Bir zehir gemisi daha Türkiye yolunda: İzmir nükleer çöplük mü?

Bir zehir gemisi daha Türkiye’ye doğru yola çıktı. Uygar ülkelerin kabul etmediği Nae Sao Paulo adlı uçak gemisi, parçalanmak üzere Brezilya’dan Aliağa Gemi Söküm Bölgesi’ne getirilmek isteniyor. Fransa, uçak gemisini Brezilya’ya satmadan önce uzun yıllar boyunca nükleer denemelerde kullanmıştı. Asbest, ağır metal ve radyoaktif madde yüklü gemilerin söküm ve geri dönüşüm için Türkiye tarafından kabul edilmesi gündeme şu soruyu getirdi: İzmir nükleer çöplük mü?

Bir zehir gemisi daha Türkiye yolunda: İzmir nükleer çöplük mü?

Bir zehir gemisi daha Türkiye yolunda: İzmir nükleer çöplük mü?

Fransa yapımı FS Foch adlı nükleer gemi 1960 – 2000 yılları arasında faaliyet gösterdi. 2000 yılında Brezilya’ya satıldı. Uçak gemisine Nae Sao Paulo adını veren Brezilya, 2017 yılında devre dışı bıraktı. 12 Mart 2021 tarihinde gemi gövdesi 1 milyon 818 bin dolar ile açık artırmaya çıkarıldı.


Gemiyi Türk firması Sök Denizcilik ve Ticaret AŞ aldı. Bu şirket adına ihaleye Brezilya merkezli Cormack Maritima katıldı. Sök Denizcilik şirketi, geminin Haziran ayında Aliağa Gemi Söküm Bölgesi’ne getirilmesi için Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na başvuruda bulundu.

Gemide araştırma ve ölçüm yapıldı mı?

Brezilya’nın hizmet dışı bıraktığı savaş gemisinin sökülmek için İzmir Aliağa’ya doğru yola çıktığı haberi çevrecileri ve bilim insanlarını ayağa kaldırdı. Aliağa Liman Başkanlığı’na dilekçe veren ALÇEP;

“Karasularımıza geri dönüştürülmek üzere gemi girmesini istemiyoruz. Gemi söküm bölgesi kapatılsın” dedi. Platform, Nae Sao Paulo’nun Türkiye’ye girişinin yasaklanması için hukuk mücadelesi başlatacaklarını açıkladı. Türkiye Mimar Mühendis Odaları Birliği İzmir İl Koordinasyon Kurulu, söz konusu uçak gemisinin 600 ton asbest ve radyoaktif madde barındırdığı iddiasına vurgu yaptı, “Bu konuda araştırma ve denetim yapılmış mıdır” diye sordu. Yapıldıysa analiz sonuçlarının kamuoyuna açıklanmasını istedi.

“Ülkemiz atık çöplüğü haline getirilemez!”

Dünyada sadece beş ülkede gemi söküm bölgesi bulunuyor. Bu ülkeler, Çin, Hindistan, Pakistan, Bangladeş ve Türkiye. Hindistan, Nae Sao Paulo gemisinin söküm işlemini kabul etmedi. TMMOB İzmir İl Koordinasyon Kurulu, “Hindistan’ın sökmeyi kabul etmediği gemi, Aliağa’da sökülmek üzere, hangi gerekçe ve koşullarla kabul edilmiştir” diye sordu.

Açıklamada, “Ülkemizin atık ithalatı sürecinde Avrupa’nın ürettiği ancak kendi topraklarında bertaraf etmediği, başka ülkelerin kabul etmediği atıkların gönderildiği bir çöplük haline getirilmesi kabul edilemez” denildi.


Tonu 450 dolar ama Türkiye’ye 75 dolara verildi

Kurul, hurda geminin fiyatının doğurduğu kuşkuyu da dile getirerek şu ifadeleri kullandı: “Geminin alım fiyatının ton başına 75 dolar olduğu iddia edilmektedir. Gemi söküm sektöründe ortalama metal fiyatının ton başına 450 dolar olduğu bilinmektedir. Satın alma fiyatı piyasa ortalamalarının çok altında olan bu geminin fiyatı, ucuzdur vardır bir hikmeti sorusunu da gündeme getirmektedir.”

