Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun: Birileri ülkemizi 1990’ların kaotik ortamına geri döndürmek istiyor olabilir. Boşuna uğraşmasınlar, o günler geride kaldı.
Fahrettin Altun, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda şunları kaydetti:
“Birileri ülkemizi 1990’ların kaotik ortamına geri döndürmek istiyor olabilir. Boşuna uğraşmasınlar, o günler geride kaldı. Bugün esas olan, demokrasi ve kamu düzenidir. İçişleri Bakanımız demokratik Türkiye’de kamu düzenin ihyası için yılmadan çalışan bir devlet adamıdır.”
Birileri ülkemizi 1990’ların kaotik ortamına geri döndürmek istiyor olabilir.
Boşuna uğraşmasınlar, o günler geride kaldı.
Bugün esas olan, demokrasi ve kamu düzenidir.
İçişleri bakanımız demokratik Türkiye’de kamu düzenin ihyası için yılmadan çalışan bir devlet adamıdır.
— Fahrettin Altun (@fahrettinaltun) May 13, 2021
Ne olmuştu?
Süleyman Soylu’dan Sedat Peker’e yanıt: Hayatının bir noktasında benimle temasın var ve bu ispatlanırsa idam dahil her türlü cezaya, aşağılanmaya razıyım
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, organize suç örgütü lideri Sedat Peker’in kendisine yönelik iddiaları sonrası yaptığı açıklamada, “Üzerime düşeni alıyor ve yüzleşiyorum. İstanbul ve Bursa mahkemelerinde iki dosyan var. İstanbul’daki dosyanın başlangıcını bilmiyorum. Ancak dosyanın yeniden hareketlenmesi ve operasyona dönmesinde bizatihi katkım var. Bursa’daki dosya ise bir kişinin şahsıma şikayeti ile baştan sona benim takibim. Hayatının bir noktasında benimle temasın var ve bu ispatlanırsa Aziz milletimizin gözü önünde idam dahil her türlü cezaya, aşağılanmaya razıyım” ifadesini kullandı.
Mehmet Ağar: Bugün eğer mafya buraya giremiyorsa bizim burada olmamızdandır
Eski Bakan Mehmet Ağar, iş insanı Mübariz Mansimov’u tehdit ederek Yalıkavak Marina’yı aldığı iddiasıyla olarak dün Sözcü gazetesinden Saygı Öztürk’e açıklamalarda bulunmuştu. Ağar Öztürk’e verdiği röportajda, “Ben alnı açık gezerim. Böyle olduğumu devlet de, millet de bilir. Benden, ehli namus olan, ehli vatan olan kimse şikayetçi olmaz. Ama son dönemlerde Fethullahçı Terör Örgütü (FETÖ) ve PKK siteleri marina ve benimle ilgili yalan haberler üretiyor. Bunlar karşılık bulmuyordu. Şimdi farklı taktikler uygulanıyor. Beni gündeme getirmelerinin asıl nedeni de bizi buradan uzaklaştırmak. Bizi buradan uzaklaştırınca yapılacak olan da belli: Buraya mafya çökecek. Bugün eğer mafya buraya giremiyorsa bizim burada olmamızdandır” ifadelerini kullanmıştı.
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ise bugün Sedat Peker’in hakkındaki iddialarına karşın yaptığı açıklamada, Ağar’ın Yalıkavak Marina için kullandığı “Bugün eğer mafya buraya giremiyorsa bizim burada olmamızdandır” ifadesine tepki göstermiş; “İnşallah saygısız gazetecinin çarpıtmasıdır. Benim devletim Libya’ya ve Karabağ’a çökülmesine fırsat vermedi. Kıytırık bir marinaya mafya bozuntularının çökmesine fırsat vermez. Türkiye eski Türkiye değil” demişti.
Mehmet Ağar, Süleyman Soylu’dan özür diledi
Yalıkavak Marina için “Bugün eğer mafya buraya giremiyorsa bizim burada olmamızdandır” diyen eski İçişleri Bakanı Mehmet Ağar sözleri nedeniyle Emniyet teşkilatından ve İçişleri Bakanı Süleyman Soylu‘dan özür diledi. Ağar, “Bütün eleştirilere hak veriyorum. Olayın kızgınlığından dil sürçmesi söz konusu. Benim bu tabiri kullanmam fevkalade yanlıştır. Bütün meslektaşlarımı incittiğimi düşünüyorum, kalbi özür diliyorum” dedi.
Mehmet Ağar devamında, “Özellikle Sayın içişleri Bakanı gerçekten çok takdirle kendisini takip ediyorum. Gerek terörle mücadelede gerek organize suçlarla mücadelede gerekse teşkilata verdiği güven dolayısıyla fevkalade başarılı görev sürecini devam ettiriyor. Allah da uzun yıllar devam ettirsin. Devlet her konuda terör, organize suçlar konusunda olsun her yerde vaziyete hakim. Mutlak şekilde adalet ve hukukun tesisi yönünde son derece gayretli. O bir kızgınlıkla herhalde ağzımızdan çıkan bir söz oldu. Ertesi gün gazetede çıktıktan sonra rahatsız oldum. Saygı Beyi de aradım. Kendisine de buradan teşekkür ediyorum. Bir haber namusu, kalem namusu olan bir gazeteci. Bu konuyu da fevkalade uygun bir şekilde aktardı. Ama buradaki kusur benim. Dolayısıyla bütün meslektaşlarımdan özür diliyorum. Sayın Bakan’ın liderliğinde Emniyet Genel Müdürü’yle, en küçük polis memuruna kadar cansiperane bir mücadele sergiliyorlar. Bu emeği görmezden gelmek hele benim için asla söz konusu olamaz. Dolayısıyla insan işte ne kadar tecrübeli de olsa sinirle hata yapıyor. Hatamı kabul ediyorum” diye konuştu.