Türkiye, tam kapanma süresince getirilen alkol yasağını konuşuyor. Avukatlar, alkol yasağıyla ilgili açıklamalarda bulundu. Av. Turgut Kazan “İktidar, kendi gibi olmayanlara ‘defolsun gitsin’ diyor” açıklamasını yaparken, Av. Hüseyin Ersöz, “Yaptım oldu yaklaşımı hukuk dışıdır!” ifadelerini kullandı.
Türkiye, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 18 günlük tam kapanma kararının ardından getirilen alkol yasağını konuşuyor.
Erdoğan dün akşam, yaklaşık 3 saat süren toplantının ardından kameraların karşısına geçti ve 29 Nisan 2021 Perşembe akşamı saat 19.00’dan başlayıp, 17 Mayıs 2021 Pazartesi sabah 05.00’e kadar sürecek tam kapanma kararını açıkladı.
Erdoğan’ın açıklamasının ardından bugün, Tekel Bayileri Platformu Başkanı Özgür Aybaş 17 Mayıs’a kadar ülke genelinde alkol satışının yasaklandığını belirtti.
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu da alkol satışının yasaklanmasına ilişkin yaptığı açıklamada tekel bayilerinin açık olup olmayacağıyla ilgili olarak “İstisnada yer almıyor ve kapalı. Bu açıdan hem bir muafiyet yok hem de soru işareti de söz konusu değil” dedi.
Av. Turgut Kazan: Kendi gibi olmayanlara defolsun gitsin deniyor
Yasak Türkiye’nin gündemine otururken, Cumhuriyet’e konuşan duayen hukukçu Turgut Kazan, alkol yasağının hukukla ve hiçbir değerle bağdaşmadığını söyledi. Kazan, bu yasakla özel yaşam müdahale edildiğini belirtti ve “İktidar ‘laik cumhuriyetin köküne kibrit döksek de ihvan cumhuriyetini kursak’ diyor. Kendi gibi olmayanlara ‘defolsun gitsin’ diyor” dedi.
Turgut Kazan şunları dile getirdi:
“İktidarın bu hamlesi özel yaşama müdahaledir. Bu müdahale hukukla ve hiçbir değerlerle bağdaşamaz. İktidarlarının ilk yıllarında benim tanıdığım AKP’lilerin demokrasi ve laik düzene bağlılık konusunda neler söylediklerini hatırlıyorum. O zamanlar yasal değişikliklerin yapılması gündeme geldiğinde bizden yardım istediklerini de hatırlıyorum. Avrupa Birliği’ne laiklikle bir sorunlarının olmadıklarını göstermek için nasıl bizden yardım istediklerini de hatırlıyorum. Fakat iktidar güç kazandıkça görüyoruz ki mevcut hükümet bizimle yaşamak istemiyor. İnsanlar da artık burada yaşamak istemiyor. İktidarın hukuk dışı uygulamalarıyla Türkiye’yi terk etme eğilimi de artıyor.
Dolayısıyla iktidar ‘laik cumhuriyetin köküne kibrit döksek de ihvan cumhuriyetini kursak’ diyor. Kendi gibi olmayanlara ‘defolsun gitsin’ diyor. Halbuki o yasakladıkları içkiden ödenilen parayla Diyanet İşleri Başkanının maaşı ödeniyor.
Yani bu yasağın hukukla hiçbir ilişkisi yoktur ve bu düzenleme tamamen keyfidir.”
Av. Hüseyin Ersöz: Yaptım oldu yaklaşımı hukuk dışıdır!
Alkol yasağını Cumhuriyet’e değerlendiren Avukat Hüseyin Ersöz, geçmişteki OHAL kararnamelerini hatırlattı. Avukat Ersöz, yasağın pandemiyle nasıl bir bağlantısı olduğunun açıklanması gerektiğini belirtti.
Hüseyin Ersöz şöyle konuştu:
“Pandemi süreciyle ilgili getirilecek olan kısıtlamaların bu konuyla sınırlı olması kişilerin özgürlük alanına bir müdahale teşkil etmektedir. Ancak geçmişte OHAL kararnamelerinde olduğu gibi kanunun özüyle hiçbir ilgisi olmayan yasak ve kısıtlamalar idare tarafından bugün de genelgelerle yapılmaya devam edilmektedir. Tam kapanma döneminde getirilecek olan içki satma yasağı düzenlemesi idarenin hiçbir işleminin keyfi ve gerekçesiz olamayacağı kuralıyla da taban tabana zıt bir yaklaşımdır. Bu düzenlemeyi getiren idarenin yasağın pandemiyle nasıl bir bağlantısı olduğunu topluma açıklaması ve bunu gerekçelendirmesi gerekmektedir. ‘Yaptım, oldu’ şeklindeki yaklaşım hukuk dışı ve hukukla bağdaşır bir durum olmayıp temel hukuk ve özgürlükler yönüyle de son dönemde sıklıkla karşılaştığımız keyfi bir uygulama görüntüsü vermektedir.”
