Gökyüzü ve uzay keşfetmeye henüz yeni başladığımız bir alan. Öte yandan yıldızları ve gezegenleri keşfetmek için bilim insanı olmak gerekmiyor. Astrofotoğrafçılık nedir? Uzay fotoğrafı nasıl çekilir?
Meraklı, tutkulu, disiplinli ve azimli biriyseniz siz de Uygar Mitat gibi gökyüzünü keşfedebilirsiniz. Bir yıldır gökyüzünün derinliklerini fotoğraflayan Uygar Mitat, önce hobi olarak başlayan, daha sonra tutkuya dönüşen astrofotoğrafçılık konusunu anlattı.
Röportaj: Uygar Mitat
Siz bir astrofotoğrafçısınız. Astrofotoğrafçılık ne demek?
Ay, gezegenler, yıldızlar, galaksiler ve bulutsu yapılar gibi gök cisimlerini çeşitli teknik ve ekipmanlar kullanarak fotoğraflayan kişilere “Astrofotoğrafçı” diyebiliriz. Astrofotoğrafçılıkta geniş alan, güneş sistemi ve derin uzay olmak üzere kabaca üç dalda içerik üretilebiliyor. Ben şu an yoğunlukla derin uzay fotoğrafları çekiyorum.
Nasıl başladı bu astrofotoğrafçılık merakı?
Uzaya meraklı, teknolojiyi takip eden ve doğada vakit geçirmeyi seven biriyim. Bu üç ilgi alanımı uzay fotoğrafları çekmeye başlayarak birleştirmiş oldum. Hobi gibi başlayarak sonrasında tutkuya dönüşerek kişiliğimin bir parçası haline gelen bir uğraş oldu. Öyle ki sadece evreni anlamak değil; meteorolojiden elektroniğe kadar bir çok alanda kendimi geliştirmem ve yeni şeyler öğrenebilmem için bana fırsat tanıyan bir uğraş.
Pandemi nedeniyle seyahat ve sosyal aktiviteleri kısıtlamak zorunda kalınca kendime ve bu tutkuma daha fazla vakit ayırabildim.
Daha öncesinde fotoğrafçılık geçmişiniz var mıydı?
Amatör olarak 2008 yılından bu yana fotoğrafçılık ile ilgiliyim ama astrofotoğrafçılık geçmişim bir yıl. Fotoğraf makineleri, sensörleri ve optik aksamlarıyla ilgili sürekli teknolojiyi takip ediyor ve yeni ekipmanları tecrübe etmeyi seviyorum. Uzun süre çektiğim fotoğrafları kimseyle paylaşmadım. Bu ilgim beni bir süre sonra teleskoplara yöneltince uzayın derinliklerini fotoğraflamaya başladım ve bu güzellikleri başkalarından saklamak olmaz diyerek fotoğrafladığım gök cisimlerini sosyal medya hesaplarıma yükledim.
Herkesin kolay kolay yapabileceği bir uğraş değil bu. Nasıl bir alt yapı gerektiriyor?
Araştırmayı seven ve uzaya ilgi duyan herkesin başlangıç düzeyinde de olsa yapabileceği bir uğraş olduğunu düşünüyorum. Günümüz teknolojisinde DSLR fotoğraf makineleriyle, hatta yeni çıkan cep telefonlarıyla bile samanyolu fotoğrafı çekmek mümkün. Samanyolundaki kırmızı bölgelere biraz daha yakınlaşayım, galaksileri ve derin uzayı da göreyim derseniz, dünyanın dönüş hızında gök cisimlerini takip edecek bir kundak mekanizmasına ve optik açıdan iyi sonuçlar verebilecek bir teleskopa ihtiyaç duyuyorsunuz. Ardından sonu olmayan bir evreni keşfetme tutkusuyla hem ekipmanlarınızı hem de kendinizi geliştirmeye başlıyorsunuz.
Bu sizin hobiniz mi? Asıl mesleğiniz nedir?
Yaklaşık 6 yıldır oluklu mukavva üretimi yapan bir ambalaj firmasının kurumsal satış departmanında çalışıyorum. Hafta sonları şehirden uzaklaşıp doğanın karanlığında yanında olmaktan keyif aldığım dostlarımla kamp kuruyor ve geceleri teleskobum ile uzayı fotoğraflıyorum. Hem doğanın kollarında kamp yaparak şehir hayatının karmaşasından uzaklaşıp sakinleşmek, hem de yeryüzünden evrene açılan bir kapıyı aralayıp gözle göremediğimiz güzellikleri görünür kılarak izlemek bana çok iyi geliyor.
Yorucu bir uğraş olsa gerek.
Fiziksel olarak yorucu bir aktivite de olsa pazartesi günü işime döndüğümde çok daha motive ve enerjik olduğumu hissediyorum.
Ne sıklıkta ve hangi ortamlarda uzay fotoğrafları çekiyorsunuz?
En önemli kriterim havanın bulutsuz ve açık olması. Bu nedenle sürekli meteoroloji raporlarını ve tahminlerini takip ediyorum. Bunun yanı sıra derin uzay fotoğrafçılığı için parlak bir Ay’ın gökyüzünü aydınlatmadığı, mümkünse yeni ay evresinde olduğu zamanlar çok uygun.
Böyle zamanları denk getirince astrofotoğrafçı dostlarım ile hemen şehir ışıklarından uzak, yüksek rakımlı bölgelerde kamp planı yapıyoruz. Çoğunlukla hafta sonu kaçamakları olduğu için yaşadığımız şehirlerden çok uzaklaşmadan ışık kirliliğinin az olduğu bölgelere gidiyoruz. Bahar ve yaz aylarında en azından ayda bir kere bu fırsatı bulabilsek de zaman zaman aylarca havanın açmadığı veya çeşitli sebeplerle çekim yapamadığımız dönemler olabiliyor.
Çekim yaptıktan sonraki aşamalar neler?
Bir derin uzay objesini fotoğraflamaya niyetlendiğimde öncelikle çekim planı yapıyorum. Hangi ekipmanları kullanmam gerektiği, saat kaçta başlayıp kaçta bitireceğim, çekimin kaç gün süreceği ve diğer tüm teknik detayları öncesinde planlıyorum. Ardından bu planlar ışığında çekim yapıyorum ve son olarak dataların işlenme süreci başlıyor.
Bir derin uzay fotoğrafını oluşturabilmek için yüzlerce pozu istiflemek ve en son çeşitli yöntemlerle işlemek gerekiyor. İşleme süreci saatler sürebiliyor ve iyi fotoğraf ile kötü fotoğraf arasındaki ince çizgiyi çizebiliyor. Astrofotoğrafçılık için tecrübe kadar, ekipman kadar fotoğrafı işleme becerisi de çok önemli.
Size göre en önemli olan fotoğrafınız hangisi?
Tüm derin uzay fotoğraflarım benim için çok kıymetli ancak komşu galaksimiz Andromeda’yı fotoğraflamak benim için çok özeldi. Yıllar boyunca kamp alanlarında ve gece yolculukları sırasında gökyüzüne bakıp Andromeda’yı bulur ve izlerdim. Dürbün ve teleskopla onu görmek için çok uğraşmıştım. Nihayet onu fotoğraflarken teleskobumdan bilgisayarıma gelen her bir pozu aşkla ve hayranlıkla izlemiştim.
Çekim yaparken yaşadığınız ilginç olay veya tecrübeler var mı?
Tatsız tecrübeler yaşamamak için mümkün olduğunca önlemler alıyor ve kamp alanını bu önlemler çerçevesinde seçiyoruz. Zifiri karanlıkla birlikte soğuk hava ve yorgunluk birleşince oluşan ufak sakarlıklar dışında kamp ortamında ilginç tecrübeler yaşadığımı söyleyemem fakat 2020 yılında dünyamızdan gözlemlenebilen Neowise Kuyrukluyıldızı’nı fotoğraflamak için eşimle birlikte sabaha karşı sokaklara dökülünce bizi risk gören bir sokak köpeğinin saldırısına uğramıştık. O an ikimiz de çok korkmuş olsak da artık tebessümle hatırladığımız bir anıya dönüştü.
Bu uğraş hayatınızda ya da hayata bakış açınızda değişikliğe yol açtı mı?
Manly P. Hall’ın “Mikroskop insana ne kadar önemli olduğunu gösterdi. Teleskop ise ne kadar önemsiz olduğunu… ” sözündeki iki duyguyu bir arada yaşıyorum. İşimden, ailemden ve dostlarımdan arda kalan vakitlerde moleküler düzeyde canlılığı, kozmik düzeyde ise evreni anlamaya çalışıyor ve okuyorum. Okudukça daha fazla hayal etmeye başlıyorum ve beni astrofotoğrafçılığa bağlayan tutkumu besliyorum. Çekimini planladığım objelerin dünyamızdan uzaklıklarını görmek, daha ötesini araştırmak ve evrendeki yalnızlığımızı sorgulamak beni günlük hayatın ufak dertlerinden arındırıp kendi hayatıma daha yukarıdan bakmamı sağlıyor.
Anladığım kadarıyla oldukça pahalı bir uğraş bu. Daha ekonomik olabilmesi için oluşturulmuş kulüp ya da dernekler var mı? Ekipmanların ortak kullanılması açısından mesela.
Yurtdışında çok daha yaygın bir uğraş olduğu için sektörel imkanlar da fazla. Teleskop kiralama hizmeti veren satıcılar, uzaktan kontrol imkanı sağlayan web siteleri var. Ülkemizde bu imkanlar olmasa da yılın belli zamanlarında düzenlenen gökyüzü gözlem şenliklerine katılarak farklı tipte teleskoplar görme ve kullanıcılarının tecrübelerini dinleme fırsatı bulunabilir.
Ülkemizde de daha ekonomik koşullarda astrofotoğrafçılık yapılabilir fakat fotoğraf kalitesi için bir seviyenin üzerine çıkmak istendiğinde yurtdışından gelen ekipmanların döviz kuru etkisine ve yüksek vergilere maruz kalınıyor. Alım gücüne göre kıyaslandığında ülkemizdeki bir astrofotoğrafçı ile gelişmiş ülkelerde yaşayan bir astrofotoğrafçı arasında aynı ekipmana ulaşım kolaylığı açısından en az 10 kat fiyat farkı var.
Maddiyattan başka zorlukları var mı?
Öncelikle gerçekten yorucu bir aktivite olduğunu söylemeliyim. Yüksek rakımlı karanlık bölgelere gidiyoruz ve gece boyunca eksi derecelerde ve zaman zaman rüzgar altında hareketsiz kalmamız gerekebiliyor. Hem soğuk ve yorgunluk, hem de uykusuzluk nedeniyle bozulan sirkadiyen ritmin yaratmış olduğu psikoloji insanı zorlayabiliyor. Ağır ve pahalı ekipmanları titizlikle kontrol etmek ve kurmak gerekiyor. Kamp ortamında karşılaşılan arıza ve sorunlar da motivasyon kırıcı olabiliyor.
Tüm bunlara rağmen benim için en zorlu yanı; bulutlu havalarda çekime gidememek ve teleskobumdan uzak kalmak! Çekmeyi planladığım gök cisimlerinin listesi uzadıkça kafamı gökyüzüne daha fazla kaldırıyor ve bulutları kovalıyorum.
Uzayı ve yıldızları fotoğraflamak insana neler katar? Astrofotoğrafçılık konusunda kimlere tavsiye edersiniz?
Gökyüzünü merak eden, araştırma ve öğrenme isteği bitmeyen herkese öneririm. Fotoğrafçılık aşamasına geçmeden, gözle, dürbünle veya teleskop ile gözlem yaparak da başlanabilir ki öyle olmasında hem ekonomik hem de öğrenme sırası açısından fayda var. Fotoğrafı çekmeden önce gökyüzünü, güneş sistemini ve gök cisimlerini tanıyor olmak çok önemli.
Ayrıca astrofotoğrafçılık serüvenim bana yanında olmaktan çok keyif aldığım yeni arkadaşlar ve dostluklar kattı. Astrofotoğraf camiası ülkemizde oldukça küçük olmasına rağmen harika insanlar barındırıyor. Bu insanların yanında geçirilen zamanlar da bir o kadar kıymetli ve verimli oluyor. Gökyüzüne merakı olan herkese gözlem şenliklerini takip etmelerini ve şehirlerinde bulunan amatör astronomi kulüplerine katılmalarını tavsiye ediyorum.
Bu alanda başka planlarınız var mı?
Tüm bu maddi zorluklara rağmen ışık kirliliğinden uzak bir bölgede, uzaktan yönetilebilen ve 7/24 gökyüzü yayını yapacak bir gözlemevi inşa etmeyi planlıyorum. Gerekli altyapı imkanlarını sağlayarak gökyüzünü merak eden ilgili kişilerin kamp kurarak gökyüzünü izleyebileceği ve yeni ufuklara ulaşabileceği bir yer olmasını istiyorum.
Peki bundan sonra nasıl bir fotoğraf çekmeyi planlıyorsunuz?
Şu an için yoğunlukla galaksiler ve nebulalar gibi derin uzay objeleri fotoğraflıyorum. Samanyolu fotoğrafçılığı için hızla artan şehir ışıkları ve bilinçsiz aydınlatılan yapılar nedeniyle çok fazla vaktimiz kalmadı. Bir süre sonra Avrupa’da olduğu gibi ülkemizde de çıplak gözle samanyolunu görmek çok zorlaşacak. Bu nedenle bahar aylarında gerekli izinleri alarak Türkiye’nin tarihi miraslarının arkasında Samanyolu manzaraları fotoğraflamayı istiyorum. Gözlemevi projemi tamamladığımda ise uzaktan yönetilebilen bir güneş teleskobu ve bir gezegen teleskobuyla astrofotoğrafçılığın tüm dallarıyla ilgilenmeyi planlıyorum.
Uygar Mitat kimdir?
1988 yılında doğan astrofotoğrafçı Uygar Mitat, Eskişehir Osmangazi Üniversitesi mezunudur ve Eskişehir’de bir ambalaj firmasının kurumsal satış departmanında çalışmaktadır.