Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, elektrik ve doğalgaza yapılan zamlara ilişkin konuştu. Dönmez, zamların dışa bağımlılık nedeniyle gerçekleştiğini, “Türk ekonomisiyle ilgisi olmadığını” savundu.
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, Habertürk’te Kübra Par’ın moderatörlüğünü yaptığı Açık ve Net programına konuk oldu.
Kübra Par, Bakan Dönmez’e herkesin merak ettiği doğalgaz ve elektriğe yapılan zamların nedenini sordu.
“Enerjide dışa bağımlıyız” ifadeleriyle yanıt veren Bakan Dönmez, sözlerini şöyle sürdürdü: “Kendiniz üretmediğiniz sürece dış piyasalardaki fiyatlara maruz kalıyorsunuz, bu yüzden zam geliyor. Türk ekonomisiyle ilgisi yok. Zam yapılacak tarihler mevzuata göre planlanıyor.”
Elektrik zammıyla ilgili ise Bakan Dönmez, şu ifadeleri kullandı: “İçinde bulunduğumuz sezon çok kurak geçiyor. Kuraklıkla ne ilgisi var diyeceksiniz, barajlarda su miktarı azalınca hidrolik elektrik seviyemiz düşüyor. Hidrolikten elde ettiğimiz elektrik miktarı düşünce, bu açığı mecburen termik santrallerle kapatıyorsunuz. Termik santraller de doğalgaz gibi ithal.”
Dönmez, “Bizim doğalgazı zorunlu olarak yapmış olduğumuz bu fiyat artışları ithal ettiğimiz yurtdışı piyasalardaki artışından kaynaklanıyor. Tabii kurdaki değişiklikleri de üzerine koyduğunuzda yansıması bu şekilde oluyor” ifadelerini de kullandı.
Art arda zam gelmişti
Elektrik fiyatlarında 1 Temmuz’dan itibaren tüm abone gruplarına yüzde 15 zam yapılırken, doğalgaza da yüzde 12 zam gelmişti. Elektriğe ve doğalgaza yapılan son zamlar, vatandaşlar tarafından tepki toplamıştı.
“2023 gibi ilk üretime başlarız”
Öte yandan Karadeniz’de bulunduğunu söylenen 540 milyar metreküp doğalgazın kaç yıllık ihtiyacı giderir sorusunu yanıtlayan Dönmez, “Şu anda 540 milyar metreküplük bir rezervimiz var. Türkiye’nin ortalama 50 milyar metreküp civarında bir tüketimi var. 10 yılın üzerinde teorik olarak yetiyor. 10 yıl buradan gazı alacağız, 10 yıl dışarıdan almayacağız anlamında gelmiyor. Bunun günlük ve yıllık üretim miktarı var bu sahaların.
Bizim hesaplamalarımız 2023 gibi ilk üretime başlarız. Muhtemelen de 2027-2028’de plato dediğimiz maksimum seviyeye ulaşır. Sonrasında bu sahanın başlangıç üretimiyle nihai üretimi arasında 25-30 yıllık bir üretim planı hazırlığı yapıyoruz. O çerçevede baktığımızda bugünkü tüketim verilerini dikkate aldığımızda neredeyse yüzde 30-35 arasında gaz ihtiyacımız karşılamış olacağız. Türkiye şu anda enerji tüketiminin yüzde 1’ini üretebiliyor” yanıtı verdi.
Gazın çıkartılması için harcanan maliyetin çıkartılan gazın maliyetini karşılayıp karşılamayacağı sorusu üzerine şunları kaydetti:
“Yapılan tüm çalışmalar şu anda ithal ettiğimiz gaza göre buradan gazın çıkacak maliyetinin daha ucuz olacağını gösteriyor. Rakam bugünden vermek doğru değil. Çünkü günün sonunda yatırım miktarları netleşecek. Ayrıca gazın bir çıkartma işletme maliyetleri var. Bunları da koyacağız.
Burada işin ekonomisi neyi gerektiriyorsa o şekilde hareket edilecek. Ama tüm öngörüler, tüm çalışmalar bugün ithalat ettiğimiz gaza göre buranın çok daha ekonomik bir maliyet sunacağını gösteriyor. Derin denizde şüphesiz maliyetler, karadaki üretim maliyetlerine göre tüm dünyada olduğu gibi bizde de pahalı olacak. Ama bizim avantajımız şu; biz Türkiye’ye gazı nereden ithal ediyoruz?”