Biliyorsunuz Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, 5 Mayıs günü akşamı yaptığı açıklamada, TFF Başkanı Nihat Özdemir’le liglerin devamı ile ilgili bir görüşme yaptıklarını ve kararın federasyonun iradesinde olduğunu belirtmişlerdi. Çok ilginç bir değerlendirme gerçekten. Sayın bakan, sadece tıp hekimi gözlüğü ile baksaydı böyle bir değerlendirme yapar mıydı emin değiliz.
Ama fazla günahlarını da almamak gerek. Çünkü Dünya Sağlık Örgütü farklı spor dallarından tüm spor federasyonlarına Kovid-19 riskinin nasıl yönetilebileceği konusunda tavsiyelerde bulunduğunu aktaran Ryan, “Ama, başlıca organizasyonlar veya bir faaliyetin devam edip etmeyeceğine dair biz bir karar almıyoruz.” ifadesini kullandı.
Ryan, Türkiye ve Almanya’da liglerin başlaması ve Türkiye’nin ev sahipliğinde oynanacak UEFA Şampiyonlar Ligi finali hakkında, “Bu, federasyon (UEFA), ulusal federasyonlar ve bu tür faaliyetlere ev sahipliği yapan hükumetlerin egemenlik hakkıdır.” değerlendirmesinde bulundu.
Maçların seyircili veya seyircisiz oynanması konusunda net yorum yapmayan Ryan, yeniden başlayacak liglerde futbolcu ve futbol çalışanlarının güvenliğinin önemli olduğunun altını çizerek, “Liglerin başlayacağı ülke federasyonları veya hükumetlerin talepte bulunması halinde özel risk yönetimi tavsiyelerinde bulunmaya hazırız.” dedi.
Sağlık bakanının açıklamasının ardından 6 mayıs günü TFF İstanbul Riva’daki merkezinde yapılan toplantı sonunda, basın açıklaması yapan TFF Başkanı Nihat Özdemir, Süper Lig, TFF 1. Lig, 2. Lig, 3. Lig ve Bölgesel Amatör Liglerin, 12-13-14 Haziran haftasında başlayacağını açıkladı.
Hatta öyle ki, bir muhabirin “Pozitif vaka çıkarsa planınız ne? Sorusuna, TFF Başkanının verdiği yanıt “Bizim öyle bir planımız yok, inşallah çıkmaz” ve “Ligler başladıktan sonra virüse rastlanırsa Bilim Kurulu ile birlikte ona göre yeni bir yol haritası belirleyeceğiz.” yanıtını vermesi nasıl ki, pandemi süresince fabrikaların durmamasında olduğu gibi, futbolun da durmaması gereken bir sektör olduğuna dair manidar bir cevap olsa gerektir.
Çünkü futbol artık sadece futbol değildir. Futbol bildiğimiz anlamda paranın dünya ölçeğindeki imparatorluğunun en önemli araçlarından birisidir. Çünkü “Endüstriyel Futbol”, paranın örgütlediği bir futbol yapılanmasıdır. Sahibi uluslararası para ticareti yapan (yani finans kapital) uluslararası büyük sermayedir.
Görünürdeki sahibi işte o yapının aracı konumunda olan FİFA, FİFA’ya bağlı kıta federasyonları ve kıta federasyonlarına bağlı taşeron ulusal futbol federasyonlarıdır.
Herkes bir şekilde bu işleyişten payını alır. Futbol üzerinden para ticareti, sadece bir oyunun izlenmesi ihtiyacından kaynaklanarak başlayan ama sonrası süreçte kapitalizmin doğal seyrine ve akılına uygun olarak ele geçirilen, ardından pazarlamanın ve tüketimin çeşitlendirilmesiyle tam bir sektör haline getirilen, işin içine para aklamalar da dâhil olmak üzere her türlü kirli ticaretin bir şekilde monte edildiği, çok devasa bir para trafiği şeklinde devam eder. Yani mesele sadece yayın hakları ve reklamlar, transferlerden ibaret değildir. İşin örneğin bahis tarafı vardır ki, her şeye bedeldir.
Bakınız durum pandemiye karşın, geciktirilemiyor veya ötelenemiyor ise, futbolu ertelemek neredeyse mümkün değil gibi görünüyorsa bilinmelidir ki, bunun nedeni finans kapitalin para ticareti olmadan yaşayamayacağıdır.