Ersan Erdura… Türk Pop Müziği’nde ‘Yerli Elvis’ olarak müzikseverlerin gönlünde taht kuran ünlü sanatçı, D.J. Can Hatipoğlu’nun ‘Çocuk Gözler’ remiksi ile yılbaşından beri gündemde…
Türk Pop Müziği’nde 70’lerde öne çıkan kuşağın içinde öyle müzisyenler vardır ki sanata yaklaşımı, özel yaşamı, yapıtları ve kişiliğiyle insanlara örnek gösterilebilecek kadar seçkindirler. Ersan Erdura, bu gruptaki sanatçılardan birisidir. Yılbaşında Can Hatipoğlu ile yaptığı çalışmayla genç müzikseverlerin en çok dinlediği sanatçılar arasına giren ‘Yerli Elvis’ ile, sanat yaşımına ilişkin kısa bir söyleşi yaptık. Kendisinin nazik ve alçakgönüllü tavrından olsa gerek benim için oldukça keyifli bir sohbet oldu; sizlerin de zevkle okuyacağınıza inanıyorum.
Müziğe kaç yaşında başladınız? Neden müzisyen olmayı seçtiniz?
Ersan Erdura: 1963 yılında başladım. Çok sevdiğim için müzisyen olmayı seçtim.
Boğaziçi Orkestrası ile ‘En İyi Orkestra Ödülü’ aldıktan sonra kariyerinize neden solo olarak devam etme kararı aldınız?
Ersan Erdura: Boğaziçi Orkestrasından sonra bir çok orkestrada solist olarak görev aldım. 1967 yılında ‘Altın Ses Kralı’ ünvanını aldıktan sonra solo olarak çalışmalarıma devam ettim.
1967 yılında Hafta Sonu gazetesinin Altın Ses Yarışması’nı kazandığınızda neler hissettiniz? O gün, bugün bulunduğunuz yere gelebileceğinize inanıyor muydunuz?
Ersan Erdura: Çok mutlu oldum ve hakedilmiş bir ödül olduğuna inanıyorum. Hayatım boyunca önceden hiç birşeyin hesabını yapmadım. Bütün başarıların çok çalışmanın ürünü olduğunu düşünüyorum.
Altın Ses Yarışması’ndan sonra, 1967-1976 yılları arasında, üç 45’lik piyasaya çıkardınız ve orkestra şarkıcısı olarak kariyerinizi sürdürdünüz. 1977 yılında ‘Çocuk Gözler’ parçasıyla büyük bir patlama yaptınız ve ‘Yılın Erkek Sesi’ dalında ‘Altın Kelebek Ödülü’ kazandınız. Bu parçanın hazırlık çalışmalarını anlatabilir misiniz?
Ersan Erdura: Menejerim Orhan Şevki bu parçanın bana başarı kazandıracağını düşünüyordu.Parçayı bana sunduklarında ben de bu görüşe katıldım ve yıllarca sevilen bu şarkıyla anılmak Türkiye çapında tanınmamı sağladı.
Türk Hafif Batı Müziğinde ortak çalışmaların yaygınlaştığı dönemde, Özdemir Kaptan ve Selmi Andak ile çok sayıda ortak çalışmalar yaptınız. Sizi birbirinize yaklaştıran neydi?
Ersan Erdura: Aynı duygularla müziğe yaklaşmamız ve kaliteyi ön planda tutmamız birlikte çalışmamızı sağlamıştır. Bu ekip çalışmasından çok güzel şarkılar ortaya çıkmıştır.
1980’lerin başında arabesk patladığında siz kendi tarzınızı sürdürdünüz. Bu durum kariyerinizde herhangi bir zorluk yaşamanıza neden oldu mu?
Ersan Erdura: Zor bir dönemdi. Ama ideallerim ve değerlerim benim için çok önemlidir. Sevmediğim hiç bir işe imza atmadım. Her zaman seçeneklerin olduğuna inanırım. Böylece istediğim müziği yapmama olanak veren yerlerde çalıştım.
‘Ve Ben Yalnız’ albümünü çıkardınız. Bu albümleri hazırlarken özenle üzerinde durduğunuz noktalar nelerdi? Bu albümlerin o yılların en iyi çalışmaları arasında anılmasını neye bağlıyorsunuz?
Ersan Erdura: Ve Ben Yalnız albümü yapısı itibariyle özeldir. Şöyle ki, bir yüzü Theodorakis şarkılarının bire bir Türkçeye çevrilmiş sözleriyle yapılan parçalardan oluşur, bir yüzü de Selmi Andak’ın özgün bestelerini içerir. Bu özellikleriyle Türkiye’de ilk defa yapılan bir çalışmadır.
Birçok yabancı şarkı seslendirdiniz. Bu şarkıları seçerken ölçütleriniz nelerdi?
Ersan Erdura: Seçtiğim şarkıların melodi yapısı, ritmi ve beni etkilemesi önemlidir.
