Amerikan Wall Street Journal (WSJ) gazetesi, Türkiye’de altına talebin artmasını değerlendirdi. Gazete haberinde, “Türkiye’de finans sistemi çözüldükçe, insanlar uzun süredir en sevdikleri yatırım aracı olan altına yatırım yapmaya devam ediyor” ifadelerini kullandı.
TL’nin değer kaybı sonrası altına ve çelik kasalara hücum başladı!
Amerikan Wall Street Journal (WSJ) gazetesi, Türkiye’de altına talebin artmasını sayfalarına taşıdı. Gazete haberinde, “Türkiye’de finans sistemi çözüldükçe, insanlar uzun süredir en sevdikleri yatırım aracı olan altına yatırım yapmaya devam ediyor” ifadelerini kullandı.
WSJ’deki haber şu satırlarla başlıyor:
“Dünyanın en eski pazarlarından biri ve önemli bir altın ticareti merkezi olan İstanbul’daki Kapalıçarşı, salgındaki kilitlenmenin ardından Haziran başlarında kapılarını yeniden açtı.
“Çarşıdaki esnafın aktardığına göre, açılışla beraber ülkenin dört bir yanından telefonla altın siparişleri yağdı, kuyumcuların önünde uzun kuyruklar oluştu.”
‘Altın hacmi 10 kat arttı’
Özak Kıymetli Madenler AŞ Genel Müdürü Özgür Anık, WSJ’ye verdiği mülakatta 20 yıldır Kapalıçarşı’da olmasına rağmen çarşıyı hiç böyle görmediğini söylüyor:
“Altın fiyatları zirveyi gördüğünde genelde insanlar gelir ve altınlarını satarlardı. Bu kez tam tersi oldu. İnsanlar daha fazla altın aldı.”
Özgür Anık ve diğer çarşı esnafı, günlük ortalama altın hacminin yaklaşık 200 kilogramdan 2000 kilograma yükseldiğin, hatta yerli altın üretiminin bu hacme yetmediğini söylüyor.
Ticaret Bakanlığı verilerine göre Ocak-Ağustos döneminde Türkiye, 2019’un aynı dönemine göre yüzde 153 artışla 15 milyar dolarlık altın ithal etti.
WSJ, “Altın talebi, salgının alamet-i farikası haline geldi. Küresel ekonominin pek çok noktada durma noktasına gelmesi ve birçok yatırımcının da güvenli sığınaklar araması sebebiyle de altın fiyatları zirveye çıktı” diyor.
‘Altına yönelim mali sorunların da ölçüsü’
WSJ haberinde, altın satın alma çılgınlığının TL’ye karşı duyulan güvenin azalmasının yanı sıra Türkiye’nin artan mali sorunlarının da bir ölçüsü olduğunu belirtiyor.
Gazeteye göre Türk yetkililer, çoğu ekonomist tarafından sürdürülemez olarak kabul edilen iki yönlü bir ekonomi politikası uyguladı. Bir yandan, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Merkez Bankası’ndan faiz oranlarını düşük tutmasının istedi, ki bu yüksek enflasyon nedeniyle lirayı cazip hale getirmedi. Öte yandan Merkez Bankası da, lira satın almak ve fiyatının daha fazla düşmesini önlemek için milyarlarca döviz harcadı.
WSJ, “Erdoğan yönetimi ise bankalara, hane halklarına ve işyerlerine ucuz kredileri pompalama talimatı verdi” diyor.
Haber şöyle devam ediyor:
“Koronavirüs küresel ticareti sekteye uğrattığında, Türkiye’nin ihracatı azaldı. Türkiye’de hane halkı ise borç alınan nakit parayla ithal ürünlere, özellikle de altına yöneldi. Bu durum ülkenin cari hesabında gedikler açtı.
“Bir Türk yetkilinin aktardığına göre altına ilgi o kadar fazlaydı ki, ulusal darphane hafta sonları ve Ramazan Bayramı’nda dahi fazla mesai yapmak zorunda kaldı.
“Merkez Bankası kredi patlamasını durdurmak için adımlar atmaya çalışırken, Avrupa’da ekonomilerin teker teker açılmaya başlamasıyla Türkiye’nin ihracatı da hareketlendi. Ancak ekonomi çoktan hasar görmüştü bile.
“Dolar/TL kuru 7,49’a yükseldi. Bu tüm zamanların en yüksek seviyesine çok yakın. Türk Lirası bu yıl yüzde 20’den fazla değer kaybetti.
“Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Moody’s, Türkiye’nin kredi notunu “B1″den “B2″ye düşürdü ve not görünümünü “negatif” olarak belirledi. Moody’s aynı zamanda yetkililerin hamleler için yetersiz kaldığına işaret etti.
“Merkez Bankası ise çalkantılı küresel ortamda düşük döviz rezerv seviyesinin normal olduğunu söyledi”.
WSJ, Türkiye’de hanehalkının, zayıflayan TL’ye ve yüksek enflasyona karşı tasarruflarını korumak için “yastık altında” altın tuttuğuna dikkat çekiyor. Gazeteye göre Türkiye’de evlerde en az 3 bin ton altın olduğu tahmin ediliyor. Türkiye’nin yıllık üretiminin yüzde 25’ine tekabül eden bu altınların piyasa değeri 190 milyar dolar.
Merkez Bankası verilerine göre, Ağustos sonu itibarıyla Türkiye’de yerleşiklerin Türk bankalarında yaklaşık 33 milyar dolarlık altın mevduatı bulunuyor.
TÜİK verilerine göre de altın; dolar, gayrimenkul, tahvil ve hisse senetlerini geride bırakarak son 10 yılda en iyi getiriyi elde etti.
‘Çelik kasa satışları yüzde 50 arttı’
WSJ’ye konuşan İsveç bankası Handelsbanken’in kıdemli ekonomistlerinden Erik Meyersson’a göre ise altının son yıllarda yurt içi hisse senetlerinden ve sabit gelirli varlıklardan daha iyi performans sergilemesi, Türk ekonomisinin yapısal sorunlarının bir işareti.
Türkiye’de hükümet, altın alımlarında vergiyi yüzde 0,2’den yüzde 1’e yükseltmişti. WSJ, “Bu yüzden altın alımları Kapalıçarşı gibi pazarlara evrildi. Bu durum bankalardaki altın mevduatlarına eğilimi azalttı” diyor.
WSJ’ye konuşan çelik kasa distribütörü Mustafa Tuzcuoğlu ise kasalara talebin yüzde 50 arttığını söylüyor ve ekliyor:
“İnsanlar 400-650 dolar değerindeki kasaları tercih ediyor. Birikimlerinin yarısını bankada yarısını ise evlerinde tutuyorlar. Ben de böyle yapıyorum.”