“Küçük hanımlar, küçük beyler… Sizler hepiniz, geleceğin bir gülü, yıldızı, bir bahtının aydınlığısınız. Memleketi asıl aydınlığa boğacak olan sizsiniz. Kendinizin ne kadar önemli, kıymetli olduğunuzu düşünerek ona göre çalışınız.” Mustafa Kemal Atatürk
23 Nisan 2020
Kortej yok! Bando takımı yok! Folklor ekipleri yok! Dünyanın dört bir yanından gelen çocuklar yok! Makam koltuklarında devir teslim yok! Konserler yok! Meydanlarda çocuk sesi yok! Ama ne var biliyor musunuz? Sanki hiçbir şey yokmuş gibi evinde bayrama hazırlanan milyonlarca çocuk var. Torununun yeğeninin şiir okurken, şarkı söylerken çekilmiş videosunu gözyaşlarıyla, ekrandan izleyen milyonlar var!
Size de dar geliyor değil mi dört duvar? Siz de alıp bayrağınızı caddeler boyu koşmak istiyorsunuz değil mi? Eğer bu virüs olmasaydı, bugün hepimiz caddelerde olacaktı. Bugün kol kola omuz omuza kutlayacaktık bu en mutlu günümüzü. Gelecek için; bugün, bu dört duvar arasında kalmak zorundayız. Peki bu dört duvar engel olur mu içimizdeki coşkuya? Bakın onlara; dört duvar arasında bayrama hazırlanan küçük hanımefendilere küçük beyefendilere onların o gülümseyişi yetmez mi yarına umutla bakmamıza sebep olarak?
23 Nisan 1920
Bugün milletin, meclisinin kurulduğu günün 100. yılı! Bugün, milletin efendi olduğu gün! Ve bugün Ata’mızın tüm dünya çocuklarına armağan ettiği bayram günü.
Evet çoğu şey kötüye gidiyor. Evet, hepimizi korkutuyor gelecek. Evet, hepimiz çok bunaldık ama şimdi o dört duvar arasındaki çocukların gözüne baktığınızda anlıyorsunuz değil mi, bu ülkenin neden çocuklara bırakıldığını?
Bunca karamsarlığın içinde o çocukların gözündeki ışığı görüyorsunuz değil mi?
Dört yana güneş resmi, gökkuşağı resmi çiziyor çocuklar. Onlar inanıyor aydınlığa.
Belki biz büyükler de izin verip kendimize, onların umuduyla aydınlanabiliriz? Hem umut etmek için ardımızda 100 yıllık tarih var.
23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’mız kutlu olsun.