Fatih Altaylı: “Söke söke”yi halka sormaya var mısınız!

Fatih Altaylı, Kanal İstanbul projesinin Trakya ve İstanbul’da halka sorulması gerektiğini belirtti. Altaylı, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Yatırımcıları, bankaları tehdit ediyorlar; söke söke sizden bu paraları alırlar” açıklamasına atıfta bulunarak, “Söke söke’yi halka sormaya var mısınız!” diye sordu.

Fatih Altaylı

Altaylı, “Kanal İstanbul’un temeli atıldı zannetmeyin sakın. Atılan temel köprü temeli. Henüz kendisi olmayan, bırakın kendisini, uygulama projesi bile olmayan bir kanalın üzerinden geçecek bir köprünün temeli atıldı. Toplamda bu şekilde 6 köprü olacakmış olmayan kanalın üzerinden geçecek.Kanal inşaatı ihale edilmedi ama köprüler edilmiş.  İhalesi canlı yayınlanmadan. Köprüleri yapma ihalesini alan ise yabancı değil. Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nı, İstanbul’daki şehir hastanelerini, Atatürk Havalimanı’nın pistlerini kullanılmaz hale getirerek yapılan pandemi hastanesini ve daha pek çok şeyi yapma ihalesini alan firma, Rönesans İnşaat yapacak olmayan kanalın üzerindeki köprüleri.” ifadesini kullandı.

Fatih Altaylı yazısında şunları kaydetti:


“Aslına bakarsanız bu kanal işi, Türkiye’nin nasıl yönetildiğinin de şahane bir göstergesi. Daha yeni yapılan Kuzey Marmara Otoyolu bile Kanal öngörülerek yapılmamış belli ki. Geçen sene açılan yola şimdi kanal için köprü yapılacak. O kadar öngörülü yapılmış bir otoyol diyeyim siz gerisini anlayın. Üstüne üstlük köprü yapmaktansa hepi topu 20 metre derinlikte olacağı söylenen kanalın altından battı çıktılarla yol geçirmek daha ucuz ve kolay olmaz mı! Kanal gerçekten yapılacak mı bilmiyorum.

Nasıl yapılacak bilmiyorum. Kaça mal olacak bilmiyorum. Parasını kim verecek bilmiyorum. Özel sektöre yap işlet devret ile yaptırılacaksa geçiş garantisi ve yapımındaki krediler için Hazine garantisi verilecek mi bilmiyorum. Ve tabii niye yapılacak onu da bilmiyorum. Bilen olduğunu da zannetmiyorum. Boğazlardan geçen gemi sayısı iddia edilenin aksine artış değil, düşüş yaşarken son 10 yılda geçen gemi sayısında yüzde 20’lik düşüş yaşanırken gemi trafiğinin katlanarak artacağı söylemini de inandırıcı bulmuyorum.


Amaç Trakya’yı ortadan ikiyi bölmek mi yoksa toplumu bir kez daha ortadan ikiye bölmek mi emin olamıyorum

Boğazlardan geçen gemi sayısı azalırken, tonajın arttığını, bunun da giderek daha büyük gemilerin geçmesi anlamına geldiğini biliyorum ve bu büyük gemilerin sığ ve nispeten dar Kanal’dan geçmesinin mümkün olmadığını da görüyorum. Ve bana öyle geliyor ki, bu kanal sanki bir toplumsal fay hattı oluşturup, yeni bir gerilimle siyasi konsolidasyon amaçlı olarak yapılmak isteniyor.

Amaç Trakya’yı ortadan ikiyi bölmek mi yoksa toplumu bir kez daha ortadan ikiye bölmek mi emin olamıyorum. Ve galiba bana göre en doğrusu bu kanalın yapılıp yapılmayacağına halkın karar vermesi. İstanbul’da ve Trakya’da yaşayanların bu konuda son sözü söylemesi. Çünkü bu kanal en başta onların hayatını doğrudan etkileyecek. Kimi 1 kilometre ötedeki tarlasına gitmek için kilometrelerce yol yapıp paralı köprülerden geçmek zorunda kalacak, kimi ise bir adada yaşıyor olmaktan memnun olacak.

“Söke söke” ya da başka türlü bu parayı halk ödeyecek


Ama en iyi çözüm bunu Trakya’da ve İstanbul’da halka sormak. Bu kadar önemli bir proje “İnadına yapacağım” diye yapılmaz. “İstiyorsanız yaparız” diye yapılır. Çünkü sonuçta ihaleyi iktidar verecek ama yıllar boyunca ceremeyi millet çekecek. En yetkili kişinin dün söylediği gibi “Söke söke” ya da başka türlü bu parayı halk ödeyecek. Elinizdeki onca gazete, televizyon, para ve güce rağmen ceremeyi çekecek olana sormaya korkuyorsanız o başka tabii.”

Erdoğan’dan muhalefete ‘Kanal İstanbul’ tepkisi: Söke söke sizden bu parayı tahkim yoluyla alırlar


Editor
İndigo Dergisi Haber Merkezi | İndigo Dergisi, 18 yıldır yayın hayatında olan bağımsız bir medya kuruluşudur. İlkelerinden ödün vermeden tarafsız yayıncılık anlayışı ile çalışmaktadır. 2005 yılında kurulan İndigo Dergisi, indigodergisi.com web sitesi üzerinden tamamen dijital ortamda günlük yayın yapmaktadır. Aynı zamanda Türkiye’nin ilk internet haber dergisi olmakla birlikte, tüm yayın kadrosu ve okurlarıyla birlikte sürekli gelişmektedir. İndigo Dergisi’nin amacı; gidişatı ve tabuları sorgulayarak, kamuoyu oluşturarak farkındalık yaratmaktır. Vizyonu; okuyucularında sosyal sorumluluk bilinci geliştirerek toplumun olumlu yönde değişimine katkıda bulunmaktır. Temel değerleri; dürüst, sağduyulu, barışçıl ve sosyal sorumluluklarının bilincinde olmaktır. İndigo Dergisi, Türkiye’nin saygın İnternet yayınlarından biri olarak; iletişim özgürlüğünü halkın gerçekleri öğrenme hakkı olarak kabul etmekte; Basın Meslek İlkeleri ve Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’ne uymayı taahhüt eder. İlaveten İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ni benimsemekte ve yayın içeriğinde de bu bildiriyi göz önünde bulundurmaktadır. Buradan hareketle herkesin ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasi veya diğer herhangi bir milli veya içtimai menşe, servet, doğuş veya herhangi diğer bir fark gözetilmeksizin eşitliğine ve özgürlüğüne inanmaktadır. İndigo Dergisi, Türkiye Cumhuriyeti çıkarlarına ters düşen; milli haysiyetimizi ve değerlerimizi karalayan, küçümseyen ya da bunlara zarar verebilecek nitelikte hiçbir yazıya yer vermez. İlkelerinden ödün vermeyen şeffaf yayıncılık anlayışını desteklemektedir. Herhangi bir çıkar grubu, örgüt, ideoloji, politik veya dini; hiçbir oluşumun parçası değildir. Köşe yazarlarımızın yazdıkları fikirler, kendi özgür düşünceleridir; İndigo Dergisi yayın politikası dahilinde değerlendirilir ve yayın ilkeleri ile çelişmediği müddetçe, düşünce ve ifade özgürlüğünü teşvik ederek yayına alınır. İndigo Dergisi, sunduğu tüm bilgilerin doğruluğunu teyit ve kontrol eder; bu bilgilerin geçerliliğine son derece önem verir.