Yakın Avrupa tarihine damga vurmuş liderlerden birisi olan Napolyon Bonapart, 1769 yılında Toskana asıllı bir ailenin oğlu olarak Korsika’da dünyaya geldi. Fransız ordusunda subay olarak görev yaptığı sırada gerçekleşen Fransız Devrimi’nin destekçileri arasındaydı…
Napolyon Bonapart: Bir devlet adamının portresi
Devrimin ardından Avrupa monarşileri, Fransa’da başlayan devrimci düşüncelerin yayılmasını istemiyordu. Bu nedenle Fransız Devrim Savaşları başladı. Bu savaşlar sırasında Napolyon, askeri yeteneklerini gösterme imkanı buldu ve elde ettiği kesin zaferler sayesinde adı tüm Avrupa’da tanındı.
1798’de Osmanlı Devleti’nin bir parçası olan Mısır’a bir sefer düzenledi. Bu sefer sırasında Osmanlı topraklarının bir kısmını işgal etti ancak uzun süre elinde tutmayı başaramadı.
Fransa’da devrimden sonra kurulmuş olan yönetim, Mısır’dan Fransa’ya dönen Napolyon ile destekçileri tarafından 1799 yılında yıkıldı ve Fransa’da Konsüllük idaresi kuruldu. Yönetim artık üç konsülün elinde geçmiş oldu ve en geniş yetkiler de birinci konsül olarak atanan Napolyon’a verildi. Konsüllük idaresi ilk olarak Birleşik Krallık ile 1802 yılında Amiens Antlaşması imzaladı ve Fransız Devrim Savaşları’nı sonlandırdı. Napolyon, 1804’te “Fransa İmparatoru” olarak ilan edildi.
Kısa süren bu barış döneminin ardından yeniden savaşlar dönemi başladı ve bu savaşlara Napolyon Savaşları adı verildi. Devrimci Fransa’nın konumunu güçlendirmek maksadıyla Napolyon ilk olarak İber Yarımadası’ını işgal etti ve 1808’de kardeşi Joseph Bonaparte’ı İspanya Kralı olarak ilan etti. Avusturya’yı Wagram Muharebesi’inde yenen Napolyon, Fransa’ya karşı oluşturulan koalisyonu dağıttı.
Napolyon, 1812 yılında Rusya’ya sefer düzenledi ve bu sefer Fransa açısından büyük bir başarısızlık ile sonuçlandı. 1813 yılında Rusya ve Prusya, Fransa’ya karşı birleşti ve bu koaliyona Avusturya da katıldı. 1813 yılında bu koalisyon Napolyon’u Leipzig Muharebesi’inde yenilgiye uğrattı.
Ardından 1814’te Fransa’ya doğru ilerleyen koalisyon Paris’i ele geçirdi ve Napolyon’u tahttan feragat etmeye zorlayıp Elba adasına sürgüne gönderdi. Bourbon Hanedanlığı ülkede tekrar başa geçti ve anayasal monarşi kuruldu. Fransa, böylece devrimden itibaren ele geçirdiği yerlerin büyük çoğunu kaybetti.
Napolyon Şubat 1815’te Elba adasından kaçarak yeniden Fransa’nın başına geçti fakat kendisini tekrar bir savaşın içinde buldu. Waterloo Muharebesi‘nde kesin bir yenilgiye uğratıldı ve İngilizlere teslim oldu. Bu sefer Avrupa kıtasına uzak bir yer olan Saint Helena adasına sürgüne gönderildi. 1821 yılında vefat etti ve 1840’ta külleri Paris’teki hâlen bulunduğu Les Invalides’e konuldu.
Kod Napolyon
Napolyon bir devlet adamı olarak tüm Fransa’da büyük özgürlükçü reformlar uyguladı. Yönetimi sırasında çağdaş bir eğitim sistemi kurdu ve eski sistemin kalıntılarını ortadan kaldırdı. Tüm yurttaşların yasalar önünde eşit olmasını sağladı ve dini kurumlara karşı devletin otoritesini merkezileştiren adımlar attı.
Devrimin sloganı olan özgürlük, eşitlik, kardeşlik ilkelerine bağlı kalmaya çalıştı. En büyük başarısı, dünyadaki hukuk sistemlerinin büyük kısmını çeşitli şekillerde etkilemiş olan Kod Napolyon adlı kanun metnini hazırlatmasıdır.
Kod Napolyon‘un hazırlanmasında Roma hukuku oldukça etkilidir ve bu yeni hazırlanan kanun modern hukuk sistemlerine de esin kaynağı olmuştur. Dolayısıyla Napolyon; sadece savaşlarda başarılı olmuş bir general değil, yakın tarihin belki de en sarsıcı devrimini geçiren ülkeye liderlik etmiş ve önemli reformlar gerçekleştirmiş bir devlet adamıdır.