Depremin ayak sesleri: Batıya kayma devam ediyor, 200 bin insan ölebilir!

Prof. Dr. Mehmet Fatih Altan: Batıya doğru kayma devam ediyor. Depremin ayak sesleri… Adalar-Silivri arasında kıyı şeridi bulunan ilçeler risk altında. 2000 öncesi yapılan binalar depreme dayanıksız. İstanbul’daki yapıların yüzde 85’i depreme dayanıksız. 200 bin insan ölebilir!

depremin

Depremin ayak sesleri: Batıya kayma devam ediyor, 200 bin insan ölebilir!

17 Ağustos 1999’da meydana gelen Marmara Depremi’nin 21’inci yıldönümünde açıklamalar yapan inşaat mühendisi Prof. Dr. Mehmet Fatih Altan, olası İstanbul depremine hazır olmadığımızı belirterek “7.5 büyüklüğünde beklediğimiz depremde 200 bin insanın hayatını kaybedeceğini tahmin ediyoruz” dedi.


İstanbul Aydın Üniversitesi Afet Eğitimi Uygulama ve Araştırma Merkezi (AFAM) Müdürü ve inşaat mühendisi Prof. Dr. Mehmet Fatih Altan, Marmara Depremi’nin 21’inci yıl dönümünde, deprem riskine ilişkin alınması gereken önlemleri sıralayarak, inşaat mühendislerinin yapılarda dikkat etmesi gerekenleri anlattı:

Batıya doğru kayma devam ediyor, depremin ayak sesleri!

•  Büyük depremler her zaman olmaz ama Kuzey Anadolu Fay Hattı, Türkiye için önemli bir fay hattıdır. Bu hat üzerinde doğudan batıya kayarak belli zamanlarda büyük depremler olmuştur, olmaya da devam edecektir. Şu anda kayma batıya doğru devam ediyor.

• Büyük İstanbul depremini bekliyoruz, 21 yıl geçti ama hazırlıklı değiliz. Yeterli hazırlıkları yapmadık, zaman azaldı. Artık depremin ayak seslerini duyuyorum. Bir an önce depremi afet olmaktan çıkarmalıyız. Deprem sel, heyelan gibi doğa olayıdır. Ciddi önlemler alırsak afet olmaktan çıkarırız.

2000 öncesi yapılan binalar depreme dayanıksız

 2000 öncesi yapılan binalar depreme dayanıksız. Evler, kalitesiz inşaat malzemelerinden yapılmış. Ama vatandaşlar hâlâ bu konutlarda yaşıyor. İstanbul’dakilerin yarısından fazlası bu tip eski yapılarda hayatına devam ediyor.


• Şehirleri, imar planlarını, inşa edilen konutları, göç hareketini deprem gibi afet risklerine göre planlamalıyız. Türkiye’nin her bölgesinde orta büyüklükte bir deprem olabilir, ona göre hareket etmek lazım. Depreme dayanıklı yapı yaparken malzemelerin kalitesine dikkat etmeliyiz. Konutun yapılacağı zeminin etüt raporlarına bakmalıyız.

200 bin insan ölebilir!

• Kocaeli depreminde nüfus yoğunluğu azdı. Ona rağmen aylarca toparlanamadık. Şu anda devletin imkanları çok iyi fakat can ve mal kaybının Kocaeli depremine göre 10 kat daha fazla olacağı bir depremle karşı karşıyayız. O depremde 20 bine yakın insan hayatını kaybetti olası İstanbul depreminde 200 bin insan hayatını kaybedebilir.

• İstanbul’daki yapıların yüzde 85’i depreme dayanıksız. 2000 yılı öncesi 800 bin, 1980 öncesi ise 300 bin civarında yapı stoku var. İstanbul depreminden çevre iller ve o illerde yaşayan toplamda 25 milyon insan da etkilenecek. 7.5 büyüklüğünde bir deprem bekliyoruz, bazı yapılar 8 şiddetinde de etkilenecektir.

Yapıları güçlendirerek depremden koruyabiliriz

• Mevcut yapı yönetmeliğini titizlikle uygulamalıyız. Her yapıyı yıkıp yeniden yapamayız zaman alır ama yapıları güçlendirebiliriz. Bazı binalar depremden güçlendirilerek kurtarılabilir. Halkın bilinçlenmesi çok önemli. Gerekirse deprem üzerine eğitim verilmelidir. Vatandaşlar konutları dayanıksızsa, çürükse o yapıyı boşaltsınlar, evdeki eşyaları duvara sabitlesinler.

Büyükçekmece, Esenyurt, Kadıköy, Avcılar, Beşiktaş


• Adalar ile Silivri arasında kıyı şeridi bulunan Büyükçekmece, Esenyurt, Küçükçekmece, Avcılar, Maltepe, Kadıköy, Beşiktaş gibi ilçeler riskli… Zemin ne kadar sağlam olursa olsun eski yapı stoku çok. Kentsel dönüşüm doğru bir karar ve hızlıca doğru bir şekilde tamamlanmalıdır. (DHA)

İstanbul için ciddi uyarı: Deprem için söylenen 30 yıl, artık 10 yıla düştü!


Editor
Haber Merkezi ▪ İndigo Dergisi, 19 yıldır yayın hayatında olan bağımsız bir medya kuruluşudur. İlkelerinden ödün vermeden tarafsız yayıncılık anlayışı ile çalışmaktadır. Amacı; gidişatı ve tabuları sorgulayarak, kamuoyu oluşturarak farkındalık yaratmaktır. Vizyonu; okuyucularında sosyal sorumluluk bilinci geliştirerek toplumun olumlu yönde değişimine katkıda bulunmaktır. Temel değerleri; dürüst, sağduyulu, barışçıl ve sosyal sorumluluklarının bilincinde olmaktır. İndigo Dergisi, Türkiye’nin saygın İnternet yayınlarından biri olarak; iletişim özgürlüğünü halkın gerçekleri öğrenme hakkı olarak kabul etmekte; Basın Meslek İlkeleri ve Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’ne uymayı taahhüt eder. Ayrıca İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ni benimsemekte ve yayın içeriğinde de bu bildiriyi göz önünde bulundurmaktadır. Buradan hareketle herkesin ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasi veya diğer herhangi bir milli veya içtimai menşe, servet, doğuş veya herhangi diğer bir fark gözetilmeksizin eşitliğine ve özgürlüğüne inanmaktadır. İndigo Dergisi, Türkiye Cumhuriyeti çıkarlarına ters düşen; milli haysiyetimizi ve değerlerimizi karalayan, küçümseyen ya da bunlara zarar verebilecek nitelikte hiçbir yazıya yer vermez. İndigo Dergisi herhangi bir çıkar grubu, ideolojik veya politik hiçbir oluşumun parçası değildir.