Pnömokok nedir? Pnömokok aşısı yaptırmalı mıyız?

Pnömokok nedir? Hangi hastalıklara neden olur? Pnömokok aşısı yaptırmalı mıyız? Herhangi bir hastalığı olmayan 30 yaşında biri aşı olmalı mıdır? Çocuklarda yapılmalı mı? En çok merak edilen soruları Prof. Dr. Özgür Karcıoğlu yanıtladı…

Pnömokok aşısı

Pnömokok nedir? Pnömokok aşısı yaptırmalı mıyız?

Pnömokok hastalığına, yakın temas yoluyla kişiden kişiye yayılabilen bakteriler neden olur. Pnömokokal menenjit sağırlığa ve beyin hasarına neden olabilir ve bu menenjite yakalanan yaklaşık 10 çocuktan birinde ölüm kaçınılmaz olur.


Herkes pnömokok hastalığına yakalanabilir ancak 2 yaşın altındaki çocuklar, 65 yaş ve üstü yetişkinler, bazı tıbbi durumları olan kişiler ve sigara içenler en yüksek risk altındadır. Daha önce başka aşılara, özellikle pnömokok aşılarına allerjisi olmuş, anafilaksi dediğimiz yaşamı tehdit eden reaksiyon öyküsü olan kişilere dikkatli olunmalı veya hiç yapılmamalıdır.

Çocuklarda bildirilen en yaygın sorunlar; uyku hali, geçici bir iştahsızlık, enjeksiyonun yapıldığı yerde kızarıklık veya duyarlılık (yaklaşık iki çocuktan birinde) ve enjeksiyonun yapıldığı yerde şişlik ile birlikte hafif ateş (yaklaşık üç çocuktan birinde) yüksek ateş (20 çocuktan birinde) görülebilir. Yetişkinlerde ise grip-benzeri yakınma ve bulgular, hafif ateş, yorgunluk, baş ağrısı, titreme veya kas ağrısı; ayrıca enjeksiyonun yapıldığı yerde ağrı, kızarıklık ve şişlik görülebilir. İki-üç günden sonra devam etmesi beklenmez.

Prof. Dr. Özgür Karcıoğlu ile Pnömokok nedir, aşıları nelerdir ve hassasiyetleri üzerine konuştuk. Vakit ayırdığı için kendisine teşekkür ederiz.

Pnömokok nedir? Aşılanalım mı?

Pnömokoklar; çocuklarda, yaşlılarda ve bağışıklığı baskılanmış erişkinlerde ciddi hastalık ve ölüm oranı yüksek seyreden enfeksiyonlara neden olurlar.

Bu aile içinde en önemlisi olan Streptococcus pneumoniae’nın 90 dan fazla serotipi vardır. Bu bakteri sıklıkla solunum yollarımızda ağız ve boğazımızda herhangi bir belirti vermeden çoğalıp yerleşir (kolonize olur).

Pnömokok hastalığına yakın temas yoluyla kişiden kişiye yayılabilen bakteriler neden olur.

Streptokoklar

Figür. Streptokokların mikroskopik görünümü.

Pnömokok neye yol açar?

Pnömokok aşağıdaki dokuların enfeksiyonlarına yol açar:

  • Kulak enfeksiyonu (akut otit)
  • Akciğerler (zatürre),
  • Kan (bakteriyemi) ve
  • Beyin ve omurilik zarları (menenjit).

Pnömokokal menenjit sağırlığa ve beyin hasarına neden olabilir ve bu menenjite yakalanan yaklaşık 10 çocuktan birinde ölüm kaçınılmaz olur.

Pnömokok tek başına görülür mü?

Hem evet hem de hayır, İnfluenza salgınlarında %25 ila 50 arasında pnömokoklar ile birliktelik, yani koenfeksiyon olduğu bilinmektedir.

Her pnömokok hastası hastalığı aynı şiddette mi geçirir?

Hayır, her pnömokok hastası aynı şiddette geçirmez. Hastaların önemli bölümü hafif geçirirken bir bölümü invaziv pnömokok hastalığı (İPH) dediğimiz şiddetli formu nedeniyle ciddi tedavi alması gerekecektir. Yetişkinler içinde bu grubun aşılanması önerilir.

