Erdoğan’dan AB’ye mektup: Hepimizin aynı gemide olduğunu anladığınızı umuyorum

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Avrupa Günü’yle ilgili yayımlandığı mektupta “Bu zor günlerin, Türkiye – AB ilişkilerini yeniden canlandırmak konusunda sunacağı fırsatları iyi değerlendirmeliyiz. Şimdiye kadar ülkemize pek çok konuda ayrımcı ve dışlayıcı tutum takınan AB’nin, artık hepimizin aynı gemide olduğunu anladığını umuyorum.” ifadelerini kullandı.

Erdoğan AB mektup: Hepimizin aynı gemide olduğunu anladığınızı umuyorum

Erdoğan’dan AB’ye mektup: Artık hepimizin aynı gemide olduğunu anladığınızı umuyorum.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 9 Mayıs Avrupa Günü dolayısıyla mesaj yayımladı. Cumhurbaşkanı Erdoğan mesajında, şu ifadelere yer verdi:


Bugün, Avrupa Birliği fikrine hayat veren Schuman Deklarasyonu’nun kabul edilmesinin 70. yıldönümüdür. Avrupa Birliği’ne adaylık statümüzün tescil edildiği, 1999 yılından bu yana ‘9 Mayıs Avrupa Günü’nü tüm Avrupa halklarıyla birlikte ülkemizde de kutluyoruz.

Schuman Deklarasyonu’nun ardındaki düşünceler, tüm dünyayı yıkan bir savaşın ardından Avrupa’nın küllerinden yeniden doğmasını, ülkelerin farklılıklarını ve düşmanlıklarını bir kenara bırakarak barış, güvenlik, kalkınma ve refah için bir araya gelmesini sağlamıştı. Bugün yine yıkıcı bir felaket ile karşı karşıyayız.


Bu kez ortak düşmanımız, hiçbir sınır tanımayan, sadece sağlığımızı değil refahımızı, sosyal düzenimizi ve insani bağlarımızı tehdit eden bir virüs. Bu gözle görülmeyen küçük düşman bize, son dönemde unutma tehlikesi ile karşı karşıya kaldığımız, popülist politikalara ve kısa dönem ulusal çıkarlara feda etmeye hazır hale geldiğimiz ‘birlik olmanın, birlik içinde güçlü olmanın’ anlamını tekrar hatırlatmıştır.

AB’nin bu krizden de güçlenerek çıkacağına inanıyorum

Her felaketin fırsatları da beraberinde getirdiği unutulmamalıdır. Avrupa Birliği’nin doğru ve zamanında atacağı adımlarla bu krizden de güçlenerek çıkacağına inanıyorum. Ayrımcılık ve nefret dili bir kenara bırakıldığında, Avrupamızın ortak menfaati küçük siyasi oyunlara veya ulusal çıkarlara feda edilmediğinde, kapsayıcı ve adil olunduğunda daha güzel günlerin bizim olacağına inancım tamdır. Önümüzde hem salgınla mücadele hem salgın sonrası dönemde ekonomik açıdan yeniden toparlanma hem de kıtamızı etkileyen bölgesel gelişmeleri yönlendirme ve düzensiz göç ile terörle mücadele çalışmalarına ağırlık vereceğimiz zor günler bulunmaktadır.

AB’nin artık hepimizin aynı gemide olduğunu anladığını umuyorum

Bu zor günlerin, Türkiye – AB ilişkilerini yeniden canlandırmak konusunda sunacağı fırsatları iyi değerlendirmeliyiz. Şimdiye kadar ülkemize pek çok konuda ayrımcı ve dışlayıcı tutum takınan AB’nin, artık hepimizin aynı gemide olduğunu anladığını umuyorum. Salgın döneminde pek çok AB üyesi ülkenin ülkemizden yardım talebinde bulunduğu, ülkemizin sağlık sistemi ve aldığı önlemler ile pek çok AB üye ve aday ülkesine örnek olabilecek düzeyde bulunduğu görülmüştür. AB üyeliğine aday, müzakere eden, AB ile gümrük birliği içinde olan, AB’nin en önemli ticaret ve yatırım ortaklarından Türkiye’nin, Birliğin salgın süresince ve salgın sonrası dönemde alacağı tüm önlemlere ve çalışmalara katılması AB’yi ancak daha güçlü kılacaktır.

Dönem, her alanda güçlerimizi birleştirme dönemidir


Dönem her alanda güçlerimizi birleştirme dönemidir. Ülkemizin tam üyeliği ekonomik, siyasi, güvenlik ve sosyal katkıların yanı sıra Avrupa Birliği’ne daha katılımcı ve kucaklayıcı bir vizyon kazandıracak ve AB’yi küresel bir aktör haline getirecektir. Türkiye olarak, müzakere sürecinde karşılaştığımız tüm zorluklara rağmen stratejik hedef gördüğümüz Avrupa Birliği’ne tam üyeliğe ulaşmakta kararlıyız. Bu düşüncelerle, ‘Avrupa Günü’nün, kıtamızın bugün içinde bulunduğu durumun ve geleceğine ilişkin planların, yapıcı ve vizyoner bir yaklaşımla değerlendirilmesine vesile olmasını diliyor, vatandaşlarım başta olmak üzere tüm Avrupalıların 9 Mayıs Avrupa Günü’nü tebrik ediyorum.

Selçuk Bayraktar: Bugün atılan adımlarla uçan otomobilde liderler arasına gireriz


Editor
Haber Merkezi ▪ İndigo Dergisi, 19 yıldır yayın hayatında olan bağımsız bir medya kuruluşudur. İlkelerinden ödün vermeden tarafsız yayıncılık anlayışı ile çalışmaktadır. Amacı; gidişatı ve tabuları sorgulayarak, kamuoyu oluşturarak farkındalık yaratmaktır. Vizyonu; okuyucularında sosyal sorumluluk bilinci geliştirerek toplumun olumlu yönde değişimine katkıda bulunmaktır. Temel değerleri; dürüst, sağduyulu, barışçıl ve sosyal sorumluluklarının bilincinde olmaktır. İndigo Dergisi, Türkiye’nin saygın İnternet yayınlarından biri olarak; iletişim özgürlüğünü halkın gerçekleri öğrenme hakkı olarak kabul etmekte; Basın Meslek İlkeleri ve Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’ne uymayı taahhüt eder. Ayrıca İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ni benimsemekte ve yayın içeriğinde de bu bildiriyi göz önünde bulundurmaktadır. Buradan hareketle herkesin ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasi veya diğer herhangi bir milli veya içtimai menşe, servet, doğuş veya herhangi diğer bir fark gözetilmeksizin eşitliğine ve özgürlüğüne inanmaktadır. İndigo Dergisi, Türkiye Cumhuriyeti çıkarlarına ters düşen; milli haysiyetimizi ve değerlerimizi karalayan, küçümseyen ya da bunlara zarar verebilecek nitelikte hiçbir yazıya yer vermez. İndigo Dergisi herhangi bir çıkar grubu, ideolojik veya politik hiçbir oluşumun parçası değildir.