Fransa’nın nükleer savaş gemisiydi

Fransa nükleer savaş gemisiydi

Son on yılda, İngiltere Kraliyet Donanması’na ait uçak gemileri Illustrious, Invincible, Plymouth, Ark Royal, Manchester ve Liverpool, Hollanda’ya ait savaş gemisi Zuıderkruıs, Aliağa Gemi Söküm Bölgesi’nde parçalanan gemiler arasında yer aldı. Bu gemilerin radyoaktif madde barındırdığı iddia ediliyor. Bu yılın Haziran ayında söküm için Aliağa’ya getirilmek istenen FS Foch (Nae Sao Paulo) uçak gemisinin, uzun yıllar boyunca Fransa’nın nükleer silah denemelerinde kullanıldığı ve radyoaktif madde yüklü olduğu belirtiliyor. Oysa, hem Çevre Kanunu’nun 13. maddesine, hem de Türkiye’nin taraf olduğu Basel Sözleşmesi’ne göre, tehlikeli atıkların ithalatı yasak.

“Fransa’nın pisliği, Fransa’da temizlensin”

25 yıl boyunca Aliağa Gemi Söküm Bölgesi’nde araştırmalar yapan çevre ve kimya uzmanı Prof. Dr. Ertuğrul Barka SÖZCÜ‘ye değerlendirmelerde bulundu. Barka, söz konusu gemilerde asbestten daha tehlikeli ağır metaller ve radyoaktif madde bulunduğuna dikkat çekerek şöyle konuştu:

“Nasıl altın madenciliği salt siyanür tehlikesine odaklanarak tartışılıyor ve doğayı yüzlerce yıl kirleten ağır metaller gözardı ediliyorsa, burada da asbeste kilitleniliyor. Evet, asbest tehlikeli ama çok daha vahim olanı, bu gemilerin ağır yağlar, ağır metaller ve radyoaktif madde barındırması. Bu, Fransa’nın nükleer gemisiydi. Fransa emperyalizminin siyasal ve ekonomik çıkarları için dünya denizlerinde cirit attı. Fransız devleti kendi halkının sağlığını ve doğasını korurken, senin ülkeni ekolojik yıkıma uğratacak. Bu ekolojik emperyalizmdir. Fransa’nın pisliği Fransa’da temizlenmelidir.”

uçak gemisi izmir aliağa

İzmir radyasyon çöplüğü mü?

Uygar ülkelerin sınırlarına sokmadığı zehir yüklü ölüm gemilerinin Türkiye’ye getirilmesine yönelik yakın tarihte birçok olgu var. 2006 yılında 60 ton asbest barındıran Hollanda gemisi Otopan Aliağa’ya getirilmişti. 2015’te FPS Kuito adlı Bahama bayraklı petrol tankeri, radyoaktif madde yüklü olduğu açıklamalarına rağmen, ölçüm yapılmadan Aliağa Gemi Söküm Bölgesi’nde parçalanmıştı.


2016’da Fransa bandralı Ethan (Methania) adlı gaz tankeri sökülmek üzere Aliağa’ya getirilmişti. Ayrıca, okyanuslardan getirilen 15 petrol platformunun söküm işlemi de yine bu merkezde yapıldı. Diğer yandan, İzmir’in metropol ilçelerinden Gaziemir’deki yaklaşık 100 bin ton radyoaktif madde hala bertaraf edilmedi. Tüm bunlar, “İzmir radyoaktif madde çöplüğü mü” sorusunu gündeme getirdi.

600 ton asbest barındıran uçak gemisi Aliağa’da sökülecek!


Editor
Haber Merkezi ▪ İndigo Dergisi, 19 yıldır yayın hayatında olan bağımsız bir medya kuruluşudur. İlkelerinden ödün vermeden tarafsız yayıncılık anlayışı ile çalışmaktadır. Amacı; gidişatı ve tabuları sorgulayarak, kamuoyu oluşturarak farkındalık yaratmaktır. Vizyonu; okuyucularında sosyal sorumluluk bilinci geliştirerek toplumun olumlu yönde değişimine katkıda bulunmaktır. Temel değerleri; dürüst, sağduyulu, barışçıl ve sosyal sorumluluklarının bilincinde olmaktır. İndigo Dergisi, Türkiye’nin saygın İnternet yayınlarından biri olarak; iletişim özgürlüğünü halkın gerçekleri öğrenme hakkı olarak kabul etmekte; Basın Meslek İlkeleri ve Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’ne uymayı taahhüt eder. Ayrıca İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ni benimsemekte ve yayın içeriğinde de bu bildiriyi göz önünde bulundurmaktadır. Buradan hareketle herkesin ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasi veya diğer herhangi bir milli veya içtimai menşe, servet, doğuş veya herhangi diğer bir fark gözetilmeksizin eşitliğine ve özgürlüğüne inanmaktadır. İndigo Dergisi, Türkiye Cumhuriyeti çıkarlarına ters düşen; milli haysiyetimizi ve değerlerimizi karalayan, küçümseyen ya da bunlara zarar verebilecek nitelikte hiçbir yazıya yer vermez. İndigo Dergisi herhangi bir çıkar grubu, ideolojik veya politik hiçbir oluşumun parçası değildir.