alınan ve önerilen tedbirlerin vatandaşlarımızca istisnasız uygulanması ve önlemlere azami desteğin verilmesi gerekiyor.

Bilinçli ilerlememiz durumunda vaka sayımızın en fazla 50.000’lerde seyretmesini ve salgının kontrolünü Nisan sonunda veya en geç Mayıs içerisinde yapabileceğimizi öngörüyoruz.

Ancak önlemlere uyulmadığı veya hiçbir önlem alınmadığı takdirde vaka sayısının kontrolden çıkabileceği ve Haziran sonunda vaka sayısının 3.7 milyona kadar çıkması, hatta kontrol altına alınamamış olması da olası senaryolar arasında. Bu da sağlık sisteminin kitlenmesi, hastaların tedavi olamaması, sürecin yönetilememesi ve salgının ne zaman sonlanabileceğinin belirli olmaması anlamına gelir.

Böyle bir tabloyla karşı karşıya kalmamak için durumun ciddiyetini tam anlamıyla kavramamız ve T.C. Sağlık Bakanlığınca yapılan uyarıları dikkate almamız ve harfiyen uymamız çok önemli. Dileriz bu senaryoların hiç biri gerçekleşmez ve Türkiye çok daha az vaka ile Koronavirüs salgınını atlatır” dedi.

Sağlık hizmetlerinde kapasitenin yeterliliği tedbirlere uymaya bağlı

Rapora göre Türkiye sağlık sistemi içerisinde 24.071’i erişkin yoğun bakım yatağı, 1.625’i çocuk ve 12.402’si yenidoğan yoğun bakım yatağı olmak üzere toplam 38.098 yoğun bakım yatağı ve 139.403 nitelikli yatak bulunuyor. Yatakların yıllık ortalama doluluk oran ise %66.9 olduğu belirtilmiş.

Corona virüsü kaynaklı yoğun bakım ihtiyacının yüksek oranda erişkin ve ileri yaş bireylerde olduğu göz önünde bulundurulduğunda ise 24.071 yoğun bakım yatağının ve 139.403 nitelikli yoğun bakım yatağının kullanılabileceği öngörülüyor. Kapasitenin yeterli gelmesi ve salgının sınırlandırılabilmesi için  sosyal etkileşimin olabildiğince kısıtlanması , tüm toplumun ve özellikle yüksek risk grubu bireylerin izolasyonunun arttırılması kritik önem taşıyor.

Corona virüste en riskli grup kalp hastaları 

Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) analizine göre koronaya bağlı mevcut ölüm oranı yaklaşık %3,4 olarak tahmin ediliyor. Ek hastalıklar ise bu oranı etkiliyor. Ancak Türkiye’de diğer ülkelere göre genç yaş nüfusu yoğun olmasına rağmen diyabet ve hipertansiyon gibi kronik hastalıkların yüksek olmasından dolayı ölüm ve hastane yatış risk oranları DSÖ’nün tahminleri üzerindeseyredebilir.


Econix Araştırma’nın hazırladığı rapora göre, en yüksek ölüm riski %10,5 oranla kalp rahatsızlıkları olarak tanımlanan kardiyovasküler hastalıklarda görülürken, diyabet %7,7, kronik solum rahatsızlıkları %6,3, hipertansiyon %6 ve kanser %5,6 risk teşkil ediyor. Ancak bu tablo, ek hastalıkları olmayan bireylerin risk altında olmadığı anlamına gelmiyor. Sağlıklı bireylerde de dahi ölüm risk oranı düşük olsa bile %0,9 olarak seyrediyor.

Corona hastalarında mutasyona uğramış 40 virüs tespit edildi!


Editor
Haber Merkezi ▪ İndigo Dergisi, 19 yıldır yayın hayatında olan bağımsız bir medya kuruluşudur. İlkelerinden ödün vermeden tarafsız yayıncılık anlayışı ile çalışmaktadır. Amacı; gidişatı ve tabuları sorgulayarak, kamuoyu oluşturarak farkındalık yaratmaktır. Vizyonu; okuyucularında sosyal sorumluluk bilinci geliştirerek toplumun olumlu yönde değişimine katkıda bulunmaktır. Temel değerleri; dürüst, sağduyulu, barışçıl ve sosyal sorumluluklarının bilincinde olmaktır. İndigo Dergisi, Türkiye’nin saygın İnternet yayınlarından biri olarak; iletişim özgürlüğünü halkın gerçekleri öğrenme hakkı olarak kabul etmekte; Basın Meslek İlkeleri ve Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’ne uymayı taahhüt eder. Ayrıca İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ni benimsemekte ve yayın içeriğinde de bu bildiriyi göz önünde bulundurmaktadır. Buradan hareketle herkesin ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasi veya diğer herhangi bir milli veya içtimai menşe, servet, doğuş veya herhangi diğer bir fark gözetilmeksizin eşitliğine ve özgürlüğüne inanmaktadır. İndigo Dergisi, Türkiye Cumhuriyeti çıkarlarına ters düşen; milli haysiyetimizi ve değerlerimizi karalayan, küçümseyen ya da bunlara zarar verebilecek nitelikte hiçbir yazıya yer vermez. İndigo Dergisi herhangi bir çıkar grubu, ideolojik veya politik hiçbir oluşumun parçası değildir.