Restoran işletmecileri dertli: Bizi virüs değil, açlık öldürecek!

Ramazan ayında kapanmaya hazırlanan restoran işletmecileri dertli. ‘Günah keçisi’ seçildiklerini söyleyen esnaf, iflasın eşiğinde olduğunu belirtiyor: Biz içkiliyiz, virüsü biz üretiyoruz. İçki vermeyen lokantalar var, onlar da mı üretiyor? ‘Paket servis yapın’ diyor, ben burada alkolü kime paket yapacağım? Benden mi alacak, adam gider büfeden alır.

Restoran işletmecileri dertli: Bizi virüs değil, açlık öldürecek!

Video aşağıda – Restoran işletmecileri dertli: Bizi virüs değil açlık öldürecek!

Kademeli normalleşme sonrasında hızla artan vakalar, tedbirleri tekrar getirdi. Çok yüksek riskli illerde pazar günü devam eden sokağa çıkma kısıtlamasına cumartesi günü de tekrar eklendi.


Öte yandan Ramazan ayı boyunca da lokanta ve kafelerin sadece paket servisle faaliyet göstermesine müsaade edilecek. 4 ay aranın ardından kısıtlamalarla açılan lokanta sahipleri ise kara kara kepengi tekrar indirecekleri günü düşünüyor. SÖZCÜ’ye konuşan esnaflar, batma noktasına geldiklerini söyledi.

“İçkisiz lokantalar da bizim kurbanımız”

Kasım ayından marta kadar 4 ay kapalı kaldıklarını hatırlatan lokanta sahibi Ahmet Aladağ, “Açtığımız süre içinde sadece elektrik faturalarını ödeyebildik. 4 aydır doğalgaz, su, kira ödeyemiyoruz. Devletten bir beklentimiz yok, vermiyor çünkü. Bende 45 kişi çalışıyor. 3 işletme var. Toplam aldığım para bin lira. Cumhurbaşkanı diyor ya ‘esnaflarımıza yardım ettik’ diye. Ben hiçbir şey görmedim. Kime yardım ediyorlar, onu çok merak ediyorum.

Evimize ekmek götürecek durumumuz yok. Kiralarımızı ödeyemiyoruz. Ramazanda tam kapanma olacak. Benim anlamadığım konu şu; virüsü biz mi getirdik Türkiye’ye? Bütün AVM’ler açık. Akşam saat 21.00’de sokağa çıkma yasağı var, 19.00’da biz kapatılıyoruz ondan sonra otobüs durakları hınca hınç dolu. Miting yapıyorlar, 30 bin kişi, 20 bin kişi topluyorlar. Orada corona yok.

Bunun coronayla bir ilgisi yok. İçkisiz lokantalar da bizim kurbanımızdır. Çünkü çok zor durumdayız. 30 senelik geleceğimizi 1 gecede çaldılar. Bazen eve gitmeye ekmek parası bulamıyoruz. Yok, ne yapabilirsin ki? Yine günah keçisi biz seçildik.” diye konuştu.

“Biz içkiliyiz, virüs üretiyoruz!”

Ödenememiş faturalarını tek tek gösteren lokanta işletmecisi Nuh Yılmaz, “Sıkıntı, virüs sadece restoranlarda mı oluyor? Büyüklerimizin bunu iyi bir değerlendirmesini rica ediyorum. Bugün, bir konfeksiyonda kaç kişi çalışıyor? Veya buna benzer yerlerde… Tamam, biz içkiliyiz virüsü üretiyoruz. İçki vermeyen lokantalar var, onlar da mı üretiyor? ‘Paket servis yapın’ diyor, ben burada alkolü kime paket yapacağım? Benden mi alacak, adam gider büfeden alır.


Vatandaş olarak benim önerim, 15 gün tam kapanma. Bu virüsü biz burada üretmiyoruz, piyasaya vermiyoruz. Ben, bir senedir 5 kuruş para almadım. 3 çocuğum var. Birisi üniversitede okuyor, kirada oturuyorum. Ne yapmamız lazım? Akşam 19.00’da kapanıyor. Benim işim zaten o saatten sonra. Hadi ona da razı geldik.

