Dünya Sağlık Örgütü’nden Türkiye açıklaması: Dramatik bir artış!

Dünya Sağlık Örgütü: Türkiye’de geçen hafta virüsün yayılmasında dramatik bir artış olmasından dolayı endişeliyiz. Vakaların yüzde 60’ı İstanbul’dan raporlandı.

Dünya Sağlık Örgütü nden Türkiye açıklaması: Dramatik bir artış yaşandı

Birleşmiş Milletler çatısı altında çalışmalarını sürdüren Dünya Sağlık Örgütü’nün Avrupa’dan sorumlu direktörü Dr. Hans Henri P. Kluge bugün internet üzerinden düzenlediği basın toplantısında Avrupa’daki corona virüsü bilgilerini kamuoyu ile paylaştı.

Ülkeler hakkındaki veri ve yorumlarını paylaşan Dr. Kluge, “Türkiye’de geçen hafta virüsün yayılmasında dramatik bir artış olmasından dolayı endişeliyiz. Vakaların yüzde 60’ı İstanbul’dan raporlandı” dedi.


İspanya ve İtalya hakkında açıklamalarda bulunan Dr. Kluge, “Her iki ülkede de günlük ölüm sayısı azalarak eşitleniyor. Almanya’da da geniş kapsamlı kamu sağlığı önlemleri alındıktan 10 gün sonra düşüş yaşandı” dedi.

Dr. Kluge, Avusturya, Hollanda ve İsviçre’de de iyi bir ilerlemenin gözlendiğini dile getirdi.

Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) Sözcüsü Christian Lindmeier, NTV’den Deniz Kilislioğlu‘nun sorularını yanıtladı.

Maske kullanımına nasıl bakıyorsunuz?

Burada iki önemli konu var. Biri maskenin ulaşılabilir olması. İkinci biraz daha karmaşık çünkü daha önce hiç maske giymemiş kişilerin maske takması risk yaratabilir.

Diyelim işinize veya bir parka gittiniz ve maske taktınız. Bu maskeyi de gün boyunca takıyorsunuz, bu şu demek, ağız ve burun bölümünün önünde bir kumaş, kağıt parçası var. Onu taktığınız sürece bir şey içmek isteyeceksiniz, o maskeyi kaldıracaksınız.

Maske hareket ettiği için kaşınacaksınız, o maskeyi düzelteceksiniz. Oysa o maskeyi son derece düzgün bir şekilde takıp çıkarmalısınız. Eğer bunu yapmazsanız, bu konuda eğitimli değilseniz, kendinizi enfekte etme riskiniz çok fazla.

Eğer maske sizi virüsten koruyorsa, bu şu demek: Virüs maskenizin dış yüzeyinde. Ama siz o dış yüzeye dokunursanız, kaşırsanız, düzeltirseniz, zaten enfekte olmuş bir yüzeye dokuyorsunuz demektir. Sonrasında gözünüze dokunabilirsiniz, benim gibi gözlüğünüzü düzeltebilirsiniz.

Enfekte olmuş ellerinizle yüzünüze dokunursunuz. Bu işi daha problematik hale getirir. Ama Dünya Sağlık Örgütü olarak, bazı noktalarda maske kullanımını faydalı olacağını da düşünüyoruz. Bunu iki adımlı düşünelim.


Diyelim ki çok kalabalık bir yerde yaşıyorsunuz, ya da çalışıyorsunuz, bu noktada maske size ek bir koruma sağlayabilir. Ama asıl mesele, maske takın ya da takmayın, ellerinizi temiz tutmaktır. Yüzünüze, burnunuza ağzınıza gözünüze dokunmamaktır. Maske takın ya da takmayın.

Eldiven takılmalı mı?

İlginç bir nokta. Çünkü eldiveni nasıl kullandığınız önemli. Eldiven taktınız bir şeye dokunuz ve çıkardıysanız, evet elleriniz korunmuş olur. Ama insanlar eldiveni saatlerce giyiyorsa, bu elinizin üzerinde bir başka deri olur. Bir yere dokunup, sonra elinizi yüzünüze götürürseniz, aynı şey. Tüm olay aslında, maske ya da eldiveni nasıl kullandığınız. Mesela bazı insanlar hem maske takıyor, hem eldiven. Maskeyi çıkarıyorlar, o eldivenlerle yüzlerine dokunuyorlar.

Virüs havada kalır mı?

