Türk Ceza Kanunu’nun 257. maddesinde düzenlenen görevi kötüye kullanma suçu ile kanunda ayrıca suç olarak tanımlanan haller dışında, “görevinin gereklerine aykırı hareket etmek suretiyle” ve “görevinin gereklerini yapmakta ihmal veya gecikme göstererek” kişilerin mağduriyetine veya kamunun zararına neden olan ya da kişilere haksız bir menfaat sağlayan kamu görevlisi cezalandırılmaktadır.
Deşifre serisi: Kamuda haksız menfaat yoluyla dolandırıcılık
Kamu kurum ve kuruluşları zararına dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için fiilin kamu kurum ve kuruluşlarının mal varlığına zarar vermek maksadıyla işlenmesi gerekir. Yani suçun manevi unsurunu zarar kastı oluşturacaktır.
Zarar vermek, kamu kurumundan hakkı olmayan bir parayı almak ya da bir borcu geri vermemek şeklinde olabilir. Bu şekildeki nitelikli dolandırıcılık suçu mağduru kamu kurum ve kuruluşunun tüzel kişiliğidir.
Kendisini bir kamu görevlisi olarak tanıtarak dolandırıcılık yapan kişiler hakkındaki cezai yaptırımlar nelerdir? Bir kamu görevlisinin görevini kötüye kullandığı hallerde bu davranışa maruz kalan kişilerin rıza göstermeleri, hukuka uygunluk nedeni sayılır mı? Deşifre, dolandırıcılık türleri röportaj serisinin kamuda haksız menfaat yoluyla dolandırıcılık konusu hakkındaki pek çok soruyu Av. Zehra Selin Aksu’ya sorduk. Verdiği bilgiler için teşşekür ederiz.
Dolandırıcılık suçu nedir?
Dolandırıcılık suçu TCK madde 157 ve 158’de düzenlenmiştir. Buna göre, dolandırıcılık suçu, failin hileli davranışlarla bir kimseyi aldatması, mağdurun veya başkasının zararına olarak kendisine veya başkasına yarar sağlamasıyla oluşur. Yani, dolandırıcılık suçunun meydana gelmesi için haksız bir çıkar sağlanması gerekir.
Dolandırıcılık çeşitleri nelerdir?
Dolandırıcılık suçu farklı şekillerde işlenebilen bir suçtur. Dolandırıcılık suçunun kamu kurum ve kuruluşlarının zararına olarak, bilişim sistemlerinin araç olarak kullanılması suretiyle, banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle, banka veya diğer kredi kurumlarınca tahsis edilmemesi gereken bir kredinin açılmasını sağlamak maksadıyla, sigorta bedelini almak maksadıyla, kişinin, kendisini kamu görevlisi veya banka, sigorta ya da kredi kurumlarının çalışanı olarak tanıtması veya bu kurum ve kuruluşlarla ilişkili olduğunu söylemesi suretiyle, kamu görevlileriyle ilişkisinin olduğundan, onlar nezdinde hatırı sayıldığından bahisle ve belli bir işin gördürüleceği vaadiyle işlenmesi nitelikli dolandırıcılık suçunun çeşitleri olarak karşımıza çıkmaktadır.
Dolandırıcılık şartları nelerdir?
Dolandırıcılık suçunun üç ana şartı bulunuyor diyebiliriz. Bu şartlar şunlardır:
- Fiili işleyen kişi tarafından hileli hareketler icra edilmelidir. Mağdurun inceleme eğilimini ortadan kaldıracak davranışlar fail tarafından sergilenmelidir.
- Fiili işleyen kişi tarafından yapılan hileli hareketler herhangi bir kimseyi aldatacak özellikte olmalıdır.
- Mağdurun veya başkasının zararına, kendisi veya başkası yararına haksız bir fayda elde edilmelidir. Fiili işleyen kişi, kendisi veya başkası lehine fayda elde etmek için bilerek ve isteyerek hileli hareketler icra etmeli, mağdura verilen zarar ile fiili işleyenin eylemi arasında uygun illiyet bağı mevcut olmalıdır. Zarar, objektif şahsi ölçüler dikkate alınarak belirlenecek ekonomik zarardır.
Kamu kurum ve kuruluşları araç yapılarak dolandırıcılık suçu nedir? Hangi suçlar kapsamına girmektedir?
Kamu kurum ve kuruluşlarının araç olarak kullanılarak dolandırıcılık suçunun işlenmesi nitelikli dolandırıcılık suçunu meydana getirmektedir.
Kamu kurum ve kuruluşları alet edilerek yapılan dolandırıcılık türleri nelerdir?