Av. Cihan Arık: Keyfi bir uygulamadır
Konuyla ilgili Cumhuriyet’e açıklamalarda bulunan Avukat Cihan Arık, alkol yasağının “Keyfi” olduğunu dile getirdi. Arık, “Keyfiyete dayanarak gerekçesiz düzenleyici bir işlem tesis edilemez, bu yasalarımızda açıktır” ifadelerini kullandı.
Cihan Arık şunları söyledi:
“Genelge idarenin düzenleyici işlemleri arasındadır. Bu düzenleyici işlemlerin hem kanuna uygun olması hem de kanuna dayanması lazım. Türkiye Cumhuriyeti’nde alkol yasa dışı bir ürün değildir. Bu yasalarda açıktır. Peki Yasa dışı olmayan bir ürünü nasıl yasaklayabiliriz? Burada şu anlam çıkıyor: keyfiyet ve gerekçesiz bir idari işlem düzenleniyor. Bu işlemin arkasında aytan niyet bellidir. İdare hukuku çerçevesinde takdir yetkisi var. Ancak bu takdir yetkisinin de sınırları var. Yani keyfiyete dayanarak gerekçesiz düzenleyici bir işlem tesis edilemez, bu yasalarımızda açıktır. Alkol hiçbir mevzuatta yasak değil, bunu sınırlayamazsınız. Bu yasak, insanların özgürlük alanına müdahaledir.”
Muğlak bırakarak yasak
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu da 81 ilin valileriyle yaptığı toplantı sırasında, tekel bayilerinin durumu konusunda, “İstisnada yer almıyor ve kapalı. Bu açıdan hem bir muafiyet yok hem de soru işareti de söz konusu değil” diye konuştu. Ancak Soylu’nun açıklamaları da “soru işareti söz konusu değil” açıklamasına rağmen belirsizlikler barındırıyor. Açıklamadan içki satışı da yapan bakkalların, süpermarketlerin, zincir marketlerin satış yapmasına yasak getirilip getirilmediği anlaşılmıyor.
Buna karşılık, “soru işareti yok” ifadesi aynı zamanda kesinlik içeriyor. Daha önceki kısa süreli kapanmalarda olduğu gibi bakkalların, süpermarket ve zincir marketlerin de satış yapmayacağının net bir biçimde ifade edilmesi anlamına geliyor.
Peki, hangi kurala, hangi kanuna göre?
Kanunda olmayan yasak
Tam kapanma süresince alkollü içki satışı yapılamayacağını söyleyen isimlerden biri Türkiye Tekel Bayileri Platformu Başkanı Özgür Aybaş. Aybaş, bugün boyunca yaptığı açıklamalarda, önce “İçişleri Bakanlığı’ndan teyit aldık. Maalesef satış yapılamayacak” dedi, ardından da “Bize doğrudan bir açıklama gelmedi. Daha önceki yasaklamada da gelmedi. Niye? Yazılı bir gerekçe vermiyorlar uluslararası konjonktüre rezil olmamak adına. Mülki amirlikler bu durumu kendilerine görev olarak addediyorlar. Valilikler, kaymakamlıklar, ilçe emniyet müdürlükleri, bunlar şifahen durumu iletiyorlar oda başkanlarına; onlar da bizlere mesaj atıyorlar. Henüz daha mesaj gelmedi” açıklamasını yaptı.
Aybaş’ın işaret ettiği, “fiili yasak” aslında Aralık 2020’den bu yana Türkiye genelinde uygulanıyor. Pandemi ile alkol satışı arasında kurulabilen bir bağlantı, bu bağlantıyı gösteren herhangi bir karar yok. Aralık 2020’den bu yana açığa çıkan valilik ve hıfzıssıhha kurulu kararlarının tamamında sadece, “satış yapılamayacaktır” gibi ifadeler yer alıyor. Bazı kentlerde, böyle bir kararı da görmek mümkün değil. Yasak, Aybaş’ın işaret ettiği gibi meslek odalarından yönlendirilen mesajlarla öğrenilebiliyor.
Bu yöntemin izlenmesinin bir nedeni var. Türkiye’de, sokağa çıkma yasakları, maske takma zorunluluğu gibi pandemi uygulamaları, Hıfzıssıhha Kanunu ile valilik kararlarına dayanılarak yürütülüyor. Bakanlar Kurulu kararları ve İçişleri Bakanlığı genelgeleri söz konusu ama onların üzerinde anayasa yer alıyor. Anayasada da temel hak ve özgürlüklerin ancak kanunla sınırlandırılabileceği yazıyor. Hıfzıssıhha Kanunu’nda ise salgın hastalık ile sokağa çıkma yasağı arasında bir bağlantı yok. Hatta maske takma zorunluluğu ile de arasında bir bağlantı yok.
