Şimdi bu başlık da nereden çıktı dediğinizi duyar gibiyim. Sinkaf, Osmanlıca Elifbası’ndaki “s” (okunuşu sin) ve ‘k’ (okunuşu kaf) harflerinden oluşan bir terkip. ‘S’ ve ‘k’ harflerinin kullanıldığı ve dilimizde yoğun olarak kullanılan bir küfürün resmî yazışmalarda yerine geçen temsilî bir kavramdır bu.
Dimokratia gazetesinin skandal manşeti
Birçok haber kaynağına da yansıdığı gibi, Yunanistan’ın sağ eğilimli olan ‘Dimokratia’ gazetesi manşette T.C. Cumhurbaşkanı’na sinkaf yaptı. Öncelikle şunu belirtmek isterim. Kendinizi dünyanın, değerlerin, adabı muaşeretin içinde bulunduğu değişime bırakırsanız, ‘Bu nasıl bir terbiyesizlik yahu? Hadlerini bildirmek lazım.’ dersiniz.
Ancak benim yapmak istediğim şey, manşetten yola çıkarak menfaatlerden başka bir işe yaramayan kutupsallaşmaya koz vermek veya onun aleti olmak değil. Size soruyorum. Öyle çok gerilere gitmenize de gerek yok. Bundan 20 sene önce böyle bir manşet atılabilmesini herhangi bir gazeteci tahayyül dahi edebilir miydi? Yanıtı siz düşünürken ben söyleyeyim: Hayır. Bundan 20 sene önce ‘sosyal’ olduğu iddia edilen ancak toplum adına ‘a’sosyal ve ‘anti’sosyallikten başka hiçbir amaca hizmet etmeyen sosyal medya (İngilizce ‘social media’dan çevrildi) daha henüz bizi çürütmeye başlamamıştı. Bakın, sadece bu kadar kısacık bir zaman diliminde insanların toplumlardan bağımsız olarak düstur edindiği terbiye kaleleri birebir yıkılmaya başladı.
Sosyal medya ve yozlaşma
İsmini vermeden bir ‘sosyal’ medya platformunda başıma gelen bir olayı sizlere aktarmak isterim. Yıl muhtemelen 2010. Kişiye özel algoritma ile önüme gelen bir ‘poust’ (paylaşım) içeriğine baktım. Gözlerime inanamadım. İçerik korkunçtu. Değerlendirmem son derece nesneldi. Zira benim için, sokakta bir afiş olarak asılması yasak olan veya bir graffiti olarak yazılamayacak bir içerik, herhangi bir ‘sosyal’ medyada da paylaşılamaz. İçerik ile ilgili olarak, platforma duyuruda bulunup ve gerekli işlemin yapılmasını talep ettim. ‘Sosyal’ ağı, uluslararası bir platform olan yapı bana anadilimde inanılmaz bir hızla geri dönüp şu açıklamayı yaptı: ‘Bahsi geçen paylaşım kontrol edilmiş ve içeriğinde herhangi bir kamu düzenini bozacak veyahut insanları kışkırtacak unsura rastlanmamıştır.’ İşte o an, sosyal medyanın bendeki meşruiyeti yer ile yeksan olmuştu. (İçeriğin ne olduğunu, yazının amacına hizmet etmeyeceğinden dolayı paylaşmıyorum. Zira hâlihazırda milyonlarca benzeri paylaşım günbegün dolaşımda. Artık kimseler şaşırmıyor da bunlara. Gündelik virütik çerezler hâline geldi bu tarz paylaşımlar.)
Yukarıda aktardığım anekdottan yola çıkarak Dimokratia gazetesinin sinkaflı manşetine geri dönelim. Evvela, size üstü kapalı bir şekilde manşeti aktarıyorum ve akabinde bir tahlil yapmak istiyorum.
Manşet şöyle: ‘Sinkaf Mr. Erdoğan’.
Benim değerlendirmeme göre burada iki tane mühim noktaya odaklanmak gerekiyor. Ancak bu şekilde, birçok unsuru çürüyen dünyanın dildeki üslupta nereye geldiğini ve nereye gitmekte olduğunu görmek mümkün olacaktır.
Bir kere, böyle bir küfrün bir devlet başkanına hitaben yazılmasından bağımsız olarak bir gazetenin içeriğinde bu şekilde yer almasının, gazeteciliğin geldiği nokta açısından çok belirleyici olduğunu düşünüyorum.
İkinci olarak, küfürden sonra ‘Mr.’ ifadesinin yani ‘Bay’ ya da ‘Bey’ ifadesi gibi bir saygı ifadesinin kullanılıyor olmasını inanamayarak okuyorum. Zira, bir devlet büyüğüne alenen küfretme cüretini gösteren bir gazetenin aynı içerikte saygı ifadesini koruyor olması, dilde ve iletişimdeki tabuların nerelere geldiğini ve gelebileceğini bize gösteriyor. Yani sinkaf içeriği, saygı bağlamı ile birlikte kullanılır hâle gelmiş oluyor.
Terbiyedeki gidişat
Enseyi karartmak istemem ama genel itibariyle insanların iletişimi ve kullandıkları dil göz önüne alındığında, içinde bulunduğumuz değişim eğrisi rampadan aşağıya doğru hızla inen freni patlamış bir kamyonu andırıyor. Seviye düştükçe düşüyor. Nerede duracak bu düşme, kestirmek zor.
Eskiden bir saygı ifadesi olarak ‘kalburüstü’ kelimesi kullanılırken, bugün ‘adamın dibi’ diye bir ifade dillerde. Yani dipte olmanın artık hedeflendiğini ve bunun prim yaptığını âdeta bizlere kanıtlıyor kullandığımız lisan.
Gidişata karşı toplu bir hareket ortaya çıkmaz ise, değişim böyle sürüp gidecek. Devlet başkanları dahi birbirlerine sinkaf yapmaya başlayacaklar. Düzey daha da kabul edilemez hâle gelecek.
Gelin bir şiirle bitirelim yazıyı:
Demişlerdi adına adab-ı muaşeret
Oldu sonunda gereksiz bir meret
Like’ları zannettiler bir maharet
Aldı beni bir hüzünlü garabet