AKP’li Numan Kurtulmuş, “insanların evliliği gereksiz görmesi, insanların tek başına yaşamaları gibi bir anlayışın geliştirilmesi aileyle ilgili yaşadığımız sıkıntıların önemli kaynaklarındandır” ifadelerini kullandı.
AKP Genel Başkanvekili Numan Kurtulmuş, Memur-Sen Genel Merkezinde Ankara Sosyal Bilimler Üniversitesiyle ortaklaşa düzenlenen “Aile Kongresi”nde konuştu.
Numan Kurtulmuş, evlenmeyenleri ve tek başına yaşayanları ‘sıkıntı kaynağı’ olarak niteledi.
Kurtulmuş, ailenin bütün toplumların ortak özelliklerinden biri olduğunu ileri sürerek, “İnsanoğlunun yaradılıştan bu yana bu yapısı, bir kadın ve bir erkekten oluşan aile yuvası aslında toplumların kök hücresidir. Tıpta nasıl kök hücreden bozulmuş olan hücreleri yeniden yenilemek mümkündür. Biz aileyi sağlam tutabilirsek, kök hücre olan aileyi sağlam tutabilir, koruyabilir, iyileştirebilirsek diğer toplumsal hastalıkları da onararak şu fani toplumun içerisinde canlı tutmuş olabiliriz.” görüşlerini dile getirdi.
Kurtulmuş, ailenin aynı zamanda geleceğin de aynısı ve teminatı olduğunu iddia ederek, ailenin bir şekilde yıpranması, yıpratılması, aile üzerinde spekülasyon yapılması ya da aileye alternatif bazı yeni arayışların ortaya konulmaması gerektiğini söyledi.
“İnsanların tek başına yaşamaları gibi bir anlayışın geliştirilmesi aileyle ilgili yaşadığımız sıkıntıların önemli kaynaklarındandır”
AKP Genel Başkanvekili Numan Kurtulmuş, sözlerini şöyle sürdürdü:
• Aşırı bireyciliğin getirmiş olduğu ve bununla eşzamanlı olarak gelişen ve ideolojiler haline dönen aşırı hazcılık akımları ailenin köküne dinamit koymaktadır. Yalnızlaşmış olan bireyin, insanların evliliği gereksiz görmesi, insanların tek başına yaşamaları gibi bir anlayışın geliştirilmesi aileyle ilgili yaşadığımız sıkıntıların önemli kaynaklarındandır.
• Aile değerlerini berhava edecek marjinal, sıradışı, bize ait olan bütün fikirlere, ideolojilere karşı sonuna kadar dikkatli olacağız. Buna karşı uyanık olacağız, ekinlerin ve nesillerin mahvedilmesine karşı uyanık olacağız.
• Aile içerisinde kadın ve erkeğin birbirlerine karşı rakibi, düşmanı, birbirlerinin hasmı olmadığı bir geleneği taşıyan bir milletiz. Kadın ve erkek birbirlerine rakip ve düşman olarak değil, cinsiyet rolleri üzerindeki farklılıkları tartışan bireyler olarak değil, birbirini tamamlayan, sevgiyi, muhabbeti oluştursunlar diye bir araya gelmiş Allah’ın iki değerli yaratığıdır. Kadının erkeğe, erkeğin de kadına zerre miktar üstünlüğü yoktur.
• Birileri eğer kadın ve erkeğin yaradılıştan ya da insan olmak özellikleri bakımından üstünlük ve ayrıcalık üzerinde konuşuyorlarsa bunun yanlış olduğunu ifade etmek isterim. Kadın ve erkeği birbirine düşman ve rakip hale getiren hastalık zihniyetli bir hastalıktır. Bunlara karşı uyanık olmak ve ailemizi korumak durumundayız.