Millet işten çıkıyor 19.00’da biz dükkanı kapatıyoruz. Bir cumartesimiz vardı, onu da aldılar. Ne yapacağız? Hırsızlık yapamayız, yolsuzluk yapamayız, yankesicilik yapamayız. Suç hep niye bize kesiliyor. Bu faturalar nasıl ödenecek?” ifadelerini kullandı.

“Bizi virüs değil, açlık öldürecek!”

Bir sene içinde üçüncü kez kapanacaklarını belirten işletmeci Murat Özdemir ise şöyle konuştu:

Biz Ramazanda çalışamayacağız. Paket servis mümkün değil. Esnaf olarak çok çaresiziz. Devletin verdiği yardım özellikle kira yardımı çok komik bir rakam. Bizim onda bir bile değil. Kiralar birikti, personelin maaşını ödeyemiyoruz. Biz, evimize ekmek götüremiyoruz. İflastayız şu anda. Açıyoruz ama bomboş dükkan.

Saat kısıtlaması çok kötü. Ben, 19.00’dan sonra para kazanabiliyorum. Canlı müziğe izin vermiyorlar. Bilgisayardan çok kısık sesle müzik yapmamızı istiyorlar. Cumartesi günleri bir tek bir hareketlenme oluyordu o da çok tatmin edici değil. Cumartesiyi de bitirdiler. Esnafı bitirdiler kısaca. Bizi, virüs değil açlık öldürecek.

“Yeterli destek almadık”

“Kasım da kapandığımızda biriken borçlarımız, kiralar, elektrik, tedarikçilerimiz, personelimiz vs. bunların hepsi açıldığımızdan beri bir buçuk aylık sürede bunları ödemek zorunda hissettik ve ödedik.” diyen işletmeci Tarkan Topçu, sözlerini şöyle tamamladı:


Bu bizim cebimizi boşalttı. Tekrar kapanıyoruz. Tekrar borç birikecek. Verilen destek ne kadar yeterli olabilir? Ben yeterli olacağını düşünmüyorum. Yeterli desteği aldığımıza da inanmıyorum. Benim kepengim kapalıyken gelen elektrik faturasını ödemek durumunda kaldım. Şu an onu kullanamadan tekrar kapatıyorum. (Kaynak: Sözcü)

Video – Restoran işletmecileri dertli: Bizi virüs değil, açlık öldürecek!

Denizli’de yurt, apart ve kafeterya işleten esnaf: Battık!


Editor
Haber Merkezi ▪ İndigo Dergisi, 19 yıldır yayın hayatında olan bağımsız bir medya kuruluşudur. İlkelerinden ödün vermeden tarafsız yayıncılık anlayışı ile çalışmaktadır. Amacı; gidişatı ve tabuları sorgulayarak, kamuoyu oluşturarak farkındalık yaratmaktır. Vizyonu; okuyucularında sosyal sorumluluk bilinci geliştirerek toplumun olumlu yönde değişimine katkıda bulunmaktır. Temel değerleri; dürüst, sağduyulu, barışçıl ve sosyal sorumluluklarının bilincinde olmaktır. İndigo Dergisi, Türkiye’nin saygın İnternet yayınlarından biri olarak; iletişim özgürlüğünü halkın gerçekleri öğrenme hakkı olarak kabul etmekte; Basın Meslek İlkeleri ve Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’ne uymayı taahhüt eder. Ayrıca İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ni benimsemekte ve yayın içeriğinde de bu bildiriyi göz önünde bulundurmaktadır. Buradan hareketle herkesin ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasi veya diğer herhangi bir milli veya içtimai menşe, servet, doğuş veya herhangi diğer bir fark gözetilmeksizin eşitliğine ve özgürlüğüne inanmaktadır. İndigo Dergisi, Türkiye Cumhuriyeti çıkarlarına ters düşen; milli haysiyetimizi ve değerlerimizi karalayan, küçümseyen ya da bunlara zarar verebilecek nitelikte hiçbir yazıya yer vermez. İndigo Dergisi herhangi bir çıkar grubu, ideolojik veya politik hiçbir oluşumun parçası değildir.