Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk: Eğitimde asıl yük, öğretmenlerin maaşı ile ilgilidir. MEB’in bütçesine bakarsanız, yatırım bütçesinin çok çok küçük olduğunu görürsünüz…
Ziya Selçuk: Eğitimde asıl yük, öğretmenlerin maaşı ile ilgilidir (video aşağıda)
Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, düzenlediği basın toplantısında pazartesi günü başlayacak uzaktan eğitimin nasıl yapılacağı hakkında bilgi verdi.
Ziya Selçuk, “Canlı sınıfla ilgili imkanlarımızı başlangıca göre bu süreçte asgari 10-12 kat artırıyoruz” diyerek eğitimle ilgili kotaların iki katına çıkarılacağını söyledi.
Köy okulları ve mezralarda olup uzaktan erişime ulaşamayan çocuklara 17 kitap verileceğini, bu çocukların ayrıca kurulan 5 bin 200 EBA merkezinde eğitime alınacaklarını açıklayan Bakan, özel okul velilerinin indirim talepleriyle ilgili henüz bir gelişme olmadığını ancak bu konuda özel okulların taleplere uygun hareket etmesini beklediklerini söyledi.
Bakan Ziya Selçuk, 21 Eylül’de hangi sınıflarda eğitimin başlayacağına ise salgınla ilgili o günkü verilere göre karar verileceğini ifade etti.
Ziya Selçuk Eğitim-Sen’e yanıt verdi
Basın toplantısının soru-cevap bölümünde Eğitim-Sen’in geçen hafta açıkladığı ve öğretmenlerin göreve başlamasından bu yana 176 okulda korona virüsü vakaları görülmesi ile ilgili değerlendirmesi sorulan Bakan Selçuk, sağlık açısından risk taşıyan eğitim çalışanlarının bilgisine hakim olduklarını söyledi.
4.5 milyon devlet memurunun, 1 milyon sağlık çalışanının, polislerin görevlerinin başında olduğunu belirten Selçuk; “Dedikodular düzeyinde değil gerçek bilgilere sahibiz. Siz hiç karayollarında ya da devlet bankalarında korona vakası haberi gördünüz mü? Daha zekice açıklamalar yapılmalı ve istismar zemini oluşmasına izin verilmemeli” dedi.
Bakan Selçuk’un, uzaktan eğitim çalışmaları ve yeni eğitim öğretim yılı hazırlıklarıyla basın toplantısında yaptığı açıklamalardan başlıklar şöyle:
Uzaktan eğitim nasıl olacak?
• Hazırlıklarımız konusunda aylardır çalışıyoruz, hep belirttiğimiz gibi hangi senaryo olursa olsun bu tedbirleri almak gerekiyor diye. Şimdi bir burukluk var elbette ama bildiğiniz gibi bu bütün dünyada ortaya çıkan bir durum. Ve Türkiye’nin de bu bağlamda her gün belli başlı ülkeleri izleyerek tedbirler noktasında gereğini yaptığını sizlerle paylaşıyoruz. Uzaktan eğitim nasıl olacak? Bu önemli bir soru.
• Bizim bu soruya verdiğimiz cevap aslında çok net. Şu anda bütün dünyada olduğu gibi Türkiye’de de sağlık koşulları nedeniyle uzaktan eğitimin ayrı bir yere sahip olduğunu görüyoruz. Mart’tan beri bazı aşamaları paylaşıyoruz sizlerle. Başlangıçta, biliyorsunuz televizyon kanalları açtık. Bu kanalların içeriğini okul kademelerine göre doldurduk. Hep şunu söyledik, dünyada bunu yapabilen çok az sayıda ülke var. Artık niteliğinde de çok iddialı hale geldik.
“Bir ders beş günde hazırlanıyor”
• 3 bin 358 ders çekimi yaptık. Bir dersin toplam yapılma süreci yaklaşık 5 gün sürüyor. Üst üste koyduğunuzda kaç yıl olacağını siz düşünün lütfen. Hâlâ da bu süreç derinleşerek, uzmanlığı artırarak sürüyor. Peki sadece televizyonla yetindik mi? Hayır. Canlı platformlar kurduk, yapay zeka temelli bir eğitim içeriği olması bakımından dünyada yine birkaç ülkede olan bir içerik.
• Öğrencinin seviyesini ölçen, durumuna göre bölüm tavsiyesinde bulunan, öğrencinin hızına göre; bu hızla gidersen bölümlerini değiştirdim, azalttım, çoğalttım diyebilen bir zeka. Ya da bir öğrencinin bilemediği sorunun hangi konu eksikliğinden kaynaklandığını otomatik olarak bilip, ekrana hazır olarak getiren bir sistem. Ve bir milyon öğrencim varsa, bir milyon ayrı deneme sınavı yapabilen bir sistem. Bu konu bizim açımızdan kritik.
“Uzaktan eğitimi anlık ölçüyoruz”
• Öğretmenlerimiz için de çok önemli bir dönem. Ben uzun yıllardır eğitim içindeyim. Hiçbir dönem bu yılki kadar hizmet içi eğitim gördüğünü görmedim. Öğretmenlerimiz sürekli olarak bir eğitimin içerisindeler; özellikle dijital becerilerin geliştirilmesi konusunda. Başka ne yaptık? Canlı sınıflar yaptık. Dünyada canlı sınıf yapabilen ülke sayısı 3-4’ü geçmiyor.