Herkes pnömokok hastalığına yakalanabilir ancak 2 yaşın altındaki çocuklar, 65 yaş ve üstü yetişkinler, bazı tıbbi durumları olan kişiler ve sigara içenler en yüksek risk altındadır.

IPH için yüksek riskli gruplar:

  • HIV enfeksiyonu,
  • Kronik böbrek yetmezliği, nefrotik sendrom,
  • Kanser (solid ve hematolojik),
  • Transplantasyon geçirenler (Böbrek, karaciğer vb),
  • Otoimmün hastalıklar,
  • İmmünsüpresif tedavi ve uzun süreli kortikosteroid kullananlar,
  • Primer immün yetmezlikler.

Bu grupların dışında diyabetliler, dalağı olmayanlar (aspleni), siroz gibi kronik karaciğer hastaları, kalp hastaları, alkolizm tanılılar da riskli gruptadır. Bunun yanında huzurevi kreş gibi ortamlarda kalanlar ve zaman geçirenler, sağlık çalışanları da riskli kabul edilir.

Pnömokok aşısı neden gereklidir?

Aşılama hem çocukları hem de yetişkinleri pnömokok hastalığından koruyabilir. Pnömokok enfeksiyonlarının penisilin ve diğer ilaçlarla tedavisi artık eskisi kadar etkili değildir, çünkü hastalığı yapan bakterinin bazı alt-türleri (suşları) bu ilaçlara direnç kazanmıştır. Bu nedenle aşılama yoluyla hastalığın önlenmesi daha da önemli olmuştur.

Ortalama 63 yaşında bir erkeğin 10 yıllık sağkalımı pnömokok pnömonisi olmasıyla %30 kadar azalmaktadır (Sandvall B, et al. Clin Infect Dis 2013;56:1145–46).

ABD’de aşı yapılması ile birlikte çocuklarda şiddetli pnömokok hastalığı % 88 oranında düşmüştür.

Hangi hastalıklar için aşı yapılıyor?

Pnömokok aşısı ile önlenebilir hastalıklar içinde influenza, pnömokok, zona olarak bildiğimiz Herpes Zoster ve Boğmaca (Pertussis) ön plandadır (Şekil).

herpes boğmaca

Kimler pnömokok aşısı yaptırmalıdır?

Polisakkarid Pnömokok Aşısı (PPA23): İnvaziv hastalığa (IPH) en sık neden olan 23 pnömokok antijenini içerir:

  • 1997: 2-64 yaş arasında; risk faktörleri olanlara önerildi
  • 2010: >65 yaşa önerildi

13 değerli konjuge pnömokok (PCV13/ KPA13) aşısı-Etkinliği daha yüksek

  • 2010: 2 ay-5 yaşa önerildi
  • 2011: >50 yaşa önerildi
  • 2012:>19 yaş (immunsupresyon, BOS kaçağı, aspleni, kohlear implant)
  • 2014: KPA 13 ile >65 yaşa önerildi

Aşılar: Konjuge Pnömokok Aşıları (PCV 13/ KPA13)


Tüm dünyada görülen pnömokok enfeksiyonları yaklaşık 20 serotipden kaynaklanır. Pnömokoklarda “kapsül polisakkaridi” en önemli hastalık (virülans) faktörüdür. Bu nedenle de kapsül polisakkaridine karşı gelişen antikorlar koruyucudur.

23 serotipli polisakkarit pnömokok aşısının (PPA / PPSV23) erişkin ve çocukları invaziv pnömokok hastalıklarından koruduğu, ancak 2 yaş altında etkili olmadığı ve bakterinin çoğalmasını engelleyemediği bilinmektedir.

Bu enfeksiyonları önlemek amacıyla geliştirilen aşılar, polisakkarit ve konjuge pnömokok aşıları olmak üzere ikiye ayrılır.

Konjuge aşılar, nontoksin proteinlerin polisakkarit antijenlere entegre edilmesiyle üretilir. Daha uzun süreli immünojenite, kolonizasyonu azaltma, bebeklerde ve yaşlı popülasyonda etkinlik gibi avantajları vardır.

