Hazır giyimde yüzde 20, beyaz eşya ve elektronikte yüzde 15-20, mutfak ürünlerinde yüzde 30-50 zam hazırlığı var. Sektör temsilcileri, maliyet artışının tüketici fiyatlarına yansımadan yönetilebilmesinin mümkün görünmediğini söylüyor.
Üretici fiyatları (ÜFE) ile tüketici fiyatları (TÜFE) arasındaki farkın 25.36 ile tarihin en yüksek seviyesine çıkması yeni bir zam dalgasını gündeme getirdi. Gıdadan beyaz eşyaya, hazır giyimden mobilyaya kadar birçok sektör, eylül ile birlikte fiyatlarda yüzde 15 ile yüzde 40 arasında artış olacağını belirtti.
Dünya gazetesinden Yener Karadeniz‘in haberine göre sektör temsilcilerinin yorumları şöyle:
‘Hazır giyimde yeni sezon en az yüzde 20 zam ile açılacak’
Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Konfeksiyon ve Hazırgiyim Sanayi Meclis Başkanı Şeref Fayat, sonbahar – kış sezonunda yüzde 15-20 bandında bir fiyat artışı beklediklerini kaydetti. Fayat, “ÜFE ve TÜFE arasındaki fark çok yüksek. Öyle bir marj yok. Hammaddenin hem döviz bazında artması hem de dövizin artması bunun yansıtılmasını kaçınılmaz kılıyor. Yeni sezon ürünlerinde minimum yüzde 15-20 arasında fiyat artışı yapılmazsa şirketlerin iç piyasaya verdiği ürünlerden para kazanması mümkün değil” açıklamasında bulundu.
50 bin satış noktası ve 320 milyar TL’lik ciroyu temsil eden Zincir Mağazalar Derneği’nin (ZMD) Başkanı Serhan Tınastepe de fiyat artışının taleple doğru orantılı olduğunu belirterek, “Fiyat artışı güçlü bir talep ile gerçekleşecek bir durum. Şu an herkes karlılıklarından fedakarlıkta bulunuyor. Yaz ürünlerine fiyatlar yansıtıldı. Eylül gibi başlayacak yeni sezonda da yüzde 2035 arasında bir fiyat artışı öngörüyoruz” dedi.
‘Beyaz eşya ve teknolojide yüzde 15-20 bekleniyor’
Türk Elektronik Sanayicileri Derneği (TESİD) Başkanı Yaman Tunaoğlu, sektörde hammaddenin önemli bir bileşen olduğunu ve bunun da önemli bir kısmının yurtdışından geldiği için dövizdeki artıştan da önemli oranda etkilendiğini anlattı.
Tunaoğlu, “Beyaz eşyada bir talep artışı var. ÜFE ile TÜFE arasındaki artış da çok açıldı. Fark bu kadar açılınca hem elektronik hem de beyaz eşyada fiyatlara yansımaması düşünülemez. Arada büyük bir fark var. Hiçbir tüketici zararına iş yapmak istemez. Bu yıl içinde son çeyrekte yüzde 15-20 bandından bir fiyat artışı olacağını tahmin ediyoruz” dedi.
‘Mobilyacılar kârdan feragat yolunda’
Mobilya Sanayi İş Adamları Derneği Başkanı Nuri Gürcan, 2020’nin son çeyreğinden bu yana hammaddeye ulaşmakta zorluk yaşadıklarını söyledi.
Sunta ve MDF gibi birçok hammaddenin karaborsaya düştüğünü aktaran Gürcan, “Bizler şu anda kârsız çalışarak işlerimizi sürdürülebilir kılmanın peşindeyiz ama sektörün dayanacak gücü kalmadı. Artan maliyet artışlarının önüne geçmek gerekiyor” dedi.
MODOKO Başkanı Koray Çalışkan da, “Hammadde fiyatları yüzde 40 artmış ama biz yıllık bazda yüzde 20 fiyatları artırmışız. Hem bizim hem de tüketicinin ciddi kaybı var. Sunta, MDF üreticileri her ay yüzde 10-15 zam yapıyor. Biz bunun yarısını bile yansıtamıyoruz. Firmalar teker teker kapanmaya başlıyor, stoğu olan firmalar kampanyalarla dönmeye çalışıyor” diyerek fiyat artışı yerine kardan feragat edecekleri mesajını verdi.
‘Mutfak ürünlerinde yüzde 50’yi bulacak’
Züccaciyeciler Derneği Başkanı Mesut Öksüz, çelik ve plastik fiyatlarındaki artışın maliyetleri önemli oranda arttığını belirterek, “Mutfak gereçlerinde pandemi döneminde hammadde fiyatlarına bağlı olarak yüzde 50’nin üzerinde artış oldu. Şimdi bir zam dalgası daha yaşanacak. Tüm mutfak ürünlerinde yüzde 30-50 perakendecileri zam bekliyoruz” dedi.
‘ÜFE baskısı yönetilir durumda değil’
Gıda perakendecileri Derneği Başkanı Galip Aykaç, ÜFE’deki artışın sebeplerini dünyadaki gıda hammadde fiyatlarının yüksek seyretmesi, iklim değişikliğinin tarımı olumsuz yönde etkilemesi, ambalaj hammaddelerindeki yükseliş, lojistik fiyatları ve yüksek faiz ve döviz kuru olarak sıraladı.
Aykaç, “Organize perakendecilerin yüksek rekabet şartları da dikkate alındığında enflasyonun yükselmesine değil aksine düşürücü rolünün olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim. Buradan açıklanan ÜFE ile TÜFE arasındaki fark söylediklerimi teyit ediyor. Aradaki farkın kapanma zamanı açısından bir tahminde bulunmak çok zor” dedi.
‘Maliyet artışının tüketici fiyatlarına yansımadan yönetilebilmesi mümkün görünmüyor’
Türkiye Gıda ve İçecek Sanayii Dernekleri Federasyonu (TGDF) Genel Sekreteri İlknur Menlik de “Üretici fiyatlarında çok daha büyük bir artış söz konusu. Aradaki bu farkın büyük olması, üreticileri ve sektörü hem zorda bırakıyor hem endişelendiriyor. Temel ihtiyaca yönelik bir üretim yapması sebebiyle gıda sektörü girdi maliyeti artışlarını tüketiciye yansıtma konusunda her zaman direniyor, maliyetleri yönetmek için çalışıyor. Ancak mevcut durumdaki gibi büyük bir maliyet artışının tüketici fiyatlarına yansımadan yönetilebilmesi mümkün görünmüyor” diye konuştu.
‘Yetersiz talep hemen yansımasını engeller’
Trakya Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Sadi Uzunoğlu, üretici fiyatları endeksindeki artışın, yeterince talep oluşmaması ve piyasalardaki aksaklıklar dolayısıyla 3 aydan daha uzun bir zamandan sonra tüketici fiyatlarına yansıyabileceğini, bu sürenin, etkisi azalarak 9 aya kadar uzayabileceğini söyledi.
Uzunoğlu, “Yetersiz talep, ÜFE’nin TÜFE’ye hemen yansımasını engeller, özellikle tarımda üretici çok, büyük alıcı ise sınırlı sayıda. Bu durum da, üreticinin maliyetini fiyatına yansıtmasını engelleyen unsurdur. Ama 3-6 aylık periyoda da yayılsa, 9-12 aylık bir süreye de yayılsa sonuçta üretici fiyatının tüketiciye yansıması kaçınılmazdır” dedi.