Karma rejim olarak ilan edilen Türkiye demokrasi sıralamasında 104. sırada!

The Economist dergisinin 167 ülke arasında yaptığı araştırmaya göre Türkiye demokrasi sıralamasında 104. sırada yer aldı ve ‘karma rejim’ olarak tanımlandı.

erdoğan rejimi

AKP iktidarı Türkiye’yi 20 yıl geriye götürdü!

Türkiye iddia ediyorum ki, 20 yıl öncesinde dahi değil! Hukukun üstünlüğünün kalmadığı, insan haklarına değer verilmediği, demokrasinin gün geçtikçe sağından solundan törpülendiği bir süreci, daha katı bir şekilde yaşıyoruz!..


Türkiye adına, Türk Milleti adına üzülmemek elde değil! Cumhuriyet Türkiye’sinden sonraki süreçte, tüm kurumları ile bu kadar hasar gördüğü, bu kadar zarar verildiği böyle bir dönem olmamıştır! Acınacak bir duruma geldi ülke!..

The Economist’in, Economist Intelligence Unit araştırma bölümünün 167 ülke arasında yaptığı araştırmaya göre demokrasi sıralamasında Türkiye 104. sırada ve Türkiye’yi ‘karma rejim’ olarak tanımlamıştır.

Karma rejim şöyle ifade ediliyor: Düzenli seçim sahtekarlıkları olan ve adil ve özgür demokrasi olmalarını engelleyen uluslardır. Bu uluslar genellikle siyasi muhalefet, bağımsız olmayan yargılar, yaygın yolsuzluk, medyaya uygulanan taciz ve baskı, güçsüz hukukun üstünlüğü ve az gelişmiş siyasi kültür alanlarındaki kusurlu demokrasilere göre daha belirgin hatalar uygulayan hükumetlere sahiptir.

Bu rapora göre Türkiye ‘kusurlu demokrasi’ye dahi sahip değildir. ‘Tam demokrasi’ olan ilk üç ülke sırasıyla; Norveç, İzlanda, İsveç. Yine bu rapora göre son sırada olan ülke ise ‘otoriter rejim’ tanımlamasıyla Kuzey Kore

Bu rapor demokrasiyi; seçim süreci ve çoğulculuk, sivil özgürlükler, devlet fonksiyonları, politik katılım ve politik kültürle değerlendirmeye alıyor.

Maalesef, demokrasi bir trene benzetilirse sonuç bu oluyor! ‘Karma rejim’ tanımlamasıyla Türkiye’nin yargısının da bağımsız olmadığını, hukukun üstünlüğünün kalmadığını söylüyor araştırma…

Türkiye’de yargı bağımsız mıdır ? Mutlak hayır! Demokrasinin, hukukun üstünlüğünü benimsemiş bir ülkede Adalet Bakanı, Hakimler ve Savcılar Kurulu’na (HSK) başkanlık yapmaz, yapamaz!

Bir hakim, bir siyasinin önünde cüppesini iliklemez, bağlamaz, kapatmaz; ayağa asla kalkmaz!


Bir yargıç, kızının literatüre aykırı bir şekilde yükselebilmesi için çay toplama seanslarına katılmaz!

Bir demokrasi ülkesinde hukuk katledilmez!

Ne yazık ki, Türkiye AKP iktidarında görmediği, göremeyeceği şeyleri gördü, yaşadı. Düşünün ki, geçtiğimiz aylarda İçişleri Bakanı, adalet sistemine “Aileme küfür ediliyor ve adam serbest kalıyor” diyerek veryansın etti.

Bu ülke topraklarında gazeteci, Adalet Sarayı önünde kurşunlanabiliyor; siyasetçi, birçok kişi tarafından dövülebiliyor! Sonra da bu kişiler, yargı tarafından önce gözaltına alınıyor ve sonra serbest kalıyor!

Demokrasiyi benimsemiş bir ülkede Merkez Bankası başkanının görev süresi bellidir ama Türkiye’de ‘laf dinlemedi’ diye görevden alınabiliyor!

TÜİK tarihinde olmayan bir şey yaparak rakamlarla oynayabiliyor!

20 yıl öncesinde bile değiliz!

yazar kasa ecevit

Bunları sıralayınca insanın aklına yıllar öncesi geliyor… Bugün mümkün müdür bir esnafın, yazarkasa fırlatması?!

İşte yıllar önce demokrasiyi, hukuku benimsemiş naif bir lider çıktı ve bu kavramların ne olduğunu gösterdi. O da ‘Kıbrıs fatihi’ Sayın Bülent Ecevit‘ti.


Bu yüzden şu an gelinen noktada maalesef, belki de 20 yıl öncesinde bile değiliz!..

Seçim anketi: Kararsız ve protesto seçmenin yüzde 30’u AKP kaynaklı


Erdal Kişioğlu
Kişioğlu, zıt düşüncelere sahip kişilerle tartışmayı seven ve her olaya bilimsel olarak yaklaşıp, olaylara septik yaklaşmaktan kaçınmayan biridir. Olayları derinlemesine incelemeyi ve yanlışın ortaya çıkarılıp doğruya nasıl ulaşılacağı konusunda fikir üretilip bunun üzerinden felsefe yapılmasını arzulayan biridir. Etik, ahlaki ve hukuki sınırları aşmadan herkesin, her ortamda eleştirilmesi taraftarıdır. Dogmatik düşüncelerden uzak; sormayı, sorgulamayı kendisine görev edinmiş ve bunun çabası içerisindedir… Her türlü bilgi alışverişine açık; farklı görüşlerin çarpıştıkça büyüyebileceğine ve kolektif düşünsel ürünlerin ikamesinin de olabileceğine inanmakta; halk için, halk yararına olan her şeyin de yanındadır…