Ekrem İmamoğlu’ndan Süleyman Soylu’ya çok sert tepki: Psikolojisi ciddi şekilde bozulmuş. İçişleri Bakanlığımız tehlike altında. Bağımsız sağlık kuruluşları kendisini analiz etsin.
İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, 3. doz covid aşısını Amerikan Hastanesi’nde oldu. Hastane çıkışında İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun TBMM’deki bütçe görüşmeleri sırasında İBB’nin terör örgütü üyesi personel çalıştırdığı, el konulan yolsuzluk soruşturmaları ve İETT’nin düzenlediği ihaleye karşı bakanlık tarafından başlatılan soruşturmaya ilişkin açılmalarına çok sert yanıt verdi.
Ekrem İmamoğlu, TBMM’deki bütçe görüşmelerinde Türkiye’nin bütçesi konuşulacağına İBB’nin konuşulduğunu, akıl dışı ithamlar ve suçlamalarda bulunulduğunu söyledi.
“Devlet bankalarında tek kuruş kredi alamadık”
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun bütçeyle ilgili konuşması sırasında İBB’nin borçlanmasıyla ilgili ithamlarda bulunulduğunu hatırlatan İmamoğlu, şu ifadeleri kullandı:
• Evet borçlanıyoruz. İBB 10 tane metro yapıyor. Borçlanıyoruz çünkü İBB yönetimi değişir değişmez, tek bir devlet bankasından, İller Bankası’ndan tek bir kuruş dahi kredi kullandırılmayan bir kurumuz.
• Seçimde ‘kimin parasını kime harcıyorsunuz’ diyorlardı ya. Bu da şöyle bir soruyu gerektiriyor: ‘Kimin parasını, kimin kaynağını devletin bir başka kuruluşundan esirgiyorsunuz?’ Bu akıl, kötü bir akıldır.
“İBB kur farkından 1 metro parası kaybetti, bunları konuşun”
Kasım ayında hazırlanan İBB’nin 2022 bütçesiyle ilgili de çarpıcı bir açıklama yapan İmamoğlu “Bütçeyi kasım ayında sundum. Üstünden 15 gün geçti ve sunduğumuz bütçeye sadece 15 gün içerisinde kur farkının getirdiği fark 5 milyarın üzerinde. 5.5 milyara doğru gidiyor. Yani İBB, bir metro hattı kadar para kaybetti. Bunları konuşun. Ne yazık ki 10 metro yapan İBB’ye, Ekrem İmamoğlu’na laf atmayı, Türkiye’nin bu durumunda başlarını öne eğip utanç duyacaklarına İstanbul’a laf atmayı kendilerine vazife kıldılar” diye konuştu.
“FBI, CIA görevlendirin”
Soylu’nun İETT’nin 2 milyarlık ihalesinde 700 milyon lira yolsuzluk tespit edildiği, adrese teslim ihale yapıldığı açıklamasıyla ilgili İmamoğlu “Müfettişler görevlendirilmiş, vergi daireleri görevlendirilmiş, MASAK görevlendirilmiş… Ben ilave edeyim; FBI’ı görevlendirdiler, CIA’yi görevlendirdiler ve bizim bu ihaleleri kontrol edeceklermiş. Allah, bunların hepsine akıl versin. Öncelikle, buyursunlar, bekliyoruz. Bütün kamu kurumlarını denetleyebilirler. Bekliyoruz. Ama şunu söyleyeyim: Özellikle İBB’den bilgi aldıkları kişiler, Ankara’daki hem milletvekillerini hem de bakanları fena halde kandırmışlar, birçok konuda kandırdıkları gibi” dedi.
“Gözlerini ne karartıyor?”
İETT ihalelerine ilişkin örnekler veren İmamoğlu ” İETT’de, bizden önce yapılan açık ihale oranı yüzde 74. İBB’yi biz teslim aldıktan sonra yapılan açık ihale oranı, yüzde 91’e çıkmış. 8 tane araç bakım ihalesi yapmışız. Bunları 4 farklı şirket kazanmış bir kere. Kıyameti koparttılar, ‘4 ihale de açık ihale olarak yapılmamış vesaire.’ Hepsi açık ihaleyle yapılmış. Buna nasıl böyle bir hükümde bulunabiliyorlar? Gözlerini ne karartıyor; anlayabilmiş değilim” diye konuştu.
Mercedes’e çağrı: Bu iftiraya müsaade etmeyin
Mercedes firmasının İBB tarafından ihaleye almadığına ilişkin iddiaya da bir çağrı yaparak yanıt veren İmamoğlu şunları söyledi:
• Mercedes firması, ihaleye katıldı. Teklif de vermiş. Dolayısıyla buradan çağrı yapmak durumundayım Mercedes firmasına. Karşısında 150 yıllık İETT firması var.
• İETT’yle çalışan bir kurumdur Mercedes daha öncesinde de. Şu anda bile bizde dönen otobüsleri var. Dolayısıyla 150 yıllık İETT’ye, kendi markaları ve firmaları üzerinden iftira atılıyor.
• Bu iftiraya müsaade etmemeliler. Mercedes firmasını, çok acil olarak açıklama yapmaya davet ediyorum. Bu iftiraya seyirci kalmasınlar, ayıptır.
•Bir avuç, yalan ve iftirayla konuşan insanlara müsaade etmeyecek böylesi bir uluslararası ve önemli bir kurum.
“Bağımsız sağlık kuruluşları, İçişleri Bakanı’nı analiz etsin”
İmamoğlu, Soylu’nun İBB’de çalışan 557 kişinin terör örgütü üyesi olduğuna yönelik açıklamasına ise zehir zemberek bir karşılık verdi.
İmamoğlu şunları söyledi:
• Son olarak; en belki sıra dışı, en akıl dışı, gerçekten psikolojik analize de ihtiyaç olan bir konuya geliyorum.
• Bu psikolojik analize ihtiyaç duyulan konu da TBMM’de konuşması, tavırları gerçekten bilimsel olarak, tıbbi olarak incelenmesi gereken İçişleri Bakanı’yla ilgili. Ne demiş Sayın Bakan?
• İBB’de, çeşitli terör örgütlerine mensup 557 kişi çalışıyor. Bak bak bak… 86 bin İBB çalışanını zan altında bırakıyor. Bakın bu Sayın Bakan’ın yaptığı ilk değil, onlarcasını yaptı. Dün itibarıyla ben aslında cevap verecektim.
• Hatta o ilk gün bile cevap vermeyi düşündüm ama bekledim. Niye? Bekledim ki herhalde gelip onları alacaklar İBB’den. Öyle ya, terör örgütü üyesiyse gelip tutuklayacak bunu. Bu arada kimse gelmedi.
• Yalanı konuş, iftirayı at, köşene çekil… Meclisteki tutumu, tavrı, davranışları, kavga etme biçimi, psikolojik ruh hali, yüz ifadeleri açısından ben buradan çağrı yapıyorum.
• Ciddi bir öneride bulunuyorum ve bu önerim ciddiye alınsın istiyorum. Bağımsız sağlık kuruluşları, gelsinler ve bu psikolojisi ciddi şekilde bozulmuş Sayın bakanla ilgili bir analiz yapsınlar.
• Çünkü Türkiye’nin bu kadar önemli bir kurumunun başındaki insanın psikolojisi bu haldeyse, bizim kadim kurumumuz, İçişleri Bakanlığımız tehlike altında demektir.
• Daha önce de İBB’ye dair saçma sapan hamleleri olmuştu, kurban toplanmasına yasak getirmek gibi, yardım paralarını bloke etme çabasındaki iktidar mensubu olmanın verdiği telaşlı davranışlar gibi…
• Bunları normal karşılıyorum ama bu normal değil. Gerçekten ciddi bir muayeneye tutulmalıdır.
• İçişleri Bakanlığı değerli bir makam. Sağlıklı ve rasyonel bir biçimde İçişleri Bakanlığı’nın yönetilmesi şarttır.
“Bakan’ın itibarı, beni itibarsızlaştırmaya asla yetmez”
İmamoğlu tepkisini şöyle sürdürdü:
• Sayın Bakan’ın itibarı, beni itibarsızlaştırmaya asla yetmez. Ama ben, kanuni hakkımı arayacağım.
• Kişisel haklarıma saldırı, İBB’ye saldırı üzerinden, hukuk önünde hakkımı arayacağım. Türkiye Cumhuriyeti’ne yakışmayan, Türkiye Cumhuriyeti’nin kadim kurumu İçişleri Bakanlığı’na yakışmayan ve ne yazık ki şu kötü ve zor günlerde, yani insanların ekonomik olarak belki de Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en kısa zamanda bu kadar fakirleştiği bir dönemde, bir de böyle toplumun ruh halini bozacak, toplumu ne yazık ki daha da karamsarlığa itecek tavırları gösteren bir bakanla karşı karşıyayız. Allah, milletimizi de onun gibi yöneticilerin karşısında korusun.
• İnsanları bölüştürmeye, insanları bölmeye, uzaktan sokakta yürüyen vatandaşları ‘terörist’ ilan etmeye, kurumda çalışan insanları ‘terörist’ ilan etmeye devam ediyorlar.
El konulan yolsuzluk dosyalarına tepki
İmamoğlu, İBB’nin İçişleri Bakanlığı tarafından el konulan yolsuzluk dosyaları ile ilgili Soylu’nun yaptığı “21 dosyada hukuka aykırılık bulunmadı” açıklamasına da tepki gösterdi.
İmamoğlu şunları söyledi:
• Az önce söylediğim analizleri yapan bir insanın, ’21 dosyada hiçbir şey yoktur’ demesine inanmanız mümkün mü? İnanmam mümkün mü? Ona bırakır mıyım ben onu?
• 33 tane dosyamız var soruşturmaya tabi tutulan. Bu dosyaları Bakanlık, usulsüz bir biçimde elimizden almıştır. Böyle bir uygulama yapılmamıştır daha önce. Sindirmeye çalışmıştır.
• Bir yılı aşkın süredir ellerinde tutuyorlar. Şimdi, ‘Efendim 21’inde hiçbir şey bulunamadı.’ Hadi oradan.
•Her birini analiz edeceğiz. Her biri takibimizdedir. Hiçbir şekilde, o 33 dosyanın hiçbir tanesinden bile gözümüzü ayırmıyoruz, takip ediyoruz.
• Görev yapmamız engelleniyor. Bizim soruşturma yapmamız, yolsuzluklarla ilgili derinlemesine araştırma yapmamız engellenmektedir. Ama her bir dosyayı, tek tek analiz etmeye devam edeceğiz.
Cumhurbaşkanlığı sorusu: İstanbul ile ilgileniyorum
İmamoğlu gazetecilerin Cumhurbaşkanı adaylığı konusunda CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu’yla görüşüp görüşmediği ve “sizin gönlünüzde yatan bir aday var mı?” sorusu üzerine de şu açıklamayı yaptı:
• Sayın Genel Başkanımızın, benimle konuşacak o kadar konuları var ki. 100 tane konusu var; biri bu değil. Biri bile bu değil.
• Dolayısıyla şu anda Millet İttifakı, başta Genel Başkanım Sayın Kemal Kılıçdaroğlu olmak üzere, bu konulara odaklı çalışmalar sürdürüyorlar.
• Beni ilgilendiren ve ülkemizi ilgilendiren, benim az önce anlattığım konular; dövizin artışı, milletin fakirleşmesi, yapılan yolsuzluklara müdahale edilmemesi, yalan ve iftirayla insanların bölünmesi meselesidir. Benim başka bir konum yok. İstanbul’la ilgileniyorum.