Köylü kadınlar, Erdoğan’ı Akşener’e şikayet etti: Bize çay, dondurma attı!

Vatandaştan çay fırlatan Erdoğan’a tepki: Bize çay attı, dondurma attı. Bizim çaya, dondurmaya ihtiyacımız yok. Benim bir oğlum yangından kaçarken kaza yaptı, düştü. O halde çalışmaya gidiyor, ekmek davası, ekmek.

Köylü kadınlar

Video aşağıda – Muğla’nın Bodrum ilçesindeki orman köylerini ziyaret eden İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener ardından Milas’ın Gökbel köyünü ziyaret etti. Zeytin ve çam ağaçlarını yanan köylüler Akşener’i topladıkları kır çiçekleri ve gözyaşları ile karşıladı.

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’e dert yanan Milas’ın Gökbel Köyü’nde yaşayan kadınlar “(Erdoğan) Gezdi, çay attı, dondurma attı… Bizim çaya, dondurmaya ihtiyacımız yok. Bir kilo makarna, bir kilo pirince ihtiyacımız yok. Benim oğlum yara bere içinde çalışmaya gidiyor, ekmek davası. Ama gelip o çıkıyor, ‘şak şak, şuk şuk…’ (Buna) ihtiyacımız yok… Bize ekmek teknesi lazım, bize geçim lazım” dediler.


Ormanlarının yeşillenmesini istediklerini dile getiren köylü kadınlar, yangının ardından yaşadıkları sorunları gözyaşları içinde şu sözlerle dile getirdiler:

“BİR TANE UÇAK DA MI GELEMEZDİ?”

“İçimiz kan ağlıyor. Arazilerimiz yandı, zeytinlerimiz yandı. Bizim tüm geçimimiz zeytinlerdendi. Ne yapacağımızı düşünüyoruz. Biz nereden geçim sağlayacağız? Devletimizin arkamızda durmasını istiyoruz. Niçin (yangınlara) müdahale olmadı? Bir tane uçak da mı gelemezdi? Ciğerimiz yandı. Uyku uymadık kaç zamandır… Daha hala kendimize gelemedik. Niye böyle yapıyorlar, çok üzgünüz…


“NASIL GEÇİM SAĞLAYACAĞIMIZI BİLMİYORUZ”

Üzerimizdeki şoku atamadık. Nasıl geçim sağlayacağımızı bilemiyoruz. Mağdur durumdayız. Kendimizi (yangından) zor kurtardık. Annemiz vardı yaşlı, gidemedik. (Alevler) Yanı başımıza aniden geldi, kaçamadık. 93 yaşındaki annem ağlıyordu, ‘Siz kaçacaksınız, biz yanacağız’ diye. Daha hala ağlıyor; ‘hem ormanımız yandı’ diyor, hem de ‘evim yandı’ diyor.

“ÇAYA, DONDURMAYA İHTİYACIMIZ YOK”

(Erdoğan) Gezdi, çay attı, dondurma attı… Bizim çaya, dondurmaya ihtiyacımız yok. Benim bir oğlum yangından kaçarken kaza yaptı, düştü. O halde çalışmaya gidiyor, ekmek davası… Bir gün değil, 15 sene peşimizde (arkamızda) durun. Bir kilo makarna, bir kilo pirince ihtiyacımız yok. Geçimliğimiz gitti bizim. Ormanımız, ekmek teknemiz gitti. Yukarılara gidin bakın, çok kötü durumda. Zeytinlerimiz gitti. Benim oğlum yara bere içinde çalışmaya gidiyor, ekmek davası. Ama gelip o çıkıyor, ‘şak şak, şuk şuk…’ (Buna) ihtiyacımız yok… Bize ekmek teknesi lazım, bize geçim lazım. Anlayın halimizi, derdimizi. Ben buraya propaganda yapmaya gelmedim, halimi anlatmaya geldim.”

“İKTİDAR BECERİKSİZLİĞİNİ SERGİLEDİ”

Kadınların verdiği kır çiçeklerini uzun süre koklayan Akşener “İktidar birçok felakette olduğu gibi Muğla orman yangınlarında da beceriksizliğini sergiledi ve hala sergilemeye devam ediyor. Burada sizlerin sorunları dertlerini dinledikten sonra en kısa zamanda mecliste gündeme getireceğim, bundan kimsenin şüphesi olmasın. Ben buraya siyaset yapmaya gelmedim. Dertlerinizi dinlemeye ve çözüm üretmeye geldim. Çünkü vatandaşımız ülkenin her yerinde seçim değil geçim derdinde, bu nedeni burada siyasi konuşma yapmıyorum. Devletin bir an önce buraya gelip yaraları sarması, köylüye yeni geçim kaynaklarını içeren yardımları yapması gerekir” diye konuştu.


Akşener daha sonra Gökbel köyünden ayrılarak Çökertme Köyü’ne geldi, halkın dertlerini dinlemeye devam etti.

Erdoğan: Taliban’ın yaptığı itidalli ve ılımlı açıklamaları memnuniyetle karşılıyoruz


Editor
İndigo Dergisi Haber Merkezi | İndigo Dergisi, 18 yıldır yayın hayatında olan bağımsız bir medya kuruluşudur. İlkelerinden ödün vermeden tarafsız yayıncılık anlayışı ile çalışmaktadır. 2005 yılında kurulan İndigo Dergisi, indigodergisi.com web sitesi üzerinden tamamen dijital ortamda günlük yayın yapmaktadır. Aynı zamanda Türkiye’nin ilk internet haber dergisi olmakla birlikte, tüm yayın kadrosu ve okurlarıyla birlikte sürekli gelişmektedir. İndigo Dergisi’nin amacı; gidişatı ve tabuları sorgulayarak, kamuoyu oluşturarak farkındalık yaratmaktır. Vizyonu; okuyucularında sosyal sorumluluk bilinci geliştirerek toplumun olumlu yönde değişimine katkıda bulunmaktır. Temel değerleri; dürüst, sağduyulu, barışçıl ve sosyal sorumluluklarının bilincinde olmaktır. İndigo Dergisi, Türkiye’nin saygın İnternet yayınlarından biri olarak; iletişim özgürlüğünü halkın gerçekleri öğrenme hakkı olarak kabul etmekte; Basın Meslek İlkeleri ve Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’ne uymayı taahhüt eder. İlaveten İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ni benimsemekte ve yayın içeriğinde de bu bildiriyi göz önünde bulundurmaktadır. Buradan hareketle herkesin ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasi veya diğer herhangi bir milli veya içtimai menşe, servet, doğuş veya herhangi diğer bir fark gözetilmeksizin eşitliğine ve özgürlüğüne inanmaktadır. İndigo Dergisi, Türkiye Cumhuriyeti çıkarlarına ters düşen; milli haysiyetimizi ve değerlerimizi karalayan, küçümseyen ya da bunlara zarar verebilecek nitelikte hiçbir yazıya yer vermez. İlkelerinden ödün vermeyen şeffaf yayıncılık anlayışını desteklemektedir. Herhangi bir çıkar grubu, örgüt, ideoloji, politik veya dini; hiçbir oluşumun parçası değildir. Köşe yazarlarımızın yazdıkları fikirler, kendi özgür düşünceleridir; İndigo Dergisi yayın politikası dahilinde değerlendirilir ve yayın ilkeleri ile çelişmediği müddetçe, düşünce ve ifade özgürlüğünü teşvik ederek yayına alınır. İndigo Dergisi, sunduğu tüm bilgilerin doğruluğunu teyit ve kontrol eder; bu bilgilerin geçerliliğine son derece önem verir.