Bizdeki din dersleri, din kültürü falan değil. Ahlak bilgisi ise hiç değil… Devlete ait resmi televizyon kanalında böyle içerikte dersler olursa, haliyle çocukların “içine kaçan cinler” konusuna inanmıyor olma ihtimalleri olabilir mi? İşin bir de tarikat yurtları, Kuran kursları tarafı var ki, devlet böyle yaparsa onlar ne yapmaz?
EBA TV’deki “Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Dersi” ve bize düşündürdükleri
Okuyacağınız yazı, din karşıtlığı amacına yönelik olarak yazılmış bir yazı değildir. Bir veli olarak, çocuğunun ruhsal sağlığından endişe eden bir kişinin duyarlılığı ve eleştirel bakışını yansıtan bir yazıdır. O bakımdan okuyanların içinde bazılarının önyargılı olmaması son derece önemlidir. Çünkü inancın ve inanç ihtiyacının olağan, doğal ve insani bir olgu olduğunun farkında olan bir anlayışla yazılmış basit ama ilgililere yönelik doğrudan bir amaçla yazılmıştır.
Yazının içeriği okullarda ve EBA TV sayesinde evimizin içine kadar girdiği için nasıl verildiğini öğrendiğimiz “din kültürü ve ahlak bilgisi” derslerinin içeriği ile ilgilidir.
1.
a)
Yıl: Milattan sonra 2020.
Yer: Türkiye.
Konum: Devlet televizyonunda ders.
Konu: Cinler, şeytan ve melek
b)
Yıl: Milattan sonra 2020.
Yer: Amerika.
Konum: Okullar.
Konu: Mars’ta koloni kurmak.
*
Aynı gezegen üzerinde iki ülke.
Aynı gezegende iki farklı coğrafya.
Nereden baksanız süreç, konu ve etkinliklerin kıyaslaması açısından aradaki fark en az 250 yıl..
Özetle; Aynı gezegen üzerinde iki ülke. Aynı gezegende iki farklı coğrafya.
Nereden baksanız süreç, konu ve etkinliklerin kıyaslaması açısından aradaki fark en az 250 yıl. Çok korkunç… Ama gerçek…
2.
EBA TV’de ve okul müfredatlarındaki derslerden birisi “Din kültürü ve Ahlak bilgisi”.
Elbette olsun. Buna itirazımız yok. Ama din adına ve ahlak adına çocuklara veriliş biçimine ve içeriğine pedagoji ve gelişim psikolojisi açısından itirazımız var.
Bakınız, Avrupa ve Amerika’da da Hristiyanlık ve din milliyetçiliği hala çok önemli elbette. Ama oraların devlet okullarında Hristiyanlık artık böyle anlatılmıyor. Çünkü Ortaçağda Hristiyanlığının öğretisi böyleydi. Şimdi böyle değil. Oralarda istisnai okullar (bazı kilise okulları veya eğitimleri) dışında devlet okullarında çocuklara din adına metafizik ögeler, akıl ve bilim ile izah edilmeyecek şeyler asla öğretilmiyor.
Kısaca söylemek gerektiğinde, bizdeki din dersleri, din kültürü falan değil. Ahlak bilgisi ise hiç değil… Çünkü çoğu konu ve içerik akıl ile izahı, bilim ile test edilmesi olanaksız şeyler.
Oysa inancın temel öğretisi doğruluk, dürüstlük, çalışkanlık, adalet ve benzeri konular ve davranışları kapsamalıdır.
3.
Devlete ait, resmi bir televizyon kanalında böyle içerikte bir dersler olursa, okullarda yüz yüze eğitimlerde din kültürü dersi bu şekilde verilirse, haliyle çocukların “içine kaçan cinler” konusuna inanmıyor olma ihtimalleri olabilir mi? Sonuç olarak çocukların “cin çıkarma” diye bir uygulamanın olması gerektiğine inanmamaları mümkün mü?
Kaldı ki, bu çocukların anneleri, babaları, teyzeleri, halaları, amcaları, dayıları da genel olarak böyle inanarak geldiler…
Boşuna mı bunca yıldır gördüğümüz, duyduğumuz, okuduğumuz ve kolluk güçlerince haklarında işlen yapılan binlerce cinci hocanın insanların içinden cin çıkarıyorlar olmaları?
İşin bir de tarikat yurtları, Kuran kursları tarafı var ki, devlet böyle yaparsa onlar ne yapmaz? Hayali ve düşüncesi dahi kötü… Orada yaşayan çocuklar ve yaşadıkları hayata uzak oluşlarını düşündükçe kahrolmamak mümkün değil.
Artık inançların ve dinlerin bu şekliyle bir eğitim ile fayda sağlaması bir yana, çocukların ruh sağlığını bozduğunun, onların hayatlarını kararttığının anlaşılmış olması gerekmiyor mu?