Kişinin, kendisini kamu görevlisi veya banka, sigorta ya da kredi kurumlarının çalışanı olarak tanıtması veya bu kurum ve kuruluşlarla ilişkili olduğunu söylemesi suretiyle, kamu görevlileriyle ilişkisinin olduğundan, onlar nezdinde hatırı sayıldığından bahisle ve belli bir işin gördürüleceği vaadiyle işlenmesi nitelikli dolandırıcılık suçu olarak kamu görevlileri alet edilerek işlenen dolandırıcılık türleri olarak karşımıza çıkmaktadır.
Kamu kurum ve kuruluşu dolandırıcılığının maddi unsurları nelerdir?
Dolandırıcılık suçunda, kişinin kendisinin ya da bir başkasının malvarlığında azalma meydana getiren, zarara yol açan tasarrufu, failin, “hileli davranışlarıyla aldatılması”sonucunda yapması aranır. Dolandırıcılık suçu, neticeli bir suç tipidir. Failin, hileli davranışlarıyla aldattığı mağdurun veya başkasının zararına olarak, kendisine veya başkasına bir yarar sağlaması gerekir. Mağdurun veya başkasının zararına, yararın elde edilmesiyle netice gerçekleşir ve suç tamamlanır. Ayrıca, yapılan hileli davranışlarla, aldanan mağdurun sağladığı yarar arasında nedensellik bağlantısı bulunmalıdır. Dolandırıcılık suçunun faili herkes olabilir. Kanunda suçun faili yönünden bir sınırlama getirilmemiştir. Suçun mağduru, failin kullandığı hileli hareketler sonucunda aldatılarak doğrudan ya da dolaylı olarak zarara uğratılan gerçek kişidir.
Kamu kurum ve kuruluşu dolandırıcılığının manevi unsurları nelerdir?
Kamu kurum ve kuruluşları zararına dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için fiilin kamu kurum ve kuruluşlarının mal varlığına zarar vermek maksadıyla işlenmesi gerekir. Yani suçun manevi unsurunu zarar kastı oluşturacaktır. Zarar vermek, kamu kurumundan hakkı olmayan bir parayı almak ya da bir borcu geri vermemek şeklinde olabilir. Bu şekildeki nitelikli dolandırıcılık suçu mağduru kamu kurum ve kuruluşunun tüzel kişiliğidir.
Kendisini bir kamu görevlisi olarak tanıtarak dolandırıcılık yapan kişiler, tek başlarına bu suçların faili olabilir mi? Açıklar mısınız?
Dolandırıcılık suçu ancak kasten işlenebilir. Kastın varlığı için failin hileli davranışı yapmak istemesinin yanı sıra, bu davranışı ile mağdurun iradesini aldatmayı ve yarar sağlamayı da istemiş olması gerekir. Yapılan davranışın hileli olduğunu ve aldatmaya yönelik olduğunu bilmesi ve isteyerek yapması gerekir. Gerekçede yazdığı üzere de olası kast da suçun işlenmesi için yeterlidir.
Kendisini bir kamu görevlisi olarak tanıtarak dolandırıcılık yapan kişiler hakkındaki cezai yaptırımlar nelerdir?
Kişinin, kendisini kamu görevlisi veya banka, sigorta ya da kredi kurumlarının çalışanı olarak tanıtması veya bu kurum ve kuruluşlarla ilişkili olduğunu söylemesi suretiyle dolandırıcılık suçunun işlenmesi halinde, üç yıldan on yıla kadar hapis ve beş bin güne kadar adlî para cezasına hükmolunur.
Kamu görevlilerinin, görevin gereklerine aykırı hareket etme suçu nedir?
Görevi kötüye kullanma, kamu görevlisinin görevini yapmaması veya hukuka aykırı bir şekilde yapmasıdır. Görevi kötüye kullanma, üç şekilde meydana gelirse suç olarak kabul edilir:
- Kamu görevlisinin yapmakla görevli olduğu görevini yapmaması şeklindeki görevi kötüye kullanma suçu,
- Kamu görevlisinin görevini kanunun öngördüğü şekilde yapmaması şeklindeki görevi kötüye kullanma suçu,
- Kamu görevlisinin görevinin gereklerini yapmakta ihmal veya gecikme göstermesi, yani görevi ihmal şeklindeki görevi kötüye kullanma suçu.
Kamunun zararına sebep olan ya da haksız kazanç sağlayan kamu görevlisi hakkında uygulanan cezai yaptırımlar nelerdir?