Virüs, damlacık yoluyla bulaşıyor, havadan değil. Damlacıklar konuştuğunuzda, öksürdüğünüzde, hapşırdığınızda 1 metreye kadar ulaşabiliyor. Ama bağırırsanız, yüksek sesle konuşursanız daha da uzak olabilir. Bu yolla damlacıklar çıkıyor ve sonra yere düşüyor. Ama bu virüs havada kalmıyor. Sadece; solunum cihazı kullanıldığında, çok spesifik durumlarda makine içinde asılı kalabilir. Ama bunun aşında, virüs sadece damlacık yoluyla bulaşıyor.

Sıcak havada kaybolur mu?

Bu konudaki araştırma sonuçları henüz kesin değil. Bu virüs üzerinde hala çalışmalarımız sürüyor, nihayetinde sadece 3 ayın biraz üzerinde bir süredir biliyoruz bu virüsü. Bir görüş bu virüsün sıcak hava ile yok olduğu ama bir taraftan da hava sıcaklığının yüksek olduğu yerlerde de bu virüse dair vakalar biliyoruz. Ama bu konudaki çalışmalar sürüyor, önümüzdeki haftaların getirdikleriyle bunu göreceğiz.

Ne zaman bitecek?

Bu tamamen aşı ve ilaç çalışmalarına bağlı. Bu ikisini ne kadar yakın sürede bulacağımıza bağlı. Dolayısıyla bu konuda, bu noktada  bir öngörümüz  yok. Bu konuda bir tahminim yok maalesef.

1 yıl, 2 yıl?

Gerçekten söylemek zor. Aşının 12-18 aya ancak üretilebileceği biliniyor. Bunun üretime geçilmesi daha uzun süre. Ama aşı kuşkusuz bu mücadelede başarılı olmamız için çok önemli. Bu iş ne zaman bitecek derken neyi kastediyorsunuz? Evrende Covid virüsünün yok olması ve sıfırlanması mı? Yoksa bu virüsle mücadele yöntemini öğrenmemiz ve iyileşme sağlamak mı?

Yeniden işe gitmek, ekonominin yeniden çalışması, okulların yeniden açılması ve evet, dediğiniz gibi yeniden normale dönmek.. Çok zor bir soru. Hepimiz bu sorunun cevabını verebilmek istiyoruz. Evinde bu röportajı veren birisi olarak ben de…

Mutasyona uğrar mı?

Virüs şu ana kadar son derece sabit durdu. Ama her virüs için mutasyona uğrama ve farklı formlara dönüşme riski vardır. Sars ve Mers virüsünden biliyoruz ki – ki bu virüsler Corona virüsü ailesinden- bu virüsler gayet sabit virüsler. Covid-19 için de bu geçerli gibi. Ama tabii ki bu ihtimali değerlendirmek de zorundayız.


Bir virüsün mutasyona uğraması temel bir açıdan sorunludur, o da şudur ki; bulduğumuz tedavi yöntemi veya aşı işlevselliğini kaybeder. Tabii bu ne kadar mutasyona uğradığıyla da ilgili. Yani şu anda olduğu haliyle kalması ve bizim aşı ve tedavi yöntemlerimiz olması daha iyi.

Ekrem İmamoğlu İstanbul’da corona yoğunluğu olan ilçeleri açıkladı


Editor
Haber Merkezi ▪ İndigo Dergisi, 19 yıldır yayın hayatında olan bağımsız bir medya kuruluşudur. İlkelerinden ödün vermeden tarafsız yayıncılık anlayışı ile çalışmaktadır. Amacı; gidişatı ve tabuları sorgulayarak, kamuoyu oluşturarak farkındalık yaratmaktır. Vizyonu; okuyucularında sosyal sorumluluk bilinci geliştirerek toplumun olumlu yönde değişimine katkıda bulunmaktır. Temel değerleri; dürüst, sağduyulu, barışçıl ve sosyal sorumluluklarının bilincinde olmaktır. İndigo Dergisi, Türkiye’nin saygın İnternet yayınlarından biri olarak; iletişim özgürlüğünü halkın gerçekleri öğrenme hakkı olarak kabul etmekte; Basın Meslek İlkeleri ve Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’ne uymayı taahhüt eder. Ayrıca İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ni benimsemekte ve yayın içeriğinde de bu bildiriyi göz önünde bulundurmaktadır. Buradan hareketle herkesin ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasi veya diğer herhangi bir milli veya içtimai menşe, servet, doğuş veya herhangi diğer bir fark gözetilmeksizin eşitliğine ve özgürlüğüne inanmaktadır. İndigo Dergisi, Türkiye Cumhuriyeti çıkarlarına ters düşen; milli haysiyetimizi ve değerlerimizi karalayan, küçümseyen ya da bunlara zarar verebilecek nitelikte hiçbir yazıya yer vermez. İndigo Dergisi herhangi bir çıkar grubu, ideolojik veya politik hiçbir oluşumun parçası değildir.