Ancak, yorum yoluyla bu kurallar bugüne kadar işletildi. Alkol satışı konusunda ise hiçbir kanunda böyle bir ifade yok. Bu nedenle, yasaklar valilik kararlarıyla uygulanıyor. İçişleri Bakanlığı genelgelerinde muafiyet listesinde alkollü içki satışı yapan yerler ifadesine yer verilmeyerek, aslında düzenleme içermeyen genelge kural haline getiriliyor. Valilikler de arada bir bağlantı bulunmamasına “kamu yararı” kavramını gerekçe göstererek, sosyalleşmenin önlenmesi gibi bahanelerle söz konusu kararları alıyor. Kararlar, zaman zaman da İl Hıfzıssıha Kurulu’na dayandırılıyor. Oysa kanun buna da imkan vermiyor.
İlk uygulama: “Satış yasak”
Türkiye, bu yöntemle ilk kez Aralık 2020’deki sokağa çıkma yasakları sırasında tanıştı. Önce Ankara’da, sonra diğer kentlerde polis, dükkanların açık olduğu saatte alkol satışı da yapan esnafı uyararak, satış yapamayacaklarını bildirdi. Herkes, buna gerekçe oluşturan kararı aradı ama kimse genel ve düzenleyici bir karara ulaşamadı. Ardından yasağın kaynağının İçişleri Bakanlığı kararı, valilik kararı olduğuna yönelik haberler yapıldı. Ancak belgeyi gören de yok. Kararlar, meslek odalarından mesaj yoluyla iletiliyordu.
Yorum yoluyla yasaklama
İçişleri Bakanlığı 1 Aralık 2020’de sokağa çıkma kısıtlamasının olduğu cumartesi ve pazar günleri market, bakkal, manav, kasap ve kuruyemişçilerin 10.0017.00 saatleri arasında faaliyet gösterebileceğini düzenlemişti. Genelgede, şimdi olduğu gibi tekel bayileri konusunda bir muafiyet öngörülmüyordu ancak bir yasaklama kararı da yoktu. Genelgede yasak olmamasına rağmen, tekel bayileri polis tarafından bu genelgeye göre kapatılmaya başlandı. Bu kapatmaların ardından, bakkal, süpermarket ve zincir marketlerin alkol satışı yapmaları halinde haksız rekabet yaşanacağı gerekçesiyle yasaklar burada da uygulandı.
Uygulama aynı: Fiili yasak
O tarihten bugüne uygulama aynı. Üç haftalık kapanma sırasında yasağın uygulanacağına yönelik yapılan muğlak açıklamaların aslında netlik içermesinin nedeni de bu. Türkiye, sokağa çıkma yasaklarının, maske zorunluluğunun kanuni olup olmadığının bile tartışıldığı bir ortamda, pandemi ile hiçbir bağı olmayan fiili bir alkol yasağı ile üç haftalık tam kapanmaya girecek.
Ayrıca Türkiye’de, bir yıldan uzun süredir saat/gün kısıtlamasıyla da olsa açılmasına hiç izin verilmeyen tek kategori ruhsatlarında ‘bar’ yazan mekânlar.
Türkiye Tekel Bayileri Platformu Başkanı: Satışı yasal bir ürün kanuna aykırı şekilde yasaklanamaz
Türkiye Tekel Bayileri Platformu Başkanı Özgür Aybaş, 17 günlük tam kapanma sürecinde alkollü içkilerin satışının yasaklanmasını eleştirdi. Aybaş, “Satışı yasal bir ürün kanuna aykırı şekilde yasaklanamaz” ifadesini kullandı.
Türkiye Tekel Bayileri Platformu (TTBP) Başkanı Özgür Aybaş, 29 Nisan saat 19:00’da başlayıp 17 Mayıs saat 05:00’e kadar sürecek tam kapanma sürecinde alkollü içki satışının yasaklanmasına tepki gösterdi.
Alkollü içkilerin satışı yasal ürünler olduğunu belirten Aybaş, “Hükümet yetkililerinden sağduyu, hoşgörü, dini bağlamda açıklama falan beklemiyoruz. Satışı yasal bir ürün kanuna aykırı şekilde yasaklanamaz” dedi.
Aybaş, kişisel Twitter hesabında yaptığı paylaşımında “Bu yetki saptırmasıdır. Vatandaş evinde ister içer, ister içmez” ifadesini kullandı.
Alkollü içkiler satışı yasal ürünlerdir.
Hükümet yetkililerinden sağ duyu, hoşgörü, dini bağlamda açıklama filan beklemiyoruz.
Satışı yasal bir ürün Kanuna aykırı bir şekilde yasaklanamaz.
Bu yetki saptırmasıdır. Vatandaş evinde ister içer ister içmez.
— Özgür Aybaş TEKEL BAYİİ 💎 (@AybasOzgur) April 27, 2021