Expo 2020 Dubai (Dünya Fuarı) izlenimleri

Başka bir vesileyle bulunduğum Birleşik Arap Emirlikleri’nin Dubai Emirliği’nde 1 gün de olsa Expo 2020 Dünya Fuarı’nı gezme fırsatım oldu. Gözlemlerimden yola çıkarak, kafamda canlanan dünya resmini sizlerle paylaşmak arzusundayım.

expo 2020 dubai

Expo 2020 izlenimleri: Dünya Fuarları (World Exhibitions)

Dünya fuarları, insanlık tarihindeki yerini endüstri devrimi ile birlikte almaktadır. Modern çağda, dünya fuarlarının ilki İngiltere’nin başkenti olan Londra’da 1851 yılında düzenlenmiştir. Ağırlıkla endüstrileşmiş devletlerin ev sahipliği yaptığı dünya fuarlarının kapsamı ya tümel anlamda dünya fuarı ya da belirli bir konuya odaklanan (specialised expo) hususi fuar şeklinde tezahür etmektedir. Dubai’de 31 Mart 2022’ye kadar sürecek olan fuar, dünya fuarı sınıfında olan geniş kapsamlı bir fuardır. Hususi fuarların kapsamı daha dar olup, gerekli olan finansal kaynaklar nispeten daha düşüktür.


Expo 2020 üzerinden dünyaya bakış

Zaman kısıtı sebebiyle 10 pavilyonun altında ülkenin temsiline şahit olmuş olsam da, genel anlamda bir değerlendirme yapmak için yeterli gözleme sahip olduğumu düşünüyorum. Dünya düzeninin içinde bulunduğu neo-liberal sarmalın (kapitalizmin modern yüzü) sonucu olarak ülkeler arasında çok net ayrımlar gözünüze çarpmaktadır.

Teşhir için mümkün kılınan ve kiralanan alanlara, binalara ve eşyaya baktığınızda doğrudan o ülkenin daha ismini görmeden kapitalist düzenin bir akbabası olup olmadığını tahmin edebilirsiniz. İsviçre, Almanya, Rusya, Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri (tabii ev sahibi olması vesilesiyle de) için tahsis edilmiş olan pavilyonları sadece dışarıdan gözlemlediğinizde diğer ülkelere kıyasla bambaşka finansal kaynaklara sahip oldukları çıkarımını yapabilirsiniz.

Ziyaret etme imkanım da olan Suudi Arabistan’ın pavilyonuna toplamda ne kadarlık bir bütçe ayrıldığını inanın tahayyül bile edemiyorum. İçeriğin derinliğini sorarsanız size zengin bir karşılık veremeyebilirim. Rusya’nın etkileyici ve dijitalleşme ağırlıklı pavilyonunda aynı zamanda ülkenin pazarlaması için de hedefe odaklı tanıtımlar yerleştirilmişti.

Öte yandan da, kapitalizmin akbabası olmadığı belli olan birçok ülke bir binanın bir katını veyahut bir katın bir kısmını kiralamıştı. Tabii bahsettiğim düzenin bir kısmı, başvuru sıralamasından da kaynaklanmış olabilir. Yine de gözler önündeki tasnifin ve yerleştirmenin, söylediğim ekonomik ağırlıktan çok uzakta olmadığını iddia edebilirim. Bittabii, ekonomik pahasına nazaran daha şaşaalı mekanlarda sunum yapan ülkeler de olabileceğini göz ardı etmiyorum.


İçerikleri incelediğinizde, her ülkenin kendi imkanları ve mahiyetine göre teşhirler hazırladığını söyleyebilirim. Teknolojik ölçekte yukarılarda seyretmeyen ülkeler ağırlıkla kültüre ve insanın her zaman bağlı olacağı doğaya odaklanmışlardı. Benim çok ilgimi çeken Angola’nın giriş bölümünde konserler organize ediliyordu mesela. Orada müzik ile insanları birbirine bağlayan bir köprü kurulurken, Maldivlerin mekanında da bir dans gösterisi onlarca insanın beğenisini kazanıyordu. Yani, tüm ülkeler yapabildikleri ve gösterebildikleri konular ile temsil ediliyorlar.

Türkiye Pavilyonu

Mukayese için ziyaret ettiğim Türkiye’nin pavilyonu beni aslında (sonradan düşündüğümde) yukarıdaki değerlendirme ölçütlerinde pek de şaşırtmadı. Dünyadaki yerini ortadirek bir memleket olarak niteleyebileceğimiz Türkiye’nin pavilyonu bir binanın giriş katında idi. Kültür-sanattan turizme, yeraltı kaynaklarından teknolojiye kadar seçilmiş olan konu başlıkları beğenimi kazansa da, sunumda biraz daha dijital teşhirler yani interaktif denilen ekranlar kullanılabilirdi diye düşünüyorum.

Uluslararası yetkinlik

Son olarak da Türkiye pavilyonunda görev yapan personelin pozitif ancak gelişime açık olan etkileşiminden söz etmek istiyorum. Etkinlikleri, uluslararası yetkinlik ile çok daha farklı boyutlara çıkartılabilir. Özellikle dünya fuarı gibi organizasyonlarda, uluslararası ya da kültürlerarası yetkinlik konusu çok öne çıkıyor. Yabancı dil ile ilişkili ancak birebir ona bağımlı olmayan bu yetkinlik, karşınızdaki insanın kültürel hinterlandına göre konumlanmanız ve ona uygun bir hizmet veya karşılık vermeniz anlamına gelir. Çok basit bir örnek vermek gerekirse, Kıta Avrupası’nda Orta ve Kuzey Avrupalılar onlara doğrudan yaklaşılıp sunular hakkında bilgi verilmesini tercih etmezlerken, başka milletler bundan memnuniyet duyabilirler. Bu ve benzeri örnekler çoğaltılabilir.

***

Sonuç olarak, uluslararası tecrübe kazanmak ve kültürleri tanımak isteyenler için Expo 2020, her hâlükârda biçilmiş bir kaftandır. Kısa süre içerisinde 100’ün üzerinde ülke gezmiş kadar gözlem yapabilir ve onların yaşam biçimleri hakkında bilgi sahibi olabilirsiniz. Ancak fuarın hakkını vermek için 1 hafta gibi bir ikamet planlamak doğru olacaktır.


Son söz: Bana pavilyonunu göster, sana nereli olduğunu söyleyeyim.

Kullanıcılar 2022 yılında çevrimiçi arkadaşlık uygulamalarından ne bekliyor?