Fay hattı üzerindeki 18 şehir! Prof. Dr. Okan Tüysüz açıkladı

Türkiye’de bilinen 550 aktif fay hattı olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Okan Tüysüz, 18 kentin fay hattı üzerinde olduğunu açıkladı.

Fay hattı üzerindeki 18 şehir

Fay hattı üzerindeki 18 şehir! (aşağıda)

İzmir’in Seferihisar ilçesi açıklarında meydana gelen 6.9 büyüklüğündeki depremin ardından akıllara gelen soru şu oldu: “Deprem bilimcileri tedirgin eden fay hatları hangileri?”


Habertürk’ten Alper Uruş, Türkiye’nin önde gelen yer bilimcilerine bu soruyu yöneltti. Deprem bilimcilerin ortak fikri, Türkiye’nin her yerinde, her an 7 büyüklüğünde bir depremin olabileceği yönünde. İşte uzmanlardan dikkat çeken açıklamalar…

Yıldız Teknik Ünv. Doğa Bilimleri Araştırma Merkezi Başkanı
Prof. Dr. Şükrü ERSOY:

“Depremin İzmir’e uzaklığı 70 km’ydi”

Türkiye bir deprem ülkesi ve Türkiye’nin her yerinde deprem oluşturan faylar var. İzmir depremi bize şunu gösterdi. İzmir’de deprem olmadı; 70 kilometre uzakta bir deprem oldu ama birçok bina yıkıldı. Bazen yanınızdan fay geçmese de eviniz yıkılabilir. Türkiye’nin en sağlım görülen yerlerinde bile binaların yıkılabilmesi söz konusu olabilir.

“Marmara’da hareketlilik bekleniyor”

Batı Anadolu’da, İzmir çevresi başta olmak üzere çok fay zonu var. Ege Bölgesi’nde faylar kısa ama sayısı fazla. Batı Anadolu’da sık sık depremler olur. Marmara’da Kuzey Anadolu Fay hattında hareketlilik bekleniyor; bu tüm Marmara’yı etkileyecektir.

“Muğla’dan Çanakkale’ye kadar fay hattı var!”

Muğla’dan Çanakkale’ye kadar tüm yerleşim yerlerinin yanında faylar var ve bunlar deprem oluşturmaya çok müsait. Pek çok yerleşim alanı Türkiye’de fay zonunun üzerinde.

“2020 bize önemli veriler sundu”

İzmir’deki depremin etkisi faydan değil zeminin kötü olmasından kaynaklıydı. Fay zonu üzerinde bulunan bir yapı, depreme karşı koyamaz. 2020 yılı, çok önemli veriler verdi. Bir bakıyoruz Doğu Anadolu’da, bir bakıyoruz Ege’de, Marmaris’te, Muğla’da depremler oluyor. Bunlar birbirinden çok bağımsız depremler. Zeminlerin jeolojik yapılarına uygun binalar yapamıyoruz.

“Her an, her yerde 7 büyüklüğünde deprem olabilir”

Şu dakika itibariyle 7 büyüklüğünde bir deprem Türkiye’nin her yerinde olabilir. Afetten sonra kriz yönetimi artık çağ dışı. Bunda elbette çok başarılıyız ama bunun yerine artık afet olmadan planlamak gerekiyor. Sıkı tedbirler almamız gerekiyor.

Jeolog Şener ÜŞÜMEZSOY:


“Kuşadası’na dikkat çektim”

“Bütün yer bilimcilerin deprem riskinin mutlak olarak İstanbul olduğunu ağzına sakız yaptığı noktada, yaşanan 1999 Marmara depremi sonrası bölgede son büyük deprem olduğunu ifade ettim. Bundan sonra yok dedim ve optimist olarak yorumlandım. 1992 Erzincan depreminin 10’ncu yıl anmasında, sorulduğunda ise; biri Erzincan’ın doğusunda Yedisu, Elazığ’da Sivrice va üçüncü de Akhisar’a dikkat çekmiştim. Buralarda deprem olduktan sonra vurguladığım alan ise Kuşadası Körfeziydi.

Menderes Vadisi ve Aydın – Kuşadası hattı

İzmir açıklarındaki depremin ardından Kuşadası Körfezi’nin devamı Aydın’a giden bir bölgede gerilim arttı. Denizli’den başlayıp Nazilli, Aydın ve Kuşadası hattı boyunca Menderes Vadisi boyunca, Aydın Dağları’nı da kapsayan alanla ilgili kaygı duyduğumu söyleyebilirim. 1550’den bu yana burada büyük bir depremler meydana gelmedi.

İzmir Güzelbahçe fayı önemli!

Midilli’nin gerilmesiyle birlikte yine izmir Körfezi’nde 1668’den beri kırılmayan Güzelbahçe fayı diye tanımladığımız Urla’ya doğru giden fay hattının risk taşıdığını düşünüyorum. İzmir’in kıyısını belirleyen fay hattına da dikkat etmek gerekir.

Doğu Anadolu’da dikkat çeken fay hatları

Ege’nin dışında, Sivrice (Elazığ),Pütürge (Malatya),Çelikhan (Adıyaman) Gölbaşı bölgesinde de bir hareketlilik söz konusu olabilir. Buradaki fay zonu en son 1875 yılında kırılmıştı. Yine Tanyeri (Erzincan) ile Yedisu (Bingöl) arasındaki fay hattı risk taşıyor. Buradaki hat 1784 yılında kırıldı. Bu belirttiğim zonların 7 ve 7’nin üzerinde deprem yaratması söz konusu olabilir.”

İTÜ Emekli Öğretim Üyesi Prof. Dr. Okan Tüysüz:

“18 ilimiz fay zonu üzerinde”

“Beni korkutan yer Türkiye’nin tamamı. Öncelikli olan yer tabii ki; Marmara Bölgesi. Hem nüfus yoğunluğu hem beklenen depremin büyüklüğü hem de ekonomik olarak Türkiye’nin can damarının İstanbul’da atması nedeniyle… Bunun dışında Bingöl Yedisu kırılmaya çok yatkın. Yine Palu (Elazığ) civarı, Hatay-Kahramanmaraş arası benim kırılmasını beklediğim fay hatları. Bu hatların hepsinde 7 ve 7 üzerinde bir deprem yaratabilir.

Fay hattı üzerindeki 18 şehir:

• Türkiye’de 550 tane bilinen diri fay hattı var. Türkiye’nin 18 ili ise aktif fay hattının üzerinde…

• Bu kentlerimiz; Aksaray, Bolu, Yalova, Bursa, Sakarya, Manisa, Balıkesir, İzmir, Denizli, Aydın, Kahramanmaraş, Erzurum, Hakkâri, Hatay, Eskişehir, Muğla, Bingöl ve Kütahya.

“Yönetmeliğe uygun yapılaşma şart!”


Depreme hazırlıktan başka bir şey yapamayız. Bir afet kültürünün geliştirilmesi deprem, sel, çığ, kuraklık gibi tüm afetleri kapsayacak biçimde önlemlerin alınması gerekiyor. İkincisi de deprem açısından bakacak olursak yönetmeliğe uygun olmayan yapılaşmanın mutlaka önüne geçmeliyiz; başka yol yok. (Habertürk)

2020’de dünyada 22 büyük deprem yaşandı: En çok can kaybı Türkiye’de!


Editor
İndigo Dergisi Haber Merkezi | İndigo Dergisi, 18 yıldır yayın hayatında olan bağımsız bir medya kuruluşudur. İlkelerinden ödün vermeden tarafsız yayıncılık anlayışı ile çalışmaktadır. 2005 yılında kurulan İndigo Dergisi, indigodergisi.com web sitesi üzerinden tamamen dijital ortamda günlük yayın yapmaktadır. Aynı zamanda Türkiye’nin ilk internet haber dergisi olmakla birlikte, tüm yayın kadrosu ve okurlarıyla birlikte sürekli gelişmektedir. İndigo Dergisi’nin amacı; gidişatı ve tabuları sorgulayarak, kamuoyu oluşturarak farkındalık yaratmaktır. Vizyonu; okuyucularında sosyal sorumluluk bilinci geliştirerek toplumun olumlu yönde değişimine katkıda bulunmaktır. Temel değerleri; dürüst, sağduyulu, barışçıl ve sosyal sorumluluklarının bilincinde olmaktır. İndigo Dergisi, Türkiye’nin saygın İnternet yayınlarından biri olarak; iletişim özgürlüğünü halkın gerçekleri öğrenme hakkı olarak kabul etmekte; Basın Meslek İlkeleri ve Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’ne uymayı taahhüt eder. İlaveten İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ni benimsemekte ve yayın içeriğinde de bu bildiriyi göz önünde bulundurmaktadır. Buradan hareketle herkesin ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasi veya diğer herhangi bir milli veya içtimai menşe, servet, doğuş veya herhangi diğer bir fark gözetilmeksizin eşitliğine ve özgürlüğüne inanmaktadır. İndigo Dergisi, Türkiye Cumhuriyeti çıkarlarına ters düşen; milli haysiyetimizi ve değerlerimizi karalayan, küçümseyen ya da bunlara zarar verebilecek nitelikte hiçbir yazıya yer vermez. İlkelerinden ödün vermeyen şeffaf yayıncılık anlayışını desteklemektedir. Herhangi bir çıkar grubu, örgüt, ideoloji, politik veya dini; hiçbir oluşumun parçası değildir. Köşe yazarlarımızın yazdıkları fikirler, kendi özgür düşünceleridir; İndigo Dergisi yayın politikası dahilinde değerlendirilir ve yayın ilkeleri ile çelişmediği müddetçe, düşünce ve ifade özgürlüğünü teşvik ederek yayına alınır. İndigo Dergisi, sunduğu tüm bilgilerin doğruluğunu teyit ve kontrol eder; bu bilgilerin geçerliliğine son derece önem verir.