Marmara çok aktif halde: Depremin eli kulağında!

Dr. Oğuz Gündoğdu: 21 yıl geçti. Hesaplar doğru çıkarsa depremin eli kulağında demektir. Silivri son uyarılardan biriydi. Marmara çok aktif halde!

marmara deprem

Depremin eli kulağında: Marmara çok aktif halde!

İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Meteoroloji Mühendisi ve Afet Yönetim Uzmanı Prof. Dr. Mikdat Kadıoğlu ile İstanbul Üniversitesi (İÜ) Jeofizik Mühendisliği Bölümü eski öğretim üyesi Jeofizik Uzmanı Dr. Oğuz Gündoğdu, Gölcük Depremi’nden bu yana geçen 21 yılda olası İstanbul depremi için risk oranının büyüdüğünü söyledi. İki bilim insanı Silivri’de geçen yıl meydana gelen 5.8 büyüklüğündeki depremin ciddi bir uyarı olduğu konusunda birleşti.


Dr. Oğuz Gündoğdu, Gölcük’teki 17 Ağustos 1999 Depremi’nden bu yana 21 yıl geçtiğini, olası İstanbul depremi için riskin her geçen yıl biraz daha arttığını belirtti. DHA’ya konuşan Dr. Oğuz Gündoğdu, şöyle dedi:

Silivri son uyarılardan biri!

• Geçen yıl 26 Eylül’te Silivri açıklarında 5.8 büyüklüğünde deprem oldu. Onu, İstanbul için beklenen deprem konusunda son uyarılardan biri olarak kabul etmek mümkün. Onun arkasından 4.7 büyüklüğünde deprem kaydedildi. Silivri’de daha önce de 5.6 büyüklüğünde deprem oldu.

• Bunlar Marmara Denizi’nin gittikçe enerji topladığını ve bunu ortaya çıkarmaya hazır olduğunu gösteriyor. Bu durumda alınacak önlemlere gelmek lazım. Kentsel dönüşüm bunun tek çaresi. Ancak bizim anlayışımızda tam olarak uygulanan bir yer yok.

• Herkes kendi binasını sağlamlaştırma derdinde. Yanındaki bina umurunda değil. Sanki ‘yandaki bina üzerine yıkılmaz’ gibi bir tutum, anlayış var. Devletin de bu işin arkasında olması, bu işe girişenleri desteklemesi ve yanında olması lazım. Herkesin mali durumu iyi değil. Bir de pandemi dönemi başladı. Halkın daha çok desteklere ihtiyaçları var. 21 yılda doğru dürüst bir yapılanma göremiyorum.


Marmara çok aktif halde!

Dr. Gündoğdu, Gölcük Depremi’nden sonra dönemin Kandilli Rasathanesi Başkanı Prof.Dr. Ahmet Mete Işıkara’nın başkanlığında yapılan değerlendirme sonunda, olası İstanbul depreminin yüzde 62 oranında 30 yıl içinde olacağının söylendiğini hatırlattı:

• 21 yıl geçti. O hesaplar doğru çıkarsa eli kulağında demektir. Bunu depremlerden de anlıyoruz. Tespit ettiğimiz ufak-tefek depremler var. Marmara çok aktif halde. Bunu Silivri’de 5.8 büyüklüğünde depremle hissettirdi. O deprem bayağı hasar verdi. Ama bunlar çok çabuk unutuluyor. Eğitim yönünden zayıflıklar var. Koronavirüs ve deprem konusundaki önlemleri düşününce bayağı moralim bozuk benim. Eğitimi hiçbir zaman tam olarak veremedik.

Gölcük depreminin büyüklüğü

Dr. Oğuz Gündoğdu, 1999 depreminde yaklaşık 17 bin kayıp verildiğini hatırlatırken, Gölcük Depremi’nin büyüklüğü ile ilgili de şöyle konuştu:

• Deprem her ne kadar 7.4 denilse de; 7.6’ydı. Ben onun iç yüzünü biliyorum. Yani nasıl hesaplandığını. Bizim yaptığımız hesaplamada 1999 depremi 7.6’nın altında değildi. Enerji bakımından 7.4 ile 7.6 arasında büyük bir fark var. Van depremi 7.2. Bununla onun (Gölcük Depremi) arasında ne fark var. 0.2 mi. Bana göre depremin büyüklüğü 7.8’di. Şimdi de beklenen olası İstanbul depremi 7’nin üzerinde Kandili’nin verdiği verilere bakarsak 7.5’un üzerinde olacak.

Tik tak yapan bombanın yanındayız!

İTÜ) Meteoroloji Mühendisi ve Afet Yönetim Uzmanı Prof. Dr. Mikdat Kadıoğlu, hafta içerisinde Avcılar Belediyesi tarafından düzenlenen toplantıda Gölcük Depremi’ne ilişkin değerlendirme yaparken, şöyle dedi:


• 1999 Gölcük Depremi’nde İstanbul’da 30 yıl içerisinde deprem beklentimiz yüzde 60’tı. Yani 9 yılımız kaldı. Silivri’deki 5.8 büyüklüğündeki deprem bana göre ‘İlahi bir uyarıydı.’ Çünkü fay hattına 20 kilometre uzaklıkta yaşıyoruz. Kocaeli depremi kaç kilometre uzaklıktaydı. Şimdi 20 kilometre uzağımızda. Faya çok yakın bir yerde yaşıyoruz. 100-150 kilometre değil. Artık çok daha tehlikeli ‘Tik-tak yapan bir bombanın yakınındayız. Süremiz yaklaşıyor arkadaşlar. Her geçen gün deprem olma riski artıyor. Yüzde 65-70’lere yükselmeye başladı.

Depremin ayak sesleri: Batıya kayma devam ediyor, 200 bin insan ölebilir!


Editor
Haber Merkezi ▪ İndigo Dergisi, 19 yıldır yayın hayatında olan bağımsız bir medya kuruluşudur. İlkelerinden ödün vermeden tarafsız yayıncılık anlayışı ile çalışmaktadır. Amacı; gidişatı ve tabuları sorgulayarak, kamuoyu oluşturarak farkındalık yaratmaktır. Vizyonu; okuyucularında sosyal sorumluluk bilinci geliştirerek toplumun olumlu yönde değişimine katkıda bulunmaktır. Temel değerleri; dürüst, sağduyulu, barışçıl ve sosyal sorumluluklarının bilincinde olmaktır. İndigo Dergisi, Türkiye’nin saygın İnternet yayınlarından biri olarak; iletişim özgürlüğünü halkın gerçekleri öğrenme hakkı olarak kabul etmekte; Basın Meslek İlkeleri ve Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’ne uymayı taahhüt eder. Ayrıca İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ni benimsemekte ve yayın içeriğinde de bu bildiriyi göz önünde bulundurmaktadır. Buradan hareketle herkesin ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasi veya diğer herhangi bir milli veya içtimai menşe, servet, doğuş veya herhangi diğer bir fark gözetilmeksizin eşitliğine ve özgürlüğüne inanmaktadır. İndigo Dergisi, Türkiye Cumhuriyeti çıkarlarına ters düşen; milli haysiyetimizi ve değerlerimizi karalayan, küçümseyen ya da bunlara zarar verebilecek nitelikte hiçbir yazıya yer vermez. İndigo Dergisi herhangi bir çıkar grubu, ideolojik veya politik hiçbir oluşumun parçası değildir.