Herhangi bir hastalığı olmayan 30 yaşında biri aşı olmalı mıdır?

Bu aşıların sağlıklı erişkinlerde kullanımı önerilmemektedir. Komorbid/yandaş hastalıklarınız varsa hekiminiz ile birlikte konuyu değerlendirebilirsiniz.

Pnömokok aşısı çocuklarda yapılmalı mı?

2 yaş üzerindeki çocuklarda önerilir. Dünyada ve ülkemizde rutin çocuk aşı programına girmiştir.

pnömokok aşısı

Aşılama şeması hakkında bilgi verir misiniz?

  • PCV13 rutin olarak 2, 4, 6 ve 12-15 aylık çocuklara yapılır.
  • Ayrıca yüksek risk grubuna girmenize neden olan sağlık sorunları olan 2 ila 64 yaş arasındaki kişilere ve
  • 65 yaş ve üzeri tüm yetişkinlere önerilir.

Hekiminiz ile görüşerek kendinize uygun programı yapmalısınız. Alttaki şema size yol gösterecektir.

aşılar

pnömokok aşısı

Centers for Disease Control and Prevention. MMWR Morb Mortal Wkly Rep 2014;63:822–5. 2. Centers for Disease Control and Prevention. MMWR Morb Mortal Wkly Rep 2012;61:816–19.

Karşılaştırma: PCV13 ile PPSV23’ü karşılaştırırsak birçok yönden PCV13’ün daha avantajlı olduğu görülmektedir.

PCV13 PPSV23

Aşılanacak kişide dikkat edilmesi gereken durumlar nelerdir?

Öncelikle daha önce başka aşılara, özellikle pnömokok aşılarına allerjisi olmuş, anafilaksi dediğimiz yaşamı tehdit eden reaksiyon öyküsü olan kişilere dikkatli olunmalı veya hiç yapılmamalıdır.

Konuyu hekiminiz ile görüşünüz. Aşılanacak kişinin o anda ateşli, grip enfeksiyonlu olması durumunda da aşı ertelenir.

Aşı uygulaması için notlar: Her iki aşı da 0.5 mL doz olarak İM uygulanabilir, ek olarak PPSV23 ciltaltı (subkutan) da verilebilir, intradermal kullanımdan kaçınılmalıdır. Diğer aşılarla birlikte kullanımı gerekirse, farklı enjektör ile farklı bölgelere uygulanır. İnfluenza aşısıyla birlikte kullanılabilir, etkinliğini değiştirmez

Pnömokok aşısından sonra yan etki beklenir mi?

Evet, yalnızca hafif etkiler beklenebilir.

Çocuklarda bildirilen en yaygın sorunlar; uyku hali, geçici bir iştahsızlık, enjeksiyonun yapıldığı yerde kızarıklık veya duyarlılık (yaklaşık iki çocuktan birinde) ve enjeksiyonun yapıldığı yerde şişlik ile birlikte hafif ateş (yaklaşık üç çocuktan birinde) yüksek ateş (20 çocuktan birinde) görülebilir.

Yetişkinlerde ise grip-benzeri yakınma ve bulgular, hafif ateş, yorgunluk, baş ağrısı, titreme veya kas ağrısı; ayrıca enjeksiyonun yapıldığı yerde ağrı, kızarıklık ve şişlik görülebilir. İki-üç günden sonra devam etmesi beklenmez.

Biyografi: Prof. Dr. Özgür Karcıoğlu

Özgür Karcıoğlu1969 yılında Aydın’da doğdu. Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden 1993 yılında mezun olup 1994’te Dokuz Eylül Üniv. Tıp Fak. (DEUTF) Acil Tıp AD Araştırma Görevliliğine başladı.

1998’de ‘Acil Serviste Kardiyopulmoner Resusitasyon Uygulanan Hastalarda End-Tidal CO2 Monitörizasyonunun Rolü’ konulu uzmanlık tezi ile Acil Tıp Uzmanı oldu. Ekim 2004’te DEÜTF Acil Tıp AD’da Doçent unvanı aldı.

