Mustafa Kemal’dir Fatih’in asıl mirasçısı, sizler değil!

Fatih Sultan Mehmet kılıçla İstanbul’u fethetti. Doğrudur. Ama unutmayın kılıçla fethedilen ve fethedilmesini kutladığımız o İstanbul ve o İstanbul’un içindeki o Ayasofya elden gitmişti. İşte elden giden o İstanbul ve içinde fetih suresi okuyarak Atatürk’e lanetler yağdırılan o Ayasofya’yı yine kılıçla geri alan Mustafa Kemal’dir.

mustafa kemal

Mustafa Kemal’dir Fatih’in asıl mirasçısı, sizler değil!

Fatih’in fethettiği İstanbul, yine Fatih’in bilmem kaçıncı kuşak torunu tarafından elleriyle anahtarının İngilizlere verildiği İstanbul’dur… Dolayısıyla Ayasofya’dır.


Fatih’in mirası İstanbul’u ve dolayısıyla yine onun mirası Ayasofya’yı Fatih’in bilmem kaçıncı kuşak öz torunu Atatürk sayesinde kavuşmuşuzdur. Lakin onlarca yıldır üzerinde din, ecdat sömürü yapılagelen Ayasofya birilerinin kişisel, ideolojik propaganda ve gösterisi haline getirilmiş saygısızlığın, nankörlüğün malzemesi ve fırsatına dönüştürülmüştür.

İstanbul’u ve Ayasofya’yı bu milletin egemen ülkesinin bir parçası haline getiren kişilerin yanında sen kim oluyorsun da eline kılıç almış önüne gelene lanet okuyorsun? Ondan sonra da o kılıcı Mercedes’inin bagajına koyarak, Cumhuriyetin kurduğu makamına gidiyorsun.

ali erbaş

İstanbul’u, içindeki Ayasofya ile birlikte geri alana saygı duyacaksın. Yetmez… Minnet de duyacaksın…

Onu tapuya cami olarak kaydettirip Fatih Sultan Mehmet vakfına mülk kaydettirenin anısı ve erdemliliği önünde saygıyla eğileceksin. Çünkü kadir kıymet bilmenin ve insan olmanın gereği budur…


Ayasofya’yı müze yaparak, Fatihe saygısızlık yapılmış değildir. Tam tersi Fatih’in mirasına en iyi şekilde sahip çıkılmış olması yanında, yeni kurulan bir ülkenin ve devletin evrensel eserlere, tarihe ve kültürel değerlere ne denli saygılı bir toplum ve uygar bir ülke olduğunun da bir göstergesidir… Aynı zamanda gereğidir de..

Bunları bildikleri halde bilmiyor gibi davrananlar veya bilmediği için anlamayanlar ideolojik körlük, tarihsel yetersizlik, milli ve dini değerleri suistimal ve kendi siyasi geleceklerini ve makam düşkünlüklerinin peşinde olan asalaklardır.

Sonuç olarak yaşadıklarımız sırasıyla hadsizliktir, nankörlüktür, gafilliktir ve ihanettir.

işgal anadolu

Sinan Meydan’ın cümlelerini biraz değiştirerek söylemek gerekirse; Ayasofya açılışını ‘şova’ çevirip Türkiye’nin bağımsızlık belgesi Lozan’ı ağzınıza almayın, Ayasofya namazında Emevi halifelerini bile anarken bu toprakları yeniden vatan yapan, İstanbul’u kurtaran Atatürk’ü unuttun. Ama bilinsin ki, bağımsızlığımızı kaybetseydik, egemen bir ülke ve ulus olamasaydı bırakın Ayasofya’yı, Anadolu’da namaz kılacak cami bulamayacaktınız.


O bakımdan, Atatürk’e lanet okuma davranışı düzeysizlik ve kötülüktür.

Ali Erbaş’ın Ayasofya hutbesine tepki: Mısıroğlu’na rahmet, Atatürk’e lanet okundu