Merkez Bankası faiz indirimine gitmesine rağmen bireysel ihtiyaç kredisi, taşıt, ticari ve konut kredileri faiz oranları aynı seyirde düşürülmedi. TCMB’nin eski başekonomisti Hakan Kara, “Böyle bir dönem son 40-50 yılda pek yaşanmadı. Bankacılık sektörü bu alışılmadık konjonktürle baş etmeye çalışıyor” yorumunda bulundu.
Doların 14’e yaklaşarak rekor kırdığı 3 Aralık haftasında tüm kredi faizlerinde artış oldu. Vade ve enflasyon riskine işaret eden Prof. Dr. Hakan Kara, bankaların bir süre sonra TCMB’nin faiz artışı yapmak durumunda kalacağını düşünüyor olabileceğine işaret etti.
Merkez Bankası’nın yükselen enflasyona rağmen faiz indirimlerine gitmesiyle Türk Lirası (TL) erirken, kredi faizlerinde sürpriz bir gelişme yaşandı.
Döviz kurlarının rekor seviyeye yükseldiği 26 Aralık-3 Kasım haftasında bankaların hem bireysel hem de ticari kredi faizleri arttı.
İhtiyaç ve taşıt kredisi faizlerinde sert yükseliş
TCMB verilerine göre, ortalama ihtiyaç kredisi faizi geçen hafta, bir önceki haftaya göre yaklaşık 1 puan artışla yüzde 23,57’den yüzde 24,52’ye yükseldi. Böylece, TCMB’nin politika faizini 400 baz puan indirimle yüzde 15’e çektiği son üç ayda ihtiyaç kredisi azalmak bir yana 142 baz puan yükseldi.
Geçen hafta ortalama taşıt kredisi faizinde de sert artış oldu ve oran yüzde 21,48’den yüzde 23,64’e yükseldi. Böylece 17 Eylül-3 Aralık döneminde TCMB faizi 400 baz puan azalırken, taşıt kredisi faizleri ortalamada 236 baz puan artmış oldu.
Konut ve ticari kredi faizlerinde de artış var
Konut kredisi faizleri de geçen haftada az da olsa yükseldi ve yüzde 16,94’ten yüzde 17,03’e ulaştı. 17 Eylül-3 Aralık döneminde konut kredisi faizlerinde düşüş, kamu bankalarının düşük faizli kredi kampanyalarına rağmen 86 baz puanla sınırlı kaldı.
Ticari kredi faizleri de geçen hafta 61 baz puan artışla yüzde 19,47’ye yükseldi. Ticari kredi faizleri ortalamada 17 Eylül-3 Aralık döneminde 179 baz puan oldu.
“Böyle bir dönem yaşanmadı!”
TCMB’nin eski Başekonomisti Hakan Kara, kredi faizlerindeki gelişmeleri Sözcü‘ye değerlendirdi.
“Çok farklı bir dönem yaşıyoruz. Enflasyon risklerinin giderek arttığı bir ortamda TCMB faizleri aşağı çekiyor” diyen Prof. Dr. Kara, “Böyle bir dönem son 40-50 yılda pek yaşanmadı. Bankacılık sektörü bu alışılmadık konjonktürle baş etmeye çalışıyor” yorumunda bulundu.
Hızla yükselen enflasyon beklentilerinin mevduat faizinin reel getirisini giderek düşürdüğünü, vatandaşın TL’de kalması durumunda alım gücünün hızla eridiğini, bunun da TL’den dövize geçişi hızlandırarak bankaların döviz açık pozisyonunu artırdığını dile getiren Kara, “Bankanın bu pozisyonu kapatması için döviz alması lazım ancak döviz arzı sınırlı. Bankaların kalan TL mevduatı tutabilmek için faizleri belirli bir noktanın altına indirmemeleri gerek. Bu nedenle TCMB faiz indirimleri mevduat faizlerine kısmen yansıtılabiliyor” ifadelerini kullandı.
Bankalar faizi artırıp, vadeyi kısaltıyor
Kredi faizlerindeki artışta ise daha çok vade ve enflasyon riskinin etkili olduğunu belirten Kara, bankaların bir süre sonra TCMB’nin faiz artışı yapmak durumunda kalacağını düşünüyor olabileceğine işaret etti.
Krediler ile mevduat arasındaki vade uyumsuzluğunun faiz riskine yol açtığına dikkat çeken Kara, “TCMB’nin faiz artırması mevduat faizinde sert yükselişe neden olur. Dolayısıyla bankalar verdikleri kredilerden ilerde zarar etmemek için kredi faizlerini aşağı çekmemeyi tercih ediyor. Risklerini yönetebilmek için kredi faizlerini artırıp vadeyi kısaltıyorlar” dedi.
Beklentilerde tarihi bozulma
Kara’nın işaret ettiği gibi, enflasyon beklentilerinde son dönemde çok sert bozulma yaşandı. TCMB’nin kasım ayı anketinde yüzde 15,61 olan piyasanın 12 ay sonrası enflasyon beklentisi, aralık anketinde yüzde 21,39’a yükseldi.
Kasım anketinde 9,98 olan 2021 yıl sonu dolar/TL beklentisi, aralık anketinde 13,77’ye yükselirken, 12 ay sonrası döviz kuru beklentisi de bu dönemde 10,93 TL’den 15,56 TL’ye tarihi yükseliş kaydetti.