Hakan Eren’in çıkardığı En İyileriyle Ersan Erdura CD’sinde 80’li yıllarda kayda alınmış ama yayınlanmamış çok iyi parçalar gördük. Neden o dönemde bu parçaları bir albümde toplayıp çıkarmamıştınız?
Ersan Erdura: 80’li yıllarda ön plana çıkan arabesk şarkılarına öncelik tanınması yüzünden plak şirketleriyle anlaşma sağlanamadığı için, şarkılarımı doğru şekilde hayranlarıma sunacak olan plak şirketini bekledim. Hakan Eren’in plak şirketi olan Ossi Müzik bu şarkılarımı sizlerle buluşturdu.
Türk Pop Müziğinin 90’lı yıllarda yaptığı patlamaya ‘Çivi Gibi Çak’ albümü ile katkıda bulunmuştunuz. Pop müziğin o dönemki gösterişli çıkışını neye bağlıyorsunuz?
Ersan Erdura: 80’li yılların devamı olarak görüyorum. Bu çıkış müzik dinleyicilerinin tercihiydi.
Uzun bir süre sessiz kaldıktan sonra 2017 yılında ‘Ne Çok Sevmişim Seni’ teklisi, 2019 yılında ‘Aşk Şarkıları’ maxi-single’si, 2020 yılında ‘You Are My Destiny’ teklisini yapıtınız. Sizi yeniden üretmeye yönelten nedenleri öğrenebilir miyiz?
Ersan Erdura: Müzikten hiç kopmadım. Bestelerime devam ettim, konserlerimde hayranlarımla buluştum. Hep yaratım halindeyim aslında.
Yıl başında ‘Çocuk Gözler’ parçasının Can Hatipoğlu tarafından yapılan remix’i internette sürekli görüntüleniyor ve beğeniler alıyor. Bu remix kimin fikriydi? Siz, bu çalışmaya katkıda bulundunuz mu? Üzerinden kırk yıldan fazla geçse de parçanın yeni kuşaklar tarafından beğenilmesinin sırrı nedir?
Ersan Erdura: Remix, sevgili Hakan Eren’in fikriydi. Stüdyoya girerek canlı olarak tekrar söyledim. Kalıcı olmasını melodi yapısına, sözlerine ve kendi yorumuma bağlıyorum.
“Dünyadaki değersizleştirme ve sevgi eksikliği, müziğe de yansıdı”
Dünyada ve Türkiye’de günümüzün pop müziğini nasıl buluyorsunuz? Son yirmi yıldır pop müzik melodik değil, popüler batı müziği tükenmiş olabilir mi?
Ersan Erdura: Dünyada ve Türkiye’de son yıllarda yapılan pop müzik çalışmalarının kalitesinin düştüğünü gözlemliyorum. Dünyadaki değersizleştirmenin ve sevgi eksikliğinin müziğe de yansıdığını düşünüyorum.
Bugünkü müzik dünyasını gençliğinizdeki müzik dünyasıyla karşılaştırdığınızda ne gibi farklar dikkatinizi çekiyor? Bugünün genç müzisyenlerini sizin kuşağınızdan daha şanslı kılan gelişmeler oldu mu?
Ersan Erdura: Teknolojinin gelişmesiyle ritimsel yapı ağırlık kazanmış durumda. Bizim yıllarımızda canlı performans önem kazanırdı. Duygusal parçalar ön plana çıkardı. Etkileyici bir yapıya sahip olan şarkılarla yoğrulurduk. İnsan ne dinlerse ona dönüşüyor zaman içinde. Bu yüzden bizlerin şanslı olduğunu düşünüyorum. Sevgi daima kalıcıdır.
Gençlere müzisyen olmalarını önerir misiniz?
Ersan Erdura: Seviyorlarsa ve başarılı olacaklarına inanıyorlarsa yola çıksınlar. Zor olduğunu da akıllarından çıkarmasınlar.
İndigo Dergisi okuyucularına son olarak ne söylemek istersiniz?
Ersan Erdura: İyi müzik dinleyicileri olmalarını isterim. Böylece pop müziğinin daha kaliteli seviyeye gelmesine yardımcı olacaklardır. Sevgiyle kalın.
Konuk olduğunuz için teşekkür ederiz.
***
Sizlere, sanat yolunda elli yıl boyunca kararlılıkla yürüyerek yazılmış olan bir başarı öyküsünden kısa bir demet sunduk. İstanbul Belediyesi’nin, yaklaşık üç yıl önce, Ersan Erdura’nın adını çok amaçlı bir salona verip Türk halkı adına müziğimize verdiği hizmetler için teşekkür ettiğini anıtsatmak isterim. Ünlü sanatçının müzik yaşamı, müzisyen olmayı hedefleyen gençler için dikkat çekici bir örnektir bence. Hepinize müzik dolu günler dilerim.
Covid-19 vakalarının yeniden ciddi oranda artış gösterdiğini medyadan izlemekteyiz. Temizlik-maske-mesafe önlemine gevşemeden uyalım, tıp dünyasının çözüm önerilerine kulak verelim. Bu sayede sağlıklı kalabiliriz.