2005 Nisan-2007 Eylül arasında aynı anabilim dalında başkanlık görevinde bulundu. 2007’den itibaren Sağlık Bakanlığı’na bağlı İstanbul Bakırköy Eğitim ve Araştırma Hastanesinde Acil Tıp Kliniği eğitim direktörü olarak görev aldı. Ocak 2009’dan sonra Acıbadem Üniversitesi Tıp Fakültesi Acil Tıp Anabilim Dalı Başkanı ve Bakırköy Acıbadem Hastanesi Acil Servis Sorumlusu olarak çalıştı. 2010 yılında Acıbadem Üniversitesi bünyesinde Profesör unvanı aldı.

Eylül 2007-2009 arasında Türkiye Acil Tıp Derneği Yönetim Kurulu üyesi olarak görev aldı. İstanbul Tabip Odası, Türkiye Acil Tıp Derneği, Ulusal Travma ve Acil Cerrahi Derneği, Acil Tıp Uzmanları Derneği, Tıp Eğitimini Geliştirme Derneği, American College of Emergency Physicians (ACEP), European Society of Emergency Medicine üyesi. 2014 yılında kurucusu olduğum Toplumsal Afet Derneği’nin Başkanlığını yürütüyor. TATD bünyesinde Sepsis çalışma grubunun başkanı, Travma ve Resüsitasyon çalışma gruplarında aktif üyesi. 2017 yılında “Fellow of Emergency Medicine Association of Turkey” (FEMAT) üyeliği ödülü aldı.

2012 ve 2016 yılında Amerikan Kalp Derneği (AHA) bünyesinde Temel ve İleri Kardiyak Yaşam Desteği (BLS ve ACLS) Eğitici Eğitimi Sertifikası aldı.

Bu süreç içinde DEUTF Acil Tıp akademik yapısı içinde yürütülen ve tamamlanan 22, diğer bir üniversitede 1 uzmanlık tez çalışmasında tez danışmanı olarak görev yaptı. Acil tıp ile ilgili uluslararası hakemli dergilerde 111, ulusal hakemli dergilerde 65 bilimsel yazı ve makale, editörlük yaptığı 2 çeviri, 3 özgün kitap ve 33 kitap bölümü yayınlandı. Halen ‘Trauma Surgery’ başlıklı orijinal İngilizce Üniversiteler ve uzmanlık dernekleri bünyesinde düzenlenen çeşitli sempozyum ve konferanslarda görev aldı. 2007’de İzmir’de düzenlenen III. Ulusal Acil Tıp Kongresi’nde Kongre başkanlığı yaptı. Ulusal ve uluslararası bilimsel kongrelerde sözlü veya poster olarak sunulan 116 bildiride katkısı oldu.

COVID-19 salgınına ilişkin yazı ve benzeri bilgileri, tanı ve tedavi süreçleri, yayılım, bulaş, korunma ve tedavi yöntemlerini içeren ‘COVID-19 TANI VE TEDAVİSİ’ başlıklı kitabı Ematip kitabevi tarafından basılmıştır.


Aileler ve çocuklar için kılavuz olacak olan AİLEM, COVID-19 VE BEN isimli kitabı Say Yayınları tarafından basılmış okuyucuyla buluşturulmuştur.

Covid-19’un beyin ve sinir sistemi üzerindeki etkileri neler?


Serpil Çavuşoğlu
1973 İstanbul doğumluyum. Hayatın her alanında gönüllü olarak faaliyet göstermekteyim. Bağımlılık ile mücadele, kadın ve çocuk istismarına karşı destek, eğitime katkı amaçlı kütüphanaler kurulması, yardımlaşma derneklerinde faaliyetler, tüketicinin her tür hakkı (sağlık, hukuk...) üzerine destek çalışmaları, kültür sanat projelerine koçluk, danışmanlık, tutuklu çocukların topluma kazandırılması amaçlı eğitim organizasyonları, kan bağışı, organ bağışı, ilik bağışı üzerine organizasyonlarda koordinatörlük, özel eğitim öğretmeni olmam sebebiyle engelli çocuklarımızın ailelerine danışmanlık, okullarda çocuklarımızın yardımlaşma güdüsünü pekiştirme amaçlı seminerler ve sayamayacağım daha pek çok alanda, neredeyse hiç durmadan yıllardır gönüllü olarak faaliyet göstermekteyim.