• Burada eksiklerimiz, hatalarımız vardı. Bunu nereden biliyoruz? Bir araştırma yaptık, uzaktan eğitimin süreciyle ilgili araştırma yaptık. Öğretmen ve öğrenciler sınıfta olduğu gibi senkron eğitim imkanına buradan sahipler.
• Uzaktan eğitimi biz anlık olarak olarak ölçüyoruz. Şu anda hangi sınıf düzeyinde, kaç canlı sınıfta hangi hareket var, kaç öğretmenimiz aktif, orta öğretimdeki öğretmenlerin aktivitesi nedir, hangi şehirdedir, hangi kasabadadır, bütün bunları anlık olarak izliyoruz.
“EBA’yı daha ileriye taşıyacağız”
• Biz ilk kez, yaz tatilini de eğitim fırsatı olarak değerlendirdik. TV kanallarımız hiç durmaksızın yaz programları, yaz okulları açtı. Yaz tatili süresince de tasarım beceri atölyeleri kurduk.
• Çocukların her türlü konuda bu dijital becerilerle, dramayla ilgili olabilir. Her konuda atölye imkanına kavuşuyor olması, kişisel olarak katılma fırsatının olması önemli. Yabancı dille ilgili yazın önemli bir program yaptık.
• Dedik ki bir yıl boyunca alınan derslerin tamamını bir yazda verebiliriz. A1 seviyesinde ve diğer seviyeleri de dikkate alarak uluslararası nitelikte bir içerik hazırladık ve sunduk.
• Türkiye’de en çok ziyaret edilen bütün siteler içerisinde 10’uncu site olması, dünyada en çok ziyaret edilen site anlamında EBA’nın ayrı bir yeri var. Çok daha ileri taşıyacağız. Bu tıklanma sayısı ve sürdürülebilir şekilde bunun gerçekleşmesinin de ayrı bir önemi olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim.
“Kotalar artırılacak”
• Erişimde fırsat adaleti olsun diye internet paketi olmayan çocuklarımıza destek olmak; bugün yine operatörlerden olumlu haber geldi. İki katına çıkarılıyor çocuklarımızın eğitimle ilgili kotaları. Bu anlamda da daha yeni gelişmeler olacak.
• 31 Ağustos’ta yüz yüze eğitim başlamazsa senaryomuz var demiştim ya, onun gereğini de bir ay önce hazırladık. Başlasaydı onun gereğini de hazırlamıştık. Onun için hiç tedirginlik yaşamıyoruz, sadece kaliteliyi yükseltmeye çalışıyoruz. Canlı derslerin kapasitesini en az 10 kat artırdık. Destekleyici araçlarımız giderek artacak.
“Çalışma kitabı somut olarak öğrenciye verilecek”
• Çalışma kitapları ilk kez çocuklarımıza; bakın ders kitabının dışında çocuklarımızın eline ‘öğrenci çalışma kitabı’ somut olarak verilecek. Bu yeni bir şey. Ders kitapları da geçen hafta itibariyle çok büyük ölçüde dağıtıldı. Çünkü kitapları iki ay öncesinde bitirmiştik zaten. TSE ile yaklaşık üç aydır çalışıyoruz.
• Bir okulun temizliği konusunda nasıl standart olmalı? Neler yapabiliriz, bunu uzmanlar çok uzun süre çalışarak standartlar çıkarıldı. Enfeksiyon önleme kılavuzunu da yayımladık. Bunu velinin, öğretmenin diline göre özel olarak yeniden rehber haline getirilmesi lazım. Hazırlığı tamamladık, tamamlayan okullara da temizlik belgesi veriyoruz.
“1.5 milyon çocuğun EBA’ya erişiminde sorun var”
• 16 milyon çocuğumuzun internet erişimi var. 1.5 milyon çocuğumuzun erişimiyle ilgili bir problemimiz var. Bu tür durum olan her bir çocuğumuza 17 kitaptan oluşan özel bir set veriyoruz. 5 bin 200 EBA destek noktası kuruyoruz. Bu noktaları erişimde zorluk çeken çocukların bulundukları bölgelere kuruyoruz.
“Eğitimde asıl yük öğretmenlerin maaşıyla ilgili”
• Eğitimde asıl yük, öğretmenin maaşı ile ilgilidir. Milli Eğitim Bakanlığının bütçesine bakarsanız, yatırım bütçesinin çok çok küçük olduğunu görürsünüz. Neye göre, personel maaşına göre. Bu tüm okullar için böyledir. Yani asıl yük kira varsa kirada ve öğretmen maaşındadır. Geri kalan yük vergi yüküdür ve elektrik, su parasıdır. Eğer vergi yükü devam ederse, eğer maaş devam ederse büyük ihtimalle bizim masraflarımızda Milli Eğitim Bakanlığının, büyük bir azalma olmaz ama başka yerlerde daha fazla bütçeye ihtiyacımız olur ki öyle oluyor zaten.