Türkiye’de ilk 100’e giren Boğaziçi öğrencisi Berkay Yamaner, “Belki de gözaltına alınacağım” dedi, KRT TV canlı yayında yaşananları anlattı!
Boğaziçi Üniversitesi öğrencisi, ‘Belki de gözaltına alınacağım’ dedi, canlı yayında yaşananları anlattı! (video aşağıda)
KRT TV ekranlarında yayınlanan ‘Şimdiki Zaman’da gazeteci Barış Yarkadaş ve gazeteci İsmail Saymaz Boğaziçi Üniversitesi önünden canlı yayın yaptı. Boğaziçi öğrencisi Berkay Yamaner, Yarkadaş ve Saymaz’a çarpıcı açıklamalar yaptı.
Pazartesi günü yaşananları anlatmak istiyorum diye söze başlayan Yamaner, “Pazartesi günü bir şekilde kampüse girmeyi başardık, içeride 26 hatta 28 gündür sürdürmekte olduğumuz protestoyu sürdürdük.
Burası bizim yuvamız ve bu bizim canımızı çok fena yakıyor.
Protesto sırasında her zaman olduğu gibi çadır açtık. Ardından kampüsten çıkmak istedik ancak çıkmak istediğimiz vakit bir de baktık ki kampüsün kapıları polis tarafından kapatılmıştı. Burası bizim yuvamız ve bu bizim canımızı çok fena yakıyor.
Pazartesi günü kampüsten çıkmak isteyen insanlar vardı, belki yemek yemek isteyen belki hastaneye gitmek isteyen belki de çalışan insanlar vardı. Ama polis onların Güney Kapı’dan değil 4 kilometre aşağıda Bebek’te olan kapı idi. Biz protesto ettik, 300 kişi kapı önünde toplandık ancak bize izin verilmedi.
Biz de “Madem bize izin verilmiyor kimse çıkamaz” dedik ve kayyımlığın etrafını sardık. Akşama kadar bekleyeceğimizi ve biz kampüsten çıkartılmıyorsak kimsenin çıkartılmayacağını ve buna ek olarak Melih Bulu’nun bize verdiği bir sözü hatırlatmak istedik:
Melih Bulu ilk hafta hiç kimse gözaltına alınmayacak demişti
Melih Bulu, ilk hafta eylemlerde “hiçbir arkadaşınız gözaltına alınmayacak” demiş ve bize bunun sözünü vermişti. Ancak Pazartesi günü 159 kişi bugün en az 10 kişi sebepsizce gözaltına alındı. Pazartesi günü saat 21:00’da, 2019’dan bu yana okula polis girmezken 3 tane polis otobüsü okul içine girdi. Biz 300 öğrenciydik.
Biz bir azınlık, bir LGBT kulübü ya da herhangi bir şekilde sınıflandırılacak insanlar değildik. 300 kişilik bir topluluktuk, belki okulun şu an koronavirüs yüzünden uzakta olan tamamını, görüşü ne olursa olsun temsil edecek bir gruptuk. Çünkü Boğaziçili olmak bunu gerektirir; konuşmayı, anlaşmayı ve uzlaşmayı.
Ancak polis orada ilk önce Melih Bulu’nun çıkmasını sağladı. Bize barikatlar kurup bizi ittirdiler. Bizi meydana sürüklediler, çok kaba bir şekilde kalkanlarla müdahale edip gözaltına almaya başladılar. Arkadaşlarımız metrelerce çamurda sürüklendiler, ben de orada çamurda sürüklenenlerden biriyim. Ancak arkadaşlarım sağ olsun, dayanışma sağ olsun beni kurtardılar.
Ardından arkamızdan polisler kovaladı, ben bu manzarayı ve bu travmatik süreci “Benim yuvam” dediğim yeri hep bu baskı ile hatırlıyorum. Finallerimiz var, şu an buraya gelip konuşarak ismimi ve bölümümü vererek, belki de daha önce olduğu gibi bir gece baskını ile gözaltına alınacağım.
Ben de gözaltına alınırsam üzülmeyin, benim için direnmeye devam edin!
Ama benim alınan arkadaşlarım da oldu, gözaltına alınanların hepsi arkadaşım, görüşü ne olursa olsun arkadaşım. Bunun sonucunda ben de onların yanına gidersem hiçbir şekilde üzülmeyeceğim, arkamdan siz de üzülmeyin ve benim iyiliğim için direnmeye devam edin.”