Balığın besin değerini artıran 5 önemli kural nedir?

Hamsi, palamut, lüfer, uskumru ve daha niceleri… Balıktan maksimum fayda sağlayabilmek için dikkat etmeniz gereken püf noktalar neler?

balığın besin değeri

Balığın besin değerini artıran kurallar

Düşük yağlı ve yüksek kaliteli bir protein kaynağı olan balık aynı zamanda omega 3 deposu! Bunların yanı sıra A, D, B grubu (B2,B3,B6,B12) vitaminlerinden zengin ve fosfor, selenyum, çinko, iyot, kalsiyum ile magnezyum açısından iyi bir kaynak.


Zengin içeriğiyle; kan basıncını düşürmeye, kalp krizi, felç ve Alzheimer riskini azaltmaya, hafızayı, kemikleri ve gözleri güçlendirmeye yardımcı olduğu, yapılan bilimsel çalışmalarla kanıtlanmış. Sağlığımız üzerinde bu denli önemli etkiye sahip olan balığı soframızda haftada en az 2 kez bulundurmamız şart.

Acıbadem Üniversitesi Atakent Hastanesi Beslenme ve Diyet Uzmanı Aybala Akkülah balıktan maksimum fayda sağlamanın 5 önemli kuralını anlattı, önemli uyarılarda bulundu!

Yağda kızartmayın, hafif sulu bırakın

Özellikle küçük balıklarda tercih ettiğimiz kızartma yönteminde, yüksek ısıya maruz kalması nedeniyle yapılarının bozulması sonucu protein içeriği azalıyor. Ağırlığının yarısı kadar yağ çektiği için kalori miktarı ise artıyor. Balığın besin değerinin düşmemesi için ızgara, fırınlama veya buharda pişirme gibi daha sağlıklı teknikleri tercih edin. Balığı fazla pişirmeden, hafif sulu kalacak şekilde pişirmeye özen gösterin.

Kılçıklarını atmayın

Hamsi ve istavrit gibi küçük balıkları, sağlığa olumlu etkilerini arttırmak için kılçıklarıyla tüketmenizde fayda var. Kılçıkta bulunan yüksek oranda kalsiyum ve fosfat içeriği özellikle kemik sağlığını koruyarak osteoporoz riskini azaltmaya yardımcı oluyor. Ayrıca eklem ağrılarına da iyi geliyor.


Üzerine bolca limon sıkın

C vitamini balıkta en az bulunan bir vitamin. Beslenme ve Diyet Uzmanı Aybala Akkülah bu nedenle balığı bol limonla tüketmemiz gerektiğini belirterek, “Omega-3 kalp-damar sağlığını korumak ve vücut direncini arttırmak için vücudumuzda üretilmeyen, mutlaka dışarıdan almamız gereken önemli bir yağ asididir. Limonda bulunan C vitamini ve antioksidanlar omega-3’ün vücutta kullanımını arttırıyorlar” diyor. Salatalarınıza ve balığın üzerine limon sıkarak hem lezzetini hem de sağlığa olumlu etkilerini arttırabilirsiniz.

Soğan, sarımsak şart!

Balığın vazgeçilmezi soğan ve sarımsağın içeriklerinde bulunan kuersetin gibi antioksidanlar bağışıklık sistemimizin daha güçlü olmasına katkı sağlıyorlar. Yapılan klinik çalışmalarda balığın içerdiği omega 3 yağ asitlerinin kan basıncı ve kandaki yağların düzeylerini düşürerek, insülin direncini azaltabildiği gösterilmiş. Özellikle yüksek kan şekeri seviyesine sahipsiniz balığın yanında tüketeceğiniz soğanla daha dengeli kan şekeri seviyesi elde edebilirsiniz.

Yeşil salatasız olmaz

Balığın yanına çok yakışan yeşil salatayı asla ihmal etmeyin.Marul, göbek ve maydanoz gibi yeşil yapraklı sebzeler ile üzerine sıktığınız limonla C vitamini miktarını yükseltebilir, bu sayede balıkta bulunan omega-3’ün emilimini arttırabilirsiniz.

Oda sıcaklığında 2 saatten fazla bekletmeyin

“Balıktan maksimum fayda sağlayabilmek için dikkat etmeniz gereken en önemli nokta, taze olması” diyen Beslenme ve Diyet Uzmanı Aybala Akkülah taze balığın özelliklerini şöyle anlatıyor: “Balığın gözleri parlak, solungaçları kırmızı-pembe ve derisi gergin olmalı. Kokmamalı ve pulları ellerinizi sürdüğünüzde hemen dökülmemeli. Ayrıca üzerine bastırdığınızda yüzeyinde çökme meydana gelmemeli.”


Taze balıkların pullarını ve içini hemen temizlendikten sonra uygun bir kapta, buzdolabında 1-2 gün, derin dondurucuda ise 3-6 aydan fazla saklanabileceğini belirten Aybala Akkülah, ” Satın aldıktan veya buzdolabından çıkardıktan sonra oda sıcaklığında 2 saatten fazla bekletilmeden tüketilmesi besin değeri kayıplarını azaltırken, bozulmaya bağlı gıda zehirlenmesini de önleyebiliyor” diyor.

Balık tüketirken 8 kritik kural: Asla bu şekilde pişirmeyin!


Editor
İndigo Dergisi Haber Merkezi | İndigo Dergisi, 18 yıldır yayın hayatında olan bağımsız bir medya kuruluşudur. İlkelerinden ödün vermeden tarafsız yayıncılık anlayışı ile çalışmaktadır. 2005 yılında kurulan İndigo Dergisi, indigodergisi.com web sitesi üzerinden tamamen dijital ortamda günlük yayın yapmaktadır. Aynı zamanda Türkiye’nin ilk internet haber dergisi olmakla birlikte, tüm yayın kadrosu ve okurlarıyla birlikte sürekli gelişmektedir. İndigo Dergisi’nin amacı; gidişatı ve tabuları sorgulayarak, kamuoyu oluşturarak farkındalık yaratmaktır. Vizyonu; okuyucularında sosyal sorumluluk bilinci geliştirerek toplumun olumlu yönde değişimine katkıda bulunmaktır. Temel değerleri; dürüst, sağduyulu, barışçıl ve sosyal sorumluluklarının bilincinde olmaktır. İndigo Dergisi, Türkiye’nin saygın İnternet yayınlarından biri olarak; iletişim özgürlüğünü halkın gerçekleri öğrenme hakkı olarak kabul etmekte; Basın Meslek İlkeleri ve Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’ne uymayı taahhüt eder. İlaveten İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ni benimsemekte ve yayın içeriğinde de bu bildiriyi göz önünde bulundurmaktadır. Buradan hareketle herkesin ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasi veya diğer herhangi bir milli veya içtimai menşe, servet, doğuş veya herhangi diğer bir fark gözetilmeksizin eşitliğine ve özgürlüğüne inanmaktadır. İndigo Dergisi, Türkiye Cumhuriyeti çıkarlarına ters düşen; milli haysiyetimizi ve değerlerimizi karalayan, küçümseyen ya da bunlara zarar verebilecek nitelikte hiçbir yazıya yer vermez. İlkelerinden ödün vermeyen şeffaf yayıncılık anlayışını desteklemektedir. Herhangi bir çıkar grubu, örgüt, ideoloji, politik veya dini; hiçbir oluşumun parçası değildir. Köşe yazarlarımızın yazdıkları fikirler, kendi özgür düşünceleridir; İndigo Dergisi yayın politikası dahilinde değerlendirilir ve yayın ilkeleri ile çelişmediği müddetçe, düşünce ve ifade özgürlüğünü teşvik ederek yayına alınır. İndigo Dergisi, sunduğu tüm bilgilerin doğruluğunu teyit ve kontrol eder; bu bilgilerin geçerliliğine son derece önem verir.