Fatih Altaylı: İstanbul’dayım demeye bin şahit bile yetmezdi, gözlerime inanamadım; burası bizim İstanbulumuz mu?

Fatih Altaylı: Dün Kızıltoprak’tan Kartal’a kadar uzanan sahil yolunu kullandım. Yemin ediyorum Türkiye’deyim, İstanbul’dayım demeye bin şahit bile yetmezdi. Gözlerime inanamadım. ‘Burası bizim İstanbulumuz mu?’ dedim.

Fatih altaylı

Habertürk gazetesi yazarı Fatih Altaylı, ‘En son Latin istilasında görmüştü‘ başlığıyla yayımlanan yazısında kontrolsüz göçmen akınının toplum üzerindeki etkisinin giderek arttığını söyledi.

“Bir yandan Van’dan gelen Afgan göçmen görüntülerini konuşurken, diğer yandan İstanbul’daki felaketi gözlerimizle izliyoruz” diyen Altaylı, şöyle devam etti:


“Dün İstanbul’un Anadolu yakasında bir arkadaşıma gitmem gerekiyordu. Ve Kızıltoprak’tan Kartal’a kadar uzanan sahil yolunu kullandım. Yemin ediyorum Türkiye’deyim, İstanbul’dayım demeye bin şahit bile yetmezdi.

Kartal göcmenler

Gözlerime inanamadım. ‘Burası bizim İstanbulumuz mu?’ dedim. Gözünüzle siz de görün diye fotoğraflar paylaşıyorum sizinle. Gördüğünüz yer Lazkiye değil, İstanbul Kadıköy. Bunlar yine iyi görüntüler.

Başka yerlerde bir felaketin eli kulağında. İki günde iki taciz iddiası ve göçmenlere yönelik linç girişimi oldu. Resmi görüşü olarak göçmenleri savunan Murat Bardakçı dostuma sormak isterim. Osmanlı zamanında böyle bir şey mümkün müydü? Fatih Sultan Mehmet’ten başlayarak özellikle İstanbul için Devlet-i Aliyye’nin bir iskan politikası var mıydı?

2 milyon Suriyeli, hadi 2 milyonu geçtim 500 bin Suriyeli Osmanlı vatandaşı canları çekince kalkıp İstanbul’a gelip yerleşebilir miydi? Hele ki İmparatorluğun güçlü zamanlarında böyle bir şey mümkün müydü!

‘İmparatorluğun mirasına sahip çıkmak zaten bizim olan Ayasofya’yı ibadete açmakla olmuyor’


İstanbul’u bitiren, perişan eden 13. Yüzyıl’daki Latin istilasından sonra İstanbul’un böyle kontrolsüz bir istila gördüğünü hiç zannetmiyorum. Ve emin olun İstanbul’a ve imparatorluğun mirasına sahip çıkmak zaten bizim olan Ayasofya’yı ibadete açmakla olmuyor. Onların emaneti olan kentleri korumakla oluyor.”

Erdoğan: Göçmenleri koruması altına alan Türkiye herhalde zayıf bir ülke değil


Editor
Haber Merkezi ▪ İndigo Dergisi, 18 yıldır yayın hayatında olan bağımsız bir medya kuruluşudur. İlkelerinden ödün vermeden tarafsız yayıncılık anlayışı ile çalışmaktadır. Amacı; gidişatı ve tabuları sorgulayarak, kamuoyu oluşturarak farkındalık yaratmaktır. Vizyonu; okuyucularında sosyal sorumluluk bilinci geliştirerek toplumun olumlu yönde değişimine katkıda bulunmaktır. Temel değerleri; dürüst, sağduyulu, barışçıl ve sosyal sorumluluklarının bilincinde olmaktır. İndigo Dergisi, Türkiye’nin saygın İnternet yayınlarından biri olarak; iletişim özgürlüğünü halkın gerçekleri öğrenme hakkı olarak kabul etmekte; Basın Meslek İlkeleri ve Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’ne uymayı taahhüt eder. İlaveten İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ni benimsemekte ve yayın içeriğinde de bu bildiriyi göz önünde bulundurmaktadır. Buradan hareketle herkesin ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasi veya diğer herhangi bir milli veya içtimai menşe, servet, doğuş veya herhangi diğer bir fark gözetilmeksizin eşitliğine ve özgürlüğüne inanmaktadır. İndigo Dergisi, Türkiye Cumhuriyeti çıkarlarına ters düşen; milli haysiyetimizi ve değerlerimizi karalayan, küçümseyen ya da bunlara zarar verebilecek nitelikte hiçbir yazıya yer vermez. İndigo Dergisi herhangi bir çıkar grubu, örgüt, ideoloji, politik hiçbir oluşumun parçası değildir.