Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in açıklamasına göre, Rusya Sağlık Bakanlığı, Gamaley Epidemiyoloji ve Mikrobiyoloji Enstitüsü tarafından geliştirilen koronavirüs aşısını tescil etti.
Putin: İlk koronavirüs aşısı Rusya tarafından tescillendi
Putin televizyondan canlı olarak yayınlanan ve Rus bakanlarla düzenlediği video konferansta, aşının kalıcı bağışıklık sağladığını ve kızına da aşı yapıldığını söyledi.
Putin, Moskova’da bulunan Gamaleya Enstitüsü’nün geliştirdiği aşı ile ilgili olarak “Gayet etkili olduğunu biliyorum, güçlü bir bağışıklık sağlıyor ve tekrar ediyorum gerekli tüm kontrollerden geçti” diye konuştu.
Putin Rusya’nın kısa sürede aşının seri üretimine başlamasını umduğunu belirtti.
Yeni koronavirüsün (SARS-COV-2) yol açtığı pandemiyi durdurmak için dünya genelinde 100’den fazla aşı geliştirme çalışması yürütülüyor. Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) verilerine göre, bunlardan en az dördü son aşama olarak kabul edilen ve potansiyel aşının insanlar üzerinde denendiği 3. fazda bulunuyor.
Rusya’nın tescil ettiği aşının, yapılan çalışma kapsamında şimdilik sadece sınırlı sayıda kişi üzerinde denendiği ve 3. fazı tamamlamadığı belirtiliyor. Uluslararası kabul gören uygulamalara göre ise aşılar ancak büyük bir klinik deneme fazı sonrasında tescil ediliyor.
Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) tüm aşıların tüm deney ve test fazlarını geçmesi gerektiğine dikkat çekti. Ve bu konuda aşılarla ilgili çok açık yönetmelikler bulunduğunun altını çizdi.
Almanya’da yeni ilaçların üretimini destekleyen devlete ait Paul Ehrlich Enstitüsü’nün Başkanı Klaus Cichutek de en az birkaç bin kişinin yer aldığı 3. faz tamamlanmadan bir aşının tescillenmesinin riskli olduğuna dikkat çekti. Cichutek bu aşamanın özellikle nadir yan etkileri tespit etme konusunda önemli olduğunu vurguladı.
DSÖ, Rusya’da tescil edilen Covid-19 aşısı konusunda ‘temkinli’
Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), Rusya’daki Covid-19 aşısı çalışmalarının takip edildiğini bildirerek, virüse karşı verilen mücadelede sürecin hızlandırılmasının aşı güvenliğinden ödün vermek anlamına gelmeyeceği konusunda uyarıda bulundu.
Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), Rusya’daki yeni tip koronavirüs (Covid-19) aşısı çalışmalarının takip edildiğini bildirerek, virüse karşı verilen mücadelede sürecin hızlandırılmasının aşı güvenliğinden ödün vermek anlamına gelmeyeceği konusunda uyarıda bulundu.
DSÖ Sözcüsü Tarık Jasarevic, BM Cenevre Ofisi’nde düzenlenen basın toplantısında, herhangi bir ülkedeki Covid-19 aşı adayının DSÖ tarafından onaylanması için klinikte elde edilen verilerin sıkı bir güvenlik incelemesinden geçirilmesi gerektiğini vurguladı.
“Pandemi, yaşamları ve ekonomileri tehdit ediyor.” diyen Jasarevic, Covid-19’a karşı “işe yaradığı bilinen” tüm halk sağlığı önlemlerinin uygulanmasının hayati önem taşıdığını belirtti.
“Rusya’nın tescil ettirdiği aşı ilk klinik safhada”
DSÖ verilerine göre, Rusya’nın tescil ettirdiğini açıkladığı aşı, dünyadaki 26 aşı adayı arasında “birinci aşama klinik deneme” safhasında görülüyor.
Bir aşının yaygın olarak kullanılabilmesi için 3 aşamada insanlar üzerinde test edilmesi gerekiyor. Klinik denemelerin ilk aşamasında, az sayıdaki gönüllü sağlıklı denek üzerinde aşı adayının güvenli olup olmadığı ve olası yan etkileri araştırılıyor.
İkinci aşamada, güvenilirliği doğrulanan aşı adayının etkinliği 100’den fazla denek üzerinde test ediliyor.
Üçüncü ve son aşamada ise aynı işlem birkaç bin denekle tekrarlanıyor. Tüm bu süreç, aylar ve hatta yıllar alabiliyor.
Prof. Dr. Mehmet Ceyhan: Rusya onların gerisinde
Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Enfeksiyon Hastalıkları Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Mehmet Ceyhan, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in corona virüsüne karşı aşı açıklamasını değerlendirdi.
Ceyhan, “Fiyatı ne olursa olsun bu kadar büyük bir pazardan pay elde etmek için son zamanlarda görülen, daha çok bilim adamlarından değil devlet idarecilerinden ya da aşının sponsoru olan firmadan yapılan açıklamaları biraz temkinli karşılamak lazım. Rusya’nın açıklamasından anladığımız, etkili bir aşı geliştirilmiş değil henüz bunların testlerine başlanacağı söyleniyor” dedi.
Prof. Dr. Mehmet Ceyhan, “Rusya Devlet Başkanı kızına aşı yaptığını söylemiş. Bu aşının bulunup da insanlara yapılır durumda olduğunu göstermiyor. Rusya’nın yaptığı aşılamada, aşının henüz klinik testlerine başlanmadığını, Birleşik Arap Emirlikleri’nde testlere başlanacağı söyleniyor” diye konuştu.
Prof. Dr. Ceyhan, insanlarda testlere başlanan 6 aşı çalışmasının olduğunu belirterek şunları söyledi:
• Hatta Rusya onların biraz daha gerisinde gibi görünüyor. ‘Testlere başlamak’ demek zaten bunun aylar alacak bir sürenin başladığını gösteriyor.
• Bu testler 4 aşamalı. Önce bu testlerde aşıların güvenirliğinin test edilmesi lazım.
• Bunun için az sayıda insanda güvenirlik testleri yapılacak, sonra giderek artan vaka miktarları ile 3 fazla daha testler yapılacak. Bunların her birinde aşı yapılacak, aşının etkinliği için kan testleri yapılacak.
• Klinik deneyler yapılacak. Bu daha uzun süre alan yöntemdir. Binlerce insana aşı yapılacak, binlerce insana da yapılmayacak ve iki grup karşılaştırılacak. ‘Ne sıklıkta hastalanıyorlar’ diye. Bu da nereden bakarsanız bakın daha Rusya’nın aşısının önünde çok uzun zaman olduğunu gösteriyor.
“Biz aşı keşfettik lafı, bulunduğu anlamına gelmez”
Son zamanlarda aşı ile ilgili çıkan haberlerin çok dikkatli değerlendirilmesi gerektiğine vurgu yapan Prof. Dr. Ceyhan, şunları kaydetti:
• ‘Biz bir aşı keşfettik’ lafı ‘aşı bulundu ve insanlara yapılıyor’ anlamına gelmiyor. Bu şekilde 100’ün üzerinde aşı var. Bunlar dünyada test ediliyor. Bunların etkili çıkacağının garantisi yok. Bunların hiçbiri de etkili çıkmayabilir. Etkili çıkabilir; ama uygulanabilir olmaz ya da uygulanabilir olur.
• Aşıları 2 açıdan değerlendiriyoruz. Bir bireysel, iki toplumsal koruyuculuk olarak. Bireysel koruyucu olan bir aşı bulmak daha kolaydır.
• Şöyle düşünün; grip aşısı kadar koruyacak bir aşı bulursanız diyelim ki yüzde 50 tam korudu, yüzde 90’da hastalığın şiddetini hafifletti, bu kötü bir aşı değildir. Uygulanabilir, insanlar kendilerini bununla koruyabilir.
• Ama toplumu koruyup toplumda toplumsal bağışıklık oluşturup bu pandemiyi bitirmeniz demek sizin yüzde 50 koruyucu bir aşı ise yaklaşık dünya nüfusunun tamamını aşılamanız anlamına gelir. Hele bir de 2 dozda etkin olan bir aşı olduğunu düşünürseniz 15-16 milyar doz aşı demektir.
• Bu korkunç büyük bir pazardır. Bunun fiyatı ne olursa olsun bu kadar büyük bir pazardan pay elde etmek için genellikle son zamanlarda görülen, daha çok bilim adamlarından değil devlet idarecilerinden ya da aşının sponsoru olan firmadan yapılan açıklamaları biraz temkinli karşılamak lazım.
• Rusya’nın açıklamasından anladığımız etkili bir aşı geliştirilmiş değil, henüz bunların testlerine başlanacağı söyleniyor. Tabi bunlar insan testleri bu testlere katılanlardan biri de devlet başkanının kızı olabilir bu da anormal bir durum değil.
“1-2 ay içinde üretilip dağıtılması mümkün değil”
Henüz etkili olduğu gösterilen ve insanları koruyabilecek bir aşının olmadığını belirten Ceyhan şu ifadeleri kullandı:
• Henüz test aşamasında olan aşılar var. Bu aşıların da bulunduğu zamanda diyelim bulundu, üretilmeye başlandı hemen 1-2 ay içinde bütün ülkelere herkesin aşılanabileceği kadar üretilip dağıtılması mümkün değil.
• O noktaya gelebilmek için yıllar gerekir. İnsanların kendilerini aşı yokmuş gibi hazırlayıp bütün alabileceği önlemleri ona göre ayarlaması lazım.
• Yoksa kısa bir sürede bir aşının uygulamaya gireceğini ve insanları koronavirüse karşı koruyacağını düşünmüyoruz.
Rus doktor Sergey Tsarenko: Koronavirüs aşısı, dahice olan her şey gibi basit
Rus doktor Sergey Tsarenko, Rusya’nın geliştirdiği Covid-19 aşısının “dahice olan her şey olduğu gibi basit” olduğunu belirtti.
Koronavürüsle mücadelede ön saflarda yer alan Dr. Sergey Tsarenko, Sputnik için kaleme aldığı yazısında, yeni tip koronavirüse (Covid-19) karşı Rusya’da geliştirilen aşıyı değerlendirdi.
Rus doktorların, koronavirüs hastalarının tedavisinde monoklonal antikorlar, steroidler ve antiviral ilaçlardan yararlanarak başarılar elde ettiğini kaydeden Tsarenko, ölüm oranının azalmasına rağmen ağır hastaları suni solunum cihazlarına bağlama zorunda kalındığına işaret ederek, “Bu yüzden de her 10 hastadan 6-7’si hastane için enfeksiyonlardan ölüyor. Bu tür hastaları yeni antibiyotikler kurtarabilir, ama geliştirilmesi için yıllara ihtiyaç var” dedi.
Ama bu sorunun çözümü için başka bir yolun olduğuna dikkat çeken doktor, “İnsanları enfeksiyonu kapmaktan korumak. Bu yol her anlamda çok iyi, insan sağlıklı kalıyor ve çevredekilere bulaştırmıyor. Zira hastalığa karşı dayanıklı insan sayısı ne kadar fazla olursa toplumdaki bağışıklık tabakası o kadar kalın olur, salgın da o kadar çabuk biter” ifadesini kullandı.
Şimdilik hastalığa karşı dayanıklılığın sadece hastalığı geçiren insanlarda oluştuğunu kaydeden Tsarenko, bu konuyla ilgili şu değerlendirmede bulundu:
“Ama bunun daha da güvenli yolu var, aşılama. Üstelik, Gamaleya Merkezi uzmanları tarafından geliştirilen etkili ve güvenli bir aşı varken. Otomotiv sektöründe Mercedes neyse mikrobiyolojide Gamaleya Merkezi öyle bir marka. Bu merkezde çalışan akademisyenler Gintsburg ve Logunov’u uzun yıllardır tanıyorum. Onlarla birlikte, dirençli bakterilere karşı mücadelede yeni yöntemler geliştiriyoruz. Merkezin bilim insanları ayrıca Ebola ve MERS’e karşı başarılı aşılar geliştirdi. Geliştirmekle de kalmadı, en güvenli ve etkili üretim yolunu denediler.
Tıpkı uzay mekiğinin rokete yerleştirildiği gibi, koronavirüsün bir parçası da insan için zararsız olarak adenavirüse yerleştiriyor. Ve bu ‘roket’, insan vücuduna fırlatılıyor. Ardından vücutta bu ‘rokete’ ve ‘uzay mekiğine’ karşı bağışıklık oluşuyor. Başarının sağlamlaştırılması için 3 hafta sonra benzer ‘uzay mekiği’ başka ‘rokete’, yani adenavirüse yerleştirilerek vücuda naklediliyor. Yine bağışıklık oluşuyor. Bunun sonucunda her iki adenavirüse karşı zayıf (zira vücudun buna ihtiyacı yok), koronavirüse karşı ise kalıcı ve güvenli bir bağışıklık oluşuyor.
Dahice olan her şey gibi basit. Ama uzmanlarımız dışında kimsenin aklına gelmedi. Dünyada birkaç vektörel aşı daha geliştiriliyor ama aralarında iki tane rokete sahip olan yok”.
Aşının artık gönüllüler üzerinde denendiğini hatırlatan Tsarenko, ilk gönüllülerin Gamaleya Merkezi personelinin olduğuna dikkat çekerek, “Onlar yeni köprünün tasarımcıları gibi, ilk trenin geçtiği bu köprünün altına girdi. Daha sonra aşı askerler üzerinde test edildi. Tek bir komplikasyon yaşanmadı, her birinde güçlü bağışıklık oluştu” diye kaydetti.