Türk Ceza Kanunu’nun 257. maddesinde düzenlenen görevi kötüye kullanma suçu ile kanunda ayrıca suç olarak tanımlanan haller dışında, “görevinin gereklerine aykırı hareket etmek suretiyle” ve “görevinin gereklerini yapmakta ihmal veya gecikme göstererek” kişilerin mağduriyetine veya kamunun zararına neden olan ya da kişilere haksız bir menfaat sağlayan kamu görevlisi cezalandırılmaktadır. Suç tipinde yer alan “kişilerin mağduriyetine veya kamunun zararına neden olma ya da kişilere haksız bir menfaat sağlama”nın hukuki niteliği tartışmalı olup, maddenin gerekçesinde bunların suçun oluşabilmesi için objektif cezalandırılabilme şartı olarak öngörüldüğü belirtilmiştir. Objektif cezalandırma şartı içeren suç tiplerini belirlemedeki güçlük ve kurumun hukuki niteliği konusundaki belirsizlik, görevi kötüye kullanma suçunun oluşması, kastın kapsamını belirleme gibi hususlarda öğretide farklı yaklaşımlara neden olmuştur. Kanunda ayrıca suç olarak tanımlanan hâller dışında, görevin gereklerini yapmakta ihmal veya gecikme göstererek, kişilerin mağduriyetine veya kamunun zararına neden olan ya da kişilere bir kazanç sağlayan kamu görevlisi, altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
Bir kamu görevlisinin görevini kötüye kullandığı hallerde bu davranışa maruz kalan kişilerin rıza göstermeleri, hukuka uygunluk nedeni sayılır mı?
Tüm suçlarda olduğu gibi, görevin gereklerine aykırı hareket etme suçunda da suçun gerçekleştiğinden bahsedebilmek için, fiilin hukuka aykırı olması, yani olayda bir hukuka uygunluk nedeninin bulunmaması gerekir. Aksi halde fiil hukuka uygun sayılacak, dolayısıyla ortada bir suç olmayacaktır. Zira hukuka uygunluk nedenleri, kural olarak ceza kanunları tarafından yasaklanan bir fiilin işlenmesine yetki veren veya işlenmesini emreden bir normun varlığı nedeniyle suç sayılmasını engelleyen hallerdir.
Kamu görevlisinin rüşvet alması ve rüşvetin cezai yaptırımları nelerdir?
TCK madde 252/2 uyarınca rüşvet alma suçunun cezası; 4 yıldan 12 yıla kadar hapis cezasıdır. Kamu görevlisinin rüşvet talebinde bulunması ve fakat bunun kişi tarafından kabul edilmemesi nedeniyle rüşvet anlaşmasının yapılamaması halinde kamu görevlisine TCK madde 252/2 gereği verilecek ceza yarı oranında indirilir. Bu halde, kamu görevlisine verilecek ceza 2 yıldan 6 yıla kadar hapis cezasıdır.
TCK madde 252/7 uyarınca, rüşvet alan veya talebinde bulunan ya da bu konuda anlaşmaya varan kişinin; yargı görevi yapan (avukat, hakim, savcı), hakem, bilirkişi, noter veya yeminli mali müşavir olması halinde, verilecek ceza 1/3’ten 1/2’sine kadar artırılır.
Biyografi: Zehra Selin Aksu
Lise hayatına Çankaya Anadolu Lisesi’nde başlayan Av. Zehra Selin AKSU dil bursu kazanarak Düsseldorf Gymnasium Schule’de dönüşümlü olarak okuyarak lise eğitimini tamamlamıştır. Devamında Başkent Üniversitesi Hukuk Fakültesinde lisans eğitimini alan Avukat 2011 yılında Ankara’da kendi bürosunu kurarak avukatlık hayatına başlamıştır. Mesleğinin ilk yılında Ankara Barosu önderliğinde başlatılan, kadın, çocuk LGBTİQ + bireyler ve yaşlılara karşı şiddetin önlenmesi ve haklarının korunması kapsamında kurulan Gelincik Merkezi’nin kurucu üyeleri arasında yer alıp 2011-2016 yılları arasında Gelincik Merkezi Gönüllü Avukatı olarak, 2016-2018 yılları arasında rehber avukat olarak ve 2018 yılından bu yana 2021 yılları arasında Gelincik Merkezi Başkan Yardımcısı olarak görev almıştır. Halen ilgili merkez başkan yardımcılığı görevine devam etmektedir.
Ayrıca 2012-2014 yılları arasında Avukat Hakları Merkezi Üyesi, 2014-2016 yılları arasında Avukat Hakları Merkezi Divan Üyesi olarak çalışmıştır. Ankara Cumhuriyet Savcılığına bağlı olarak Uzlaştırmacılık görevini devam ettirmektedir. Aynı Zamanda Konkordato vekilliği ve Konkordato Komiserliği eğitimlerini tamamlamış birçok şirkete danışmanlık ve komiserlik yapmıştır ve yapmaya devam etmektedir. Aktüerya, Tüketici hukukundan kaynaklı alacakların hesabı, Mal rejimine ilişkin davalarda katılma payı ve katkı payı alacağı hesabı konularında mahkemelerde bilirkişilik yapmaktadır. 2018 yılından başlayarak hala devam edecek şekilde TSE Kurumu ve TOBB ne ait ortak bir şirketin hukuk müşavirliği görevini sürdürmektedir. Gastronomiye olan özel ilgisi neticesinde 2019 yılında Ankara Barosunda Gastronomi Kulübünü kurmuş ve oy birliği ile başkan seçilmiştir.