Cumhurbaşkanı Erdoğan: Artık bu ülkede Cumhurbaşkanı milletin yarısından fazlasının doğrudan iradesiyle belirleniyor. Böylesine büyük bir devrimi hala içlerine sindiremeyenler sancılarını farklı bahaneler altında dışa vuruyor. Bizzat kendisi bir kaset komplosuyla iş başına gelen ve orada kalmayı başaran bir siyasi partinin sözde Genel Başkanının sancısının sebebi de budur.
Erdoğan’dan Kılıçdaroğlu’na ‘sözde Cumhurbaşkanı’ tepkisi: Sözde genel başkan
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kabine toplantısının ardından açıklama yapıyor.
Erdoğan’ın açıklamalarından satır başları şöyle:
İnsanlık olarak 2020 yılını maalesef iyi hatıralarla kapatmadık. Ülkemizde dünyayı etkileyen sıkıntılar ve yaşadığı afetler sebebiyle geçtiğimiz yılı oldukça büyük bedeller ödeyerek geride bıraktık.
Halbuki Türkiye olarak 2020’yi güzel bir başlangıçla karşılamıştık. Hedeflerimize doğru kararlılıkla yürüyorduk. Koronavirüsün ülkemize de sıçramasıyla birlikte kendimizi hızla bu yeni duruma hazırladık. Zaten güçlü olan sağlık altyapı ve sistemimizi açtığımız yeni hastanelerle tahkim ettik.
Tüm kesimlere yönelik nakdi hibe ve destek programları başlattık. Ekonomide aldığımız tedbirlerle salgının gelişini geciktirerek yüzde 4,5 büyüme oranına ulaştık. Yılın ikinci çeyreğinde ise salgın tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de derinden hissedildi.
Salgının etkilerini azaltmak için hayata geçirdiğimiz önlem ve teşvikler sayesinde ekonomimizin direncini korumayı başardık. Üçüncü çeyrekte bir önceki çeyreğe göre sanayi üretimimiz yüzde 30, perakende satış hacmimiz yüzde 25 oranında arttı. Aynı dönemde imalat sanayi kapasite kullanım oranı yüzde 73’e yükseldi. Sanayi, inşaat, ticaret ve hizmet sektörleri toplamında ciro endeksi artışı ise bir önceki çeyreğe göre yüzde 36 oldu. Otomobil ve konut piyasalarında haziran ayı ile birlikte ciddi bir hareket görüldü.
Üçüncü çeyrekte elde ettiğimiz yüzde 6,7’lik büyüme oranıyla dünyada en hızlı büyüyen ekonomi olduk. Dördüncü çeyreğe de güzel başladık. Kapasite kullanım oranımız yüzde 76 seviyesine ulaştı. İmalat sanayi satın alma yöneticileri endeksi 50’nin üzerinde gerçekleşti. Ülkemize duyulan güvenin artmasıyla risk primimiz 300’ün altına geriledi. Bu yılın ilk haftasında da borsa endeksimiz yüzde 4,3’lük artışla rekor tazeledi. Salgın nedeniyle ihracat pazarlarımızda görülen ciddi daralmalara rağmen 2020’yi ihracat açısından da oldukça iyi tamamladık. Geçtiğimiz yıl ihracatımız 169 milyar dolar ile programda belirlediğimiz hedefi 4 milyar dolar aştı. Aynı şekilde 2020 yılında yine yüzde 0,3 olan büyüme hedefimizi aştığımıza inanıyorum.
Salgına bel bağlayan kriz tellallarının payına yine hüsran düştü. Güven ve istikrar iklimini güçlendirerek kayıplarımızı telafi edecek daha büyük atılımların hazırlığı içindeyiz. Yeni yılda önceliklerimiz fiyat istikrarı ve üzerinde çalıştığımız reformlar olacaktır.
Türkiye, uğradığı tüm saldırılara ve küresel sıkıntıların yol açtığı sorunlara rağmen yoluna devam ettikçe önümüzde yeni tuzaklar çıktığını görüyoruz. Türkiye’nin huzurunu kaçırmak isteyenlerin aslında neye cevap verdiklerini gayet iyi biliyoruz. Bu gayretler vesayetin etkisinin kırılıp, milli iradenin güçlendirilmesi konusunda katettiğimiz mesafeye verilen cevaptır.
Artık bu ülkede Cumhurbaşkanı milletin yarısından fazlasının doğrudan iradesiyle belirleniyor. Böylesine büyük bir devrimi hala içlerine sindiremeyenler sancılarını farklı bahaneler altında dışa vuruyor.
Kılıçdaroğlu’na: Kaset komplosuyla iş başına gelen sözde genel başkan
Bizzat kendisi bir kaset komplosuyla iş başına gelen ve orada kalmayı başaran bir siyasi partinin sözde Genel Başkanının sancısının sebebi de budur. Bunların dertleri milletledir, milli iradeyledir, milletin tercihleriyledir. Her hafta toplumumuzun bir kesimini hedefe koyarak kendi çapsızlıklarını, parti içi skandallarını örtmeye çalışıyorlar. Teröriste terörist demekten bile aciz bu sözde genel başkanı öncelikle CHP seçmeninin sağduyusuna, sonra aziz milletimize emanet ediyoruz.
Terör örgütlerinin ülkemiz içinde ve sınırlarımız boyunca yaptığı eylemleri gizli veya açık şekilde destekleyenler, büyük ve güçlü Türkiye’nin inşasını engellemek için çırpınıyorlar.
Bir dönem kendi topraklarına dahi sahip çıkmakta zorlanan bir ülkeden, bölgesel ve küresel düzeyde saha ve masa hâkimiyeti sağlayan bir ülke fotoğrafına geçmiş olmamızı kabul edemiyorlar. Varlık sebepleri olan sivil toplum görünümlü beşinci kol organizasyonlarının da, medya görünümlü operasyon aygıtlarının da maskeleri birer birer düşenler paniğe kapılmışlardır. İnsanlığın ortak değerleri haline gelen kavramların içlerini boşaltanların, artık hiç kimseye diyecek bir sözü, örnek gösterecek bir düzeni kalmadı. Dünün zalimlerinin bugün mazlum kisvesiyle karşımıza çıkarak sergiledikleri sinsiliği yüzlerine vurduğumuz için bize